- 366 Okunma
- 1 Yorum
- 2 Beğeni
SEVGİLİ SEMAZEN...
İklimin fevri sesi döşediğim kadar yolları bir düş ekimi adeta yürekte saklı o lahza ve işte duyguların mimarı.
Bir ritim ise kulağıma çalınan
Yoksa bir yitim miydi dünden beri mezarımı kazdığım…
Ah, sevgili semazen eteklerime yapıştı bak şiir ve gece.
Enkaza döndüğüm eskimiş yılın aşınmış postalları ve işte yaşarken ve severken kırdığım potlar asla da pohpohlamadığım pohpohlanmadığım ömrün nüvesi nasıl ki içtenlik ve sevgi mahşeri değil metazori bir kalabalık hiç değil içimin kilit noktası belki de kordan hecelerle örülü iken saçlarım sanma da sana çatıktır kaşlarım…
Sen ki…
Hikmeti Rabbin.
Ben ki bulunmadığım mevki ve makamların hayallerdeki düş sakini.
Mizacım ve mihrabım ve kıblem ve işte turuncuya çalan güneşin saçlarında saklı mıdır söyle mabedim?
Israrla sevdiğim.
İsyan etmekse ne haddime ve haşa…
Sözcüklerinse kalbine giden yol mademki mayın dolu şiirlerim elbet infilak edilesi bir renk bir hicran kasıtsız bir soluk içime çekip de veremediğim adeta ruhum ve kalemim birer düş sakini meylettiğimse o devasa külliye mealim varsa yoksa kalemin ve kalbimin kırıklarında büyüttüğüm iç sesim ve gözümde büyüttüğüm kim varsa düşen gözümden.
Lakayt bir haletiruhiye asla değil nemalandığım.
Lafügüzaf bazen ara duraklarda soluklandığım.
Mevsimi tensiye ediyorum hem: ne kışa benziyor ne yaza ara ara esen nazlı rüzgârla hemhal yağacak mı sahiden yağmur ve kar, hani şakaklarımda saklı kır rüzgâr hani ruhumda demir atmış bir gemi, hani müptelası olduğum sevginin ve şiirin de nazenin neferi…
Bakma, sen hicranıma ki.
Gem vurduğumdur yoksa nicedir halim.
Bak istersen gözlerimin ta içine kirpiklerimden saklı yaşlar ve dualar elbet baş koyduğum Hakkın yolu.
Bir izotop belki de yüreğimden aşağı yuvarlanan hani, kimliğimde saklı iken ehliyetim; hani hüviyetimdeki pembe rengin hanidir uzağındayım epeydir kendimin.
Peyda olan bir ıssızlık hem de seneyi uğurlarken kolaçan etmeden de arkamı öyle mi gözümü kırpmadan terk ettim ben, bendeki beni ve eski seneyi.
İkbalimdir umut.
Dermanımdır neyse beni bekleyen bak işte göz hizamda: o devasa ufuk.
Nutkum tutuldu tutulacakken kalem nasıl da yetişti imdadıma ve cüretimi mazur gör yoksa şafağım atar mıydı hiç yeni yılın ilk durağında?
Kaynakçam sevgi.
Kaybettiğim kadar kendimi dünden güne ne mi değişti?
Olmaz mı sevgili Semazen ve bak:
Sana yazdığım ilk mektubum bilsem de yanıt vermeyeceğini ve bak nasıl gafil avlandım bir ömür boyu ne gaf yaparım bu saatten sonra ne de gamımı saklı tutarım iç sesimde ve işte şakıyan kalemimle bazen sökün eden ruhumla yüreğimle bedenime nasıl ki sığmaz taşarım.
T/aşkın m/eziyeti…
Asi/l yüreğimle aştığım engelleri.
Bir yanımda çalgı çengi oynarken.
Bir yanımsa tutuklu.
Yâdım ne ise ne ki dünde kalsa ve işte aralıksız deşerken içimi ve nazenin bir anne iklimi ruhumu rengârenk boyayan ve naif bir sevda masalı Rabbin bahşettiği…
Ben ki iklimlerden savruldum da geldim.
Sen ki, sevgili semazen ikilem yüklü dünyanın nasıl ki bir nimetisin belki hayal belki de asla var olmamış bir gerçeksin.
Gerekçemi boş ver ne de olsa dolmuyor ne ise içine koyduğum bazense boşalmıyor ne ise gasp etmişse ruhumu.
Dolan gözlerim.
Dolan içim.
Dolandığı kadar sözcükler bir zincir misali ve işte belime sardığım o kuşak: rengini boş ver ne de olsa ebemkuşağında saklıyım asıl ben.
Başını b/ağladığım kalemin de ansızın sökün etti mi nidaları.
Ve çözülen dizelerimin b/ağları yoksa ne mümkün şair olmak şair addedilmek ben ki; şiirlerle örülü bir hayatın müdavimi sözcüklerim asla değil kesif ama bazen lal bazen verdiğim es ve söylediğin kadar da haklısın: mademki sus payı her söylemde yüreğim açıyor çiçek çiçek…
YORUMLAR
Gözlerimde hırçın dalgalar.
Bir nehrin uzantısı adeta.
Ruhumdaki kıpırtılar:
Tası tarağı toplayıp da gidemediğim.
Hangi yaş hangi yas üstün gelir ki acıya en çok da annesiz yaşamakla ihtimaller sıralıyorsa kader.
Kederimi yüklendim de geldim kendime geldim en başa ve kırık mızrabım kırık kalbim mizacımdaki şaşkınlık alıcı kuşları men ettiğim kadar hayatımdan aldırmazlıkla iştigal bir cihan belki de bir alıntı iken çalınan her şarkı ve içinde yaşanılası o izafi mekân.
Makamlar seçtim.
Aslında bendim o makamlara seçilen.