- 362 Okunma
- 1 Yorum
- 1 Beğeni
Edebiyat Defteri
Kelimelerin dansıyla bezenmiş bir dünya; edebiyat defteri portalı, bu sihirli düğümün çözüldüğü yerdir. Her kelime, bir melodi, her satır, bir öyküdür. Bu kapıdan adım attığınızda, sözcüklerin büyüsüyle dans etmeye hazır olun, çünkü burada her harf bir hikaye anlatır, her kelime bir duygu nakşeder. Edebiyat defteri, kalplerden doğan bir sanat şölenidir.
Edebiyat defteri portalı, kelimelerin sihirli dansını sunan bir sahnedir; burada her kelime, yürekten damıtılmış anlamıyla birleşir ve zihinlerde kıvılcımlar uyandırır. Bu büyülü mekan, yazarların kalemlerini özgürce salladıkları, düşlerini satırlara döktükleri bir arenadır.
Sözcükler, bu portalın kapılarını araladığında, birer mücevher gibi parlar. Şairler, metaforlarla kumaşı işler ve duyguların tonlarına yeni renkler katar. Her bir satır, bir sanat eseri olarak okuyuculara sunulur, zihinlerde iz bırakan bir melodi gibi yankılanır.
Bu edebiyat defteri, sadece kelimelerin bir araya gelmesi değil, aynı zamanda bir topluluğun ruhuyla yankılanan bir orkestradır. Şairler, kendi dünyalarını oluştururken, edebiyat türlerinin sınırlarını zorlarlar. Burada, her bir eser, bir sanat eseri olarak topluma seslenir; duygular, düşler ve düşünceler bir araya gelir, bir ahenk oluşturur.
Portal, sadece kelimelerin değil, aynı zamanda yüreklerin de bir buluşma noktasıdır. Burada paylaşılan her eser, bir yazarın iç dünyasını, bir okuyucuya doğrudan kalbinden sunar. Edebiyat defteri portalı, insanların duygu okyanusunda bir yolculuğa çıkar; buradan geçen her kelime, bir gemi gibi, okuyucuları farklı diyarlara taşır.
Bu sihirli portal, kelimelerin gücünü kutluyor; her harf, bir öykü anlatıyor ve her kelime, bir duygu evrenini çağrıştırıyor. Edebiyat defteri, bir toplumun kültürel zenginliğini yansıtan bir aynadır ve her bir yazar, bu aynada kendi benliğini bulur. Bu muazzam portal, edebiyatın büyüsünü yaşatan bir elmas gibi parlıyor, okuyucuları büyülü bir yolculuğa davet ediyor.
Edebiyat defteri portalında dolaşan kelimelerin ardında bıraktığı iz, ruhu besler ve düşleri kanatlandırır. Sözcüklerin büyüsüyle dokunan her eser, bir yaşam izini bırakır. Unutmayın, bu portal sadece okumak değil, aynı zamanda yaşamak ve hissetmek içindir. Çünkü edebiyat, bir defterin sayfalarında değil, yaşamın ta kendisinde gizlidir.
YORUMLAR
İnsanlar bazen günün batışını izlerken rüzgârı beyaz bulutların içtiğini ve o yüzden utanıp yüzlerinin kızardığını hayal etmek istiyor. Bazen yönü belirsiz adımlarını savururken ıslak kaldırımlara buğulanmış camlardan dışarıyı izlemek istediğini hissediyor. Güneşin ipek ibrişimlerinden örülmüş bir şemsiye alıp sahilde gezinmeyi düşünüyor. Kızgın güneşin altında çiçeklerin taç yapraklarını kapatıp sevgiyi büyütmek istediklerini…
Kozasından kurtulan kelebekler gibi çiçeklerin üstünde uçmak, kafesinden kaçan bir kanarya olmak, özgürlüğünü tatmak… Hava karardığında göz kırpan yıldızların oklarına salıncak kurmak, dolunayı hapsetmek bulutlara… Irmakları içmek gözleriyle ve kâğıt gemilere yükleyip iyilikleri bir masal ülkesine göndermek…
Mürekkep mavisi parmaklarla sözcükleri sökmek, allayıp pullayıp kâğıtlara dökmek…
Kuşlar sabah için yeni bestelerini hazırlarken yuvalarında, kaldırımda kalan ayak izlerini süpürürken rüzgâr yeni bir bahar özlemi duyuyor bazı insanlar.
Ağır vardiyalı acılı zamanlardan geçmiştim. Benim tanımadığım, beni tanımayan harflerin altında ezilmiştim hep. Çeliğe sıkılan mermiydi sanki onlar, her atışında yine incinen yüreğimdi. Ne çabuk da geçmişti yıllar. Çabuk muydu gerçekten? Karar veremiyorum bir türlü. Mutlu muydum, bilemem, belki de küçük mutluluklarım olmuştur çoğu insan gibi. Bir semaver çaya bir fiske şeker ne kadar tat verebilir ki? Acıyla karışık da olsa bazı tatlar da yaşamıştım. Sancıyla gelen çığlık, çığlıkla doğan çığlık… Belki de mutluluğun ne olduğunu öğrendiğim anlardı. Sonrasında gecenin ezgilerini içirdiğim ninniler, gıcırdayan tahta beşikler, hem de peş peşe, bazen yük olsa da severek, yüksünmeden taşıdığım çocuklarım. Evet, en büyük mutluluk onların varlığıydı.
Şimdi onlar da büyüdü, bana ihtiyaçları kalmadı sayılır. Peki, ben nasıl zaman geçirebilirdim ki? Küçücük hayal dünyam o kadar zengindi ki, sığmıyordu artık içine. Başka dünyalara da yerleşmeliydim. Edebiyat defterini buldum. Şimdi her arayış içine girdiğimde bahçenin kapısını açıp sırlar içine dalıyorum.
Bir bağımlıyım, ayrılamadığım, kopamadığım bu şiir bahçesine.
Güzel konu benim için teşekkürler kardeşim.
CaNMaYBuL
Hayatın sahnesinde, rüzgârın beyaz bulutların içtiği günbatımında dans eden bir melodi gibiyim. Islak kaldırımlarda, yönü belirsiz adımlarımda, buğulanmış camlardan dışarıyı izlerken, sevgiyle örülü bir şemsiye altında kızgın güneşi seyretmek istiyorum. Çiçeklerin taç yaprakları arasında, kelebekler gibi uçarak özgürlüğün tadını çıkarmak, kafesten kaçan bir kanarya gibi gökyüzünde serbestçe süzülmek istiyorum.
Gökyüzündeki yıldızların oklarına salıncak kurmak, dolunayı bulutlara hapsetmek ve ırmakları gözleriyle içmek isteyen bir rüyakârım. Mürekkep mavisi parmaklarımla sözcükleri çiçeklerin üzerine dökmek, kağıt gemilere iyilikleri yükleyip masal ülkesine göndermek istiyorum.
Ağırlığını taşıdığım acılı zamanlardan çıkarken, harflerin altında ezilmek yerine, kendi hikayemi yazmak istiyorum. Çelik mermilere değil, hayallerin kalem darbelerine maruz kalmak istiyorum. Mutluluğu çayın tadında, bir fiske şeker kadar basit ama anlamlı bulmak, yaşamın içindeki küçük tatları sevgiyle büyütmek istiyorum.
Gece ezgileriyle örülü ninniler içinde, tahta beşiklerde yüksünmeden taşıdığım çocuklarımın büyüklüğüyle gurur duyuyorum. Edebiyat defterimde kaybolmak, kelimelerin dansında bir bağımlı gibi hissetmek benim için bir zenginlik. Şiir bahçesinde, hayallerin çiçekleri arasında dolanmak, kelimelerin büyüsüne kapılmak, ruhumu besleyen bir serüvene dalmak istiyorum.
Bunları yazarken, hayal dünyamda sizinle birlikte kısa birbyolculupa çıktım. Çık Teşekkürler, ablacığım..