- 310 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
TÜRKÇE'NİN EN BÜYÜK SORUNU ; Problem - NAFİ ÇAĞLAR
TÜRKÇE’NİN EN BÜYÜK SORUNU ; Problem
Problem ; Fransızca problème
1. isim, matematik Teoremler veya kurallar yardımıyla çözülmesi istenen soru; mesele.
2. isim ► sorun.
3. sıfat, mecaz Davranışları normal olmayan ve özel olarak eğitilmesi gereken (kimse):
Problem çocuk.
İşlembilim / sayıbilim (matematik ) dersinde öğretmen öğrenciye sorar – Şu problemi çözebilir misin? Öğrenci olumlu ya da olumsuz yanıt verir. Çözer veya çözemez. Yani bu sözcük (problem) sayılarla ve işlemlerle ilgili sözcüktür. Zamanla bir çok budunda olduğu gibi Türkler’de de günlük yaşantının her alanda kullanılır olmuştur. Buna bağlı olarak eğitimin bütün aşamalarında ve bütün alanlarda söylenmeye başlanmıştır. Hatta o kadar ileri gidilmiştir ki, Türk Dili ve Edebiyatı öğretmenleri bile bir öğrenci hakkında “ o çocuk problem” diye konuşmaktadırlar. Bu da beni çok rahatsız etmektedir. Değerli arkadaşlar bari siz yapmayın dediğimde umursamadıklarını görüyorum. Umursamalarını sağlamaya çalıştığımda ise, onlar rahatsız oluyorlar ve “hocam takma boş ver, çok önemli değil” deyip geçiştirmeye çalışıyorlar. Beni geçiştiremeyince de “hocam sen edebiyatçı değilsin, işine bak” dediklerinde iletişim kesiliyor. Ancak, onlara göre problem bitse de bana göre sorun çözülmüyor. Dilimiz açısından çok acı da olsa, işte toplumun gerçeği budur. Yani eğitimciler/öğretmenler bile duyarsız. Hele Türk Dili Öğretmenlerinin bile bu kadar duyarsızlıkları ve üstelik uyarıya kaşı rahatsızlıkları beni bitiriyor zaten. Artık gerisini siz düşünün… Her meslekten insan da bu sözcüğü kullanmaktadır. Ben ise, kendi dersimde öğrencilerime, şu soruyu çözer misin diye sesleniyorum. Saygılarımla.
ARTIK DAYANAMAM
Her Cuma, kürsüye çıkıp “poroblem” diyor imam.
Diyorum ki “bir bu eksikti, bittik artık, tamam…”
Hakimi, hekimi, bıktım ben, uyarayım kimi…
Dilciler de söylüyor, artık buna dayanamam…
20 Nisan 2008 – Beşyol / K.Çekmece / İstanbul
Diline duyarsız bazı Türkler, artık bu sözcük bizim dese de katılmıyorum. Hele ki karşılığı varken şiddetle karşıyım. Kaldı ki, Batılılar problem sözcüğü her alanda kullanırlarken, bizim dilimizde ortama göre farklı karşılıkları vardır. Örneğin ; Sayıbilimi/İşlembilimi dersinde "SORU" , Fen Bilimlerinde “SORU” denilmesi yeterlidir. Bir olay anındaki duruma "SORUN" yani “SORUN ÇIKTI” denilebilir. Tomlumbilimde (sosyolojide); bir insan için o adam problem demek yerine “SORUN” “UYUMSUZ” ya da “TUTARSIZ” denmesi uygun düşer. Ruhbiliminde (psikolojide); bir insan için o adam problemli demek yerine yani hastalık sınırında olan birisi için “SORUNLU “ “SIKINTILI” veya “DENGESİZ” ifadesi kullanılabilir. Ayrıca iç acıları olan birisine, toplumbilimi veya ruhbilimi konularında "SIKINTI" diyebiliyoruz. Örnekleri çoğaltmak mümkündür.Türkçe’mizde bu kadar karşılığı varken, problem sözcüğünü kullanmak üstelik hepsinin yerine kullanmak dilimizi kısırlaştırmaktır. Bu da dilimize yapılan bir kötülüktür.
Yazılışı ; problème
Okunuşu ; Problem
Kökeni ; Fransızca
Türkçe’ye geçmiş durumu ; Problem
Türkçe’ye geçiş zamanı ; 19..yüzyıl son çeyreği
Türkçe’ye geçişi ; Taklitçiler aracılığıyla.
Yaygınlık ; Türkçe’de çok çok yaygın kullanılan Fransızca sözcük.
Anlamı ; SORUN
DİLİMİZE problem ÇIKARMAYALIM “SORUN” DİYELİM…
EĞİTİMCİ NAFİ ÇAĞLAR
10 Ocak 2024 / İstanbul
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.