- 259 Okunma
- 2 Yorum
- 0 Beğeni
Şemsiye YAĞMURLUK MU GÜNEŞLİK Mİ? - NAFİ ÇAĞLAR
Şemsiye YAĞMURLUK MU GÜNEŞLİK Mİ? - NAFİ ÇAĞLAR
Şems ;
isim, eskimiş, Arapça şems
► güneş.
şemsiye
Arapça şemsiyye
1. isim Bir sapın üzerinde esnek tellere gerilmiş, açılıp kapanabilen, yağmur ve güneşten korunmak için kullanılan, su geçirmez kumaştan yapılmış taşınabilir eşya; güncek:
"İki dirhem bir çekirdek kadınların başlarında şemsiye, ellerinde de yelpaze." - Salâh Birsel
2. isim Genellikle plajlarda, bahçelerde kullanılan büyük güneşlik:
Bahçe şemsiyesi. Plaj şemsiyesi.
Şems, Arapça’da Güneş ise, şemsiye “Güneşlik” demek oluyor. Türkler ise bunu “YAĞMURLUK” kavramının yerine kullanmaktadırlar. Bir dilden bir dile geçerken, bazı sözcükler anlam kaymasına uğramaktadırlar. Ancak bir kısmı fazla kayıyor ve çok anlamsız oluyor. Hatta tam tersi anlamda bile kullanıldığı oluyor. Arap Yarımadası yıl boyunca çok fazla Güneş alan ve çok sıcak olan bir bölgedir. Doğal olarak orada yaşayan insanlar sıcaktan korunmak için Güneş’i engelleyecek eşya geliştirmişlerdir. Ağırlıkla Araplar’ın yaşadığı burada Güneşlik denmesi doğru ifadedir. Türkler alışkanlık olarak pek Güneşlik kullanmazlar. Fakat bu eşyaya şemsiye demişlerdir. Türkler’in demesi gereken sözcük YAĞMURLUK olmalıydı. Yazın kullansalardı GÜNEŞLİK diyebilirlerdi. Hem ihtiyaç yokken sözcük alıyorlar hem de yanlış anlamda kullanıyorlar. Bu da Türkler’in olumsuz davranışlarını göstermektedir.
Yazılışı ; Şems
Okunuşu ; Şemsiye
Kökeni ; Arapça
Türkçe’ye geçmiş durumu ; Şemsiye
Türkçe’ye geçiş zamanı ; 11.- 15. yüzyıl aralığıdır.
Türkçe’ye geçişi ; Taklitçiler aracılığıyla.
Yaygınlık ; Türkçe’de çok çok yaygın kullanılan Arapça sözcük.
Anlamı ; GÜNEŞLİK
Dilimize yağmur gibi yağan ve “şemsiye” gibi ihtiyacımızın olmadığı sözcüklerden kurtulmak için, korunmak için YAĞMURLUK kullanalım. Bizim dilimiz, mevsime göre karşılığı olan zengin bir dildir.
EĞİTİMCİ NAFİ ÇAĞLAR
10 Ocak 2024 / İstanbul
YORUMLAR
Türkiye'de kullanım şekli yağmurdan korunma aracı diye bilinse de sizin de ifade ettiğiniz gibi güneşten korunma aracı olarak imal edilmiştir. Ama ülkemizde ben yaz mevsiminde güneşten korunmak için şemsiye kullananı hiç görmedim olsa bile inanıyorum ki garibsenecektir. Öz Türkçe'den zaman zaman uzaklaşıldığından dilimize gereğinden (teknolojik gelişmeler gereği veya benzer nedenlerle alınanlar hariç) çokça yabancı kelimeler alınmış tabiri caizse doldurulmuş işte sonuç sizin de dediğiniz gibi anlam kaymasına uğramış kelimeleri kullanmak zorunda kalıyoruz. Halbuki Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ün isteği ile “Türk dilinin öz güzelliğini ve zenginliğini meydana çıkarmak, onu yeryüzü dilleri arasında değerine yaraşır yüksekliğe eriştirmek” amacıyla 12 Temmuz 1932'de kurulan bir Türk Dil Kurumu var ve bugün tam seksen yaşında. Bu kurum sizin dile getirdiğiniz yanlışları düzelmeli ve ihtiyaç duyulan yeni kelimeler dilimize kazandırılmalı, elbette uydurukça değil çünkü dil yaşayan bir olgudur, o ihtiyaç duyduğu kelimeleri bünyesine alır eskiyen demode olanları da zaman içerisinde bünyesinden atar. Örneğin teknoloji de olan gelişmeler sonucu kullanılan bilgisayar televizyon gibi.
Bu anlamlı paylaşımınız benim kaleme aldığım halen sayfamda yayınlanmakta olan "Güzel Türkçemiz" isimli şiirimden bir iki dörtlük paylamayı aklıma getirdi kabul buyurursanız;
...................
Osmanlı’ca denmiş, sonra adına
Arapça sözcükler dolmuş çatına
Varamamış Türkler, onun tadına
Huydan gelen dildir güzel Türkçemiz
Güncel Türkçe Halka su gibi aktı
Cehaleti Atam her şeyden söktü
Şeyhi, öz Türkçe’yi kalplere çaktı
Saydan gelen dildir güzel Türkçemiz
Yazılması kolay, herkes de anlar
Anladıkça kalpten, sarılmış eller
Olmasaydı keşke eski zor günler
Beyden gelen dildir güzel Türkçemiz
.............. bu anlamlı paylaşım için teşekkür ediyor esenlikler diliyorum.