- 336 Okunma
- 0 Yorum
- 1 Beğeni
KÜÇÜK SİYAH BİR ÖYKÜ
KÜÇÜK SİYAH BİR ÖYKÜ
Bugün her minik ya da büyük ortamda insanoğlunun yaşayabildiği olaylardan birinden söz etmeğe karar verdim.
Dün akşam gittiğim bir tiyatro oyununda başka bir alanda benzer olayların yaşandığını izledikden sonra, her yerde olabilecek kötülük ve emek hırsızlığı konusuna minik bir katkı yapmak geldi içimden.
Öyle ya çoğu kez yaşadığımız olaylar hemen hemen birbirine çok benzer ama oyuncuları değişik değilmidir? Birbirini tanımayan yüzlerce binlerce insan, adeta aynı okuldan mezun olmuşlar gibi benzer davranışlar sergilerler adeta yaş aldıkça, insan tanıdıkça.
İş yaşamında, özel ilişkilerde insanoğlu fütursuzca harcar güzel duyguları belli çıkarlar uğruna.
Burda söz edeceğim olaylar masum, tatlı amaçlarla bir hoby, bir keyif adına başlatılan 20-30 kişilik bir gurubun öyküsü.
Başlangıçta her şey güzel başlar her yeni ilişki gibi.Gelenler mutludur, gülümseyen yüzlerle birbirlerine bakarlar ve saygı sevgi sözcükleri üretirler.
Sonra örneğin sevgili okuyucum sen, izninle seni bu gurubun gönüllü çalışanı kabul edelim.
Zaman ilerledikçe çok severek geldiğin bu toplulukta, çalışmalarınla uğraşılara katkıda bulunmayı mutluluk addedip, gönüllü olarak çabalamaya başlarsın ve yıllarca aynı aşkla çalışırsın.
Gurubun başındaki esas kişi de şimdi hakkını yemeyelim sizi takdir eder.”Fikirleriniz muhteşem.Bizim için büyük kazançsınız ne mutlu gurubumuza” gibi sözlerle düşüncelerini dile getirir.
Ürünleri sergileme alanları bulursun, çalışmaların yapılacağı alanları her sezon yaz kış demeden koşturup araştırırsın.
Oluşumun her yerde reklamını yaparsın, en az 20 kişiyi sen katarsın guruba, oluşumun en güzel yerlere gelmesi, ilerlemesi için elinden geleni yaparsın.
Gurup yemekleri, organizasyonları, hediyeleri, özel günler ile bizzat uğraşırsın.Sevgi ile yaparsın tüm bunları.
Belki de en önemli katkın,
gurup başının asla doğru düzgün organize olamaması yüzünden ve bu nedenle kapanmaya kadar getirmeye neden olmuşken , bu şefle uzun konuşmalar yaparak,öneri ve çözümlerle yeniden başlatırsın çalışmaları.Doğal olarak şefin egosu sana şükran beslemesini ya da minik bir cümle ile dile getirmesimi önler.
Gurup senin çabalarınla tam da kapanma arefesinde böylece yeniden canlanıp, kalabalıklaşır ve böylece organize olamayan ve öncesinde kapatmaya karar veren şef sayende daha çok para kazanır mutlu mutlu çalışmalara gelir .
Fakat doğal olarak her dramanın bir kötü karakteri olduğu gibi tüm bunlar olup biterken, o guruba senden çok sonra girmiş birileri sana, emeklerine, guruptaki aktifliğine, ilişkilerine son derece sinir olup,senin yaptığın çalışmaları kendi yapmış gibi gösterip, projelerini çalar ve yakın arkadaşıyla birlikte gurup şefiyle çok yakın bir bağlantıya girer.
Evet, bu peri masalı bu noktadan sonra neredeyse bir korku filmine dönmeğe başlar.
Yakın arkadaşıyla birlikte senin yaptığın çalışmalara hakaret edecek fırsatlar yaratır, şef kendisiymiş gibi herkesi her konuda ikaz eder, onun yüzünden çıkıp giden bile olur.
Sevgili okuyucum bunlar olurken, esas oğlan şeften tek bir kelime ve tepki bile duyulmaz.
Bu güzeller güzeli iyi yürekli arkadaşımızın ,gurup çalışmalarında ataklar yaparak ağlattığı insanlar bile olur.Annesi yaşındaki insanlara emir veren mesajlar gönderir.Yapılan organizasyonları bozup, entrikalarla kendi yapıyormuş gibi sahtekarlıklarla öne çıkmaya çalışır.
Sürekli olarak sana ve o gruptaki diğer arkadaşlara son derece üslupsuz kaba davranan mesajlar gönderir. Yanındaki arkadaşını da sürekli kendisini onaylayan bir kişi olarak adeta yetiştirerek kendince güç kazandığını düşünür. O da her ortamda iğneli imalı sözlerle laf vurmaya başlar..
Sonra sen, önemli bir organizasyonla ilgili fikirlerini söylerken, şefin yanında alaycı bir üslupla sana hakaret eder, her öneriye alaylı bir tavırla cevap verir.
Dikkat edildiği üzere bu arkadaşın şefden yana bir çekincesi korkusu yoktur. Zira bu gurup başı şef o ne derse desin görmezlikden gelir ve bu insanın neden olduğu arka plandaki huzursuzlukları ne görür ne anlar ne de önlem alır.
Sonra birgün çok uzun zamandır büyük bir sabırla bekleyen sen, bu kadar emek verdiğin bu grubun huzurunun bozulmaması için grubun başındaki kişiyi uyarmak, olanları konuşmak istersin.
Defalarca gurubun bu gidişattan ve bu insanlardan çok rahatsız olduğunu ifade eder, bir baş olarak bunu çözümlemesini rica edersin.
Evet, şefimiz bu durumda ne yapar peki? Kendi gurubunu içten mahveden bu kişinin yaptıklarıyla ilgili konuşmalarla asla ilgilenmez, şikayetleri göz ardı eder. Ancak sesler yükselmeğe başlayınca, rahatsızlık duyan olan kişileri de dinlemeğe mecbur kalır.
Sevgili okurum peki sizce ilgilenirmi? Sonuçta olan her olay onun gurubunun var oluşunu etkileyeceğinden önemle ilgilenmesi gerekirken, hiç üstünde durmadığı gibi bir de bu üslupsuz insanların yanında sana olmadık hakaretler edip, bunca senelik emeklerini heba edip çöpe atar.Hatta tüm bu şikayetçi kişileri de senin yönlendirdiğin konusunda kendisini dolduran bu ikiliyle sana oluşumu için onca emek göstermiş bu kişiye iftiralar atar.
Kısacası bu organize olamayan büyük şef, “aman altta ne olursa olsun, yeterki huzurum bozulmasın” diyerek, 3 maymunu oynar gibi yapıp, manupulatif kişilere müthiş bir destek vererek hata üzerine hata yapar.
Sonra ne olur?
Bu 2 arkadaş, şefin sınsuz desteğinden aldığı cüretle sahalara daha da hızlı dönüş yaparlar ve hatta ve hatta yanlarına aldıkları seninle hiç ilgisi olmayan küçücük insanlarla sana orada burada hakaret etmeye devam ederler
Şindi burada hatalı olan kim? Yanlışlığı kim yapıyor? Okuyucuya sormak isterim.
Senelerce ayda belli bir parayla oraya gelen, zaman ayıran insanların hakarete uğramasına, ve onların hakkını savunan insana yapılan tüm çirkin davranışlara izin veren kişi.
Hatta senin kendisiyle özel olarak konuştuğun bu konuları da aynen bu kişilere iletip, onların düşmanlığını körüklüyen bir şef.
Oradaki sevdiğin dostların, çocuğun kadar emek verdiğin canların hatırına biraz daha dayanırsın.Sakın bırakma kötülere meydanı terketme diyen dostların için devam edersin ama pasif kalıesın.Sadece gelir ve gidersin.
Ama bu kişiler aile boyu söz saldırılarına devam ederler.
Yanlarında adeta bir öğrenci gibi yetiştirdikleri, senin bir zamanlar sevgi ile davet ettiğin ve aslında hiç bir sorunun olmayan kişiyi de etkileyerek ortalık yerde herkesin önünde kabalıklarını sürdürürlerken bir yandan da arada söze giren herkese de hakaret ederler.
Vee sonra da sen bu fesatlıklara, kötülüklere artık dayanamayıp büyük şefe bildirerek ,gruptan ayrılıp gidersin.
O anlarda görürsünki seninle aynı güzellik, yardım, emek dünyasını paylaşan pırıl pırıl bir kalpler ordusu ardında seninle birlikte..
Kendin kadar tek tek onların da sıkıntılarını yaşadığın, dile getirdiğin can dostların sevgisi ve desteği ile, ve hayat boyu sürecek dostlukları kazanmış olarak o karanlık çukurdan çıkıp gidersin.
Şu geçici hayatta yaptıkları haset ve kazandıklarını zannetikleri plastik mutlulukla arkandan bayram yaparlar.Gurup şefi de bunca emeğiyle her anlamda oluşumunun yükselmesini sağlayan kişiye huzur dileyerek onların yanındaki yer alır.
Böylece etraflarında tek bir sevenleri olmadan, guruba kek yaparak, yoklama yaparak, dünyaya faydalar sağladıklarını sanarak minik karanlık dünyalarına tek bir dostları bile olmadan devam ederler.
Evet, dostlar bu küçük bir öykü bu.Her zaman, her ortamda yaşanabilen, emek veren insanların çalışmalarını kötülükle yok etmeye çalışan karanlık ruhların ve onlarla savaşanların minik kara öyküsü.
Doğaldır ki dünya oldukça bu insanlar da var olacak.Ama sonuçta iyilik, dostluk en büyük zaferi kazanır.Bir yerlerde bir gün yaptıklarının sınavını elbet verirler.
Minik siyah öykümü Mevlana’nın değişiyle bitirmek isterim.
“Bak bil ki domuzların önüne inciler serilmez. Mücevherden sarraflar anlar ancak, başkası bilmez. Ne fark eder ki kör insan için elmas da bir camda. Sana bakan bir kör ise, sakın kendini camdan sanma."
Hepimizin domuzlardan değil, sarraflardan yana şanslı olduğu, emeklerimizin değerini bilen güzel ve iyi yürekli insanlarla çevrelendiğimiz bir yaşam dilerim.
Klasik ama çok doğru bir söz.”Allah karşımıza hep iyi insanlar çıkarsın”
Sevgiyle kalın.
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.