Ülkemde Terörü, Terör Destekçilerini Artık İstemiyorum
İdam cezası ahlaki çöküntüyü önleyebilir mi? Hani idam olacak birini ölene kadar beslemek yetimin hakkını yedirmek değil midir? Teröristi öldürürken onun başını mecliste beslemek nasıl bir tezattır. Terörist başlarının başı ezilmezse, cezaevinde beslenirse terör biter mi?
Dünyanın hangi yerinde ülkemizde ki gibi ikilem mevcuttur. Seçim zamanı oy potansiyeli partilerin gözünü kamaştıran bir seçmen de mevcut. Peki bu seçmen kitlesi niçin var? Neden ülkeme ihanet edenlere oy veriyorlar? Diyarbakır annelerine rağmen, bu kadar medyada teröre darbe vurulmasına ve anlatılmasına rağmen bu seçmen neden azalmıyor? Gidin doğuya ve görün orada ki yolları, İç Anadolu Bölgesinde böyle yollar var mı? Hatta bütün siyasi partilerde doğu kökenli milletvekilleri de mevcut. Bu yöreden seçilen milletvekilleri, imkan ve rahatlıklarına rağmen neden mecliste bu durumun yanlışlığı konusunda elbirliği edip o yöre halkını aydınlatmak için çalışmıyorlar?
İsviçre’de teknik konularda görevli olarak bulunmuştum. Yurt dışında yemek sorun olduğu için, döner satan bir dükkana girdim ve dönercinin Türk olduğunu ve Şanlıurfa doğumlu olduğunu öğrendim. Her akşam yanına gidiyor, hem yemeğimi yiyor hem de Cenevre hakkında fikir alış verişinde bulunuyordum.
Bir akşam Cenevre’de beni gezdirme konusunda söz verdi. Alınacak hediyeler konusunda yardım da edecekti. Gittiğimiz bir yerde K.Maraşlı ve bilgisayar öğrencisi olduğunu öğrendiğim bir arkadaşıyla tanıştırdı beni. Her yaz tatilini K. Maraş’ta ailesi ile geçirdiğini söyledi. Bende iltifat olsun diye, sen Sütçü İmamın torunusun maşallah dedim. Der demez hiddetle, Ben Sütçü İmamın torunu değil Şeyh Sait’in torunu teröristim, üstelik benim atam Atatürk değil A… Ö…dır demez mi? Birden ne diyeceğimi şaşırdım. Böyle bir karşılık beklemiyordum. Kendimi hızlıca toparladım dedim ki, Ben Türküm sen teröristsin. Söyle ne yapacaksın beni mi vuracaksın şimdi. Aslında biz ülkemizin bölünmesine karşıyız. Kürtler bizim kardeşimizdir. Bizi bölmek isteyene karşıyız. Söyle bakalım, sen Müslüman mısın?, Evet dedi. Peki bir Müslüman diğer bir Müslümanı öldürür mü? Hayır dedi. Peki siz niye doğuda ki kardeşlerinizi, polisi, Mehmetçiği ve oranın refah seviyesini yükseltmek için çalışan ve Kürt olmayan kişileri öldürüyorsunuz. Sen bunu onaylıyor musun? Hayır dedi. Tamam abi dedi, ben Türk değil de Türkiyeliyim deyim o zaman. Bence de bunda sorun yok. Olamaz da… Abi dedi, her ay bizden aidat diye zorla para topluyorlar, vermeyene zorluk çıkartıyorlar. Anladım ki Avrupa’da gençleri yalan yanlış öğretilerle doldurduklarını bu yaşadığım konuşmayla şahit olmuştum. Sonuçta her şey tatlıya bağlandı, uzun uzun sohbet ettik ve güzel paylaşım yaşadık.
Bu gibi kişiler eğer terör destekçisi olmaya devam edeceklerse, terörün başına oy vermeyi sürdüreceklerse, Gitsinler hangi ülkede yaşamak istiyorlarsa orada yaşasınlar. Bizim ülkemizi böldürmeye izin vermemiz mümkün değil. Bu ülkeyi kim bölmek isterse onları yok edene kadar savaşırız. Bu böyle biline. Artık bizi birbirimize düşürmek isteyen yedi düvelin oyunlarına alet olmayız. Çalışın ve yörenizin refah seviyesini yükseltin. Bundan başka da oyun bozucu olmayın. Olmanızın da sonu ölümdür, bilesiniz.
Artık ülkemde şehit haberleri duymak istemiyorum. Ülkemi bölmek isteyen yaşasın diye beslemekte… İşte Yüksekova, gençler kayak yapıyorlar terörün kol gezdiği yerlerde. Artık ülkemde rahatça gezmek ve her yerinde yaşayan kişilerle güven içinde yaşamak istiyorum. Bizim Türkiye’den başka vatanımız da yok. Dünyanın neresine gidersek gidelim, hasret çektiğimiz yerdir vatanım. Selam ve dua ile.
Saffet Kuramaz, 21.01.2024, bir gece Ankara’da.