- 1153 Okunma
- 3 Yorum
- 2 Beğeni
Kulakları Tıkamak
KULAKLARI TIKAMAK
Sevgili dostum,
Geçtiğimiz günlerde yaşadığım ve hayatımın en güzel derslerinden biri olan deneyimim, hem güldürdü beni hem de düşündürdü. Bazen komiklikler bile büyük dersler veriyor almasını bilene. Ciddiyeti ile bilinen adama sormuşlar bu ciddiyeti nereden öğrendin?” demiş . “yılışık olanlardan”
Güya eğitimli ve master yapmış olan arkadaşım, konuşmanın en hararetli yerinde kulaklarını tıkayarak “artık seni duymak istemiyorum “ dedi. Dikkatle yüzüne bakarak ders çıkarmaya çalıştım. Kulaklarını tıkarken eliyle heyecanını, cevap verememiş olmanın çaresizliğini gördüm. Ne yaptığının farkında bile değildi. Dinlemeyi bilmiş olsa, kulaklarını tıkamak yerine “kendini yazılı ve sözlü ifade etmeyi çok iyi bilmeli insan” sözümü hatırlayarak tatlıca cevap verirdi. Bilgi ile cevağ veremeyen böyle garip davranışlar ile cevap vermeye çalışıyor çok kişi toplumda işte.
Sevgili dostum,
Önyargılarımızı çok seven bir toplum olarak düşünmeden konuşunca sonrasında konuştuklarımız ve davranışlarımız üzerinde uzun uzun düşünmek zorunda kalıyoruz. Eistein bile “ Atomu parçaladım önyargıları parçalayamadım” dememiş mi?
Sevgili dostum,
Konu hakkında donanımlı olmayan, olayı tam anlamayan, kulaktan dolma bilgilerle konuya balıklama dalanlar, sonrasında cevap veremeyince ya arkadaşımız gibi kulaklarını tıkıyorlar ya da el kol hareketlerine başlıyorlar. Bu tutum bilmem onları haklı çıkarıyor ya da konuya çözüm getiriyor mı ama bence çözümden çok bu hareketleri yapana sıkıntı vermekten öte kazancı yok.
Sevgili dostum,
Karedenzili Temel ameliyata girerken kulaklarına pamuk tıkamaya başlamış. Doktoru hayretle ne yaptığını sorarken Temel “Ameliyatın acısını duymak istemiyorum” demiş. Arkadaşımın bu tavrını izlerken bu fıkra aklıma geldi de “çaresizliğinin acısını duymamak için pamuk bulamadığı için kulaklarını parmağıyla tıkıyor galiba” dedim içimden.
Sevgili dostum,
Ya hayır konuş ya da sus” sözü burada da önümüze çıkıyor ya da “söz biliyorsan söyle de ibret alsınlar, söz bilemiyorsan sus da seni adam sansınlar” sözü. Cevap veremeyince kulakları tıkayarak “seni duymak istemiyırum” demek ne acaba? Bunu yapan arkadaşı orada bırakarak aniden kalkıp gidecektim ama arkadşıma saygısılzık olmasın diye kalkmadım. Zaten o biraz sonra “işim var” diyerek kalktı. Kendince çözüm buldu soruna.Ben ise üzüntü ile yerimden kalkarak gideceğim yöne yöneldim. Durduk yere arkadaşımı sinirlendirmiş olmanın üzüntüsü ile. İ.imden de “ en güncel olayları en yakın arkadaşımızla bile konuşamayacak hale gelmişiz toplum olarak. Hemen parlıyor insanlar. Sorunları sakince konuşmak isteyenler üzülüyor sadece.
Sevgili dostum,
Bir söz der ki “hangi yöne kulak kesildikse, öteki yöne kulak tıkadık” Halbuki Yaradan her iki yönü de duymak için iki kulak vermiş. Neden acaba?
Sevgili dsotum,
Bunları arkadaşa şimdi söylesem “hatırlamıyorum. Ne zaman oldu ki?” diye bana cevap verecek eminim. Çünkü her gün onlarca insanla konuşan insanlar söylediklerini ve tavırları bir iki saate unutuyorlar ve buna da yaşamak diyorlar. Kulakları tıkayarak gözlere eliyle perde yaparak “görmedim, duymadım, konuşmadım” sözü ile sadece arkadaş değil toplum olarak çoğunlukla hayata devam ediyıoruz. “Söz bitmeyen hazine söyle gitsin. Önünü, arkasını düşünme”.misali.
Sevgili dostum,
Uzmanlar “konuşmak sanatını öğrenmek kadar dinleme sanatını da iyi bilmek lazım” derler. Televizyonda dizi ve filmlerde psikolog ve psikiyatrisleri hastasını dikkatle dinlerken görüyoruz da çok insan eminim “nasıl da sabırla dinliyorlar” diyordur. İşte bu dileme hastanın çevresinde olsa belki de psikolojik sorunlar daha da az olacak. Maksat anlayarak dinlemek. Dersi anlayarak dineleyn öğrenci ile anlamadan dinleyen öğrencilerin bile arasında uçurumlar oluyor çok zaman.
Sevgili dostum,
Arkadaşlarımız kulaklarını tıkasa da, el kol hareketleri ile cevap verse de biz onları sever, bu hareketlerinin çirkin ve yakışıksız olduğunu da her fırsatta anlatarak sevmeye devam ederiz. Çünkü “Yaratılanı sevdim yaratandan ötürü” demişler Belli ki o hareketlşer sözler de bizim ders almamız için alabilene. İnsnalara değil hareketlerine olur tepkimiz. Belki de o söz ve hareketlerden sonra onlarda pişman oluyorlar veya o anlık tepkide spikolojik durumlarında yaptklarının yersiz ve yakışıksız olduğunun farkına varamıyorlar. Çoğu zaman aynı duruma bizlerde düşmüyor muyuz ? Maksat hatalarımızın farkına vararak düzeltmemiz değil mi?
Sevgili dostum,
İnsanlar zaman zaman yalnız kalarak, bazıları ise her zaman yalnız kalarak, başkalarnın sözlerinden etkilenmemek için ya kitap okur, ya film izler. Bu hayattan kopmak değil, vücudu güzel duygular ve düşünceler ile şarj etmek gibi bir şey. Kimi az zamanda sarj olur kimi daha uzun zamanda.
Sevgili dostum,
Bizi dinlemek istemeyen veya gelip konuşmak istemeyen olduğu zaman ben kitap okurum kitap sanki kitap konusur ben dinlerim. O kitaplar bana ders olur. Dikkatli okursam sanki muhatabımı dikkatle dinliyormuşum hissi edinirim. “oku” emrinin önemini anlarım. Bazen de gözlemler yaparak insanları uzaktan okumaya gayret ederim. Bazıları buna “niyet okuma” der bazıları “beden dli “der. Ama okumak da insanları gözlemlemek de insana çok öğretici gelir her zaman. Öğrenmek zevk verir insana. En kolay yolu da okumak öğrenmenin.
Sevgili dostum,
Duygu ve düşüncelerimi mektuplar yoluyla sana anlatmak hem duygu ve düşüncelerimizi anlatmamız ve bilgilerimizi paylaşmanın sevincini yaşatıyor. Hem de bunları bugünlerde ve yarınlarda da insanların okuduğu zaman faydalanacağı sevincini yaşamamıza sebep oluyor. Bu da insana manevi zenginlik katıyor. Çok insana mektup yazmak zor ya da boş gelse de o onların şahsi düşünceleri. Az da olsa mektubumuzu okuyanlar varsa bir dünya okumuş kadar faydası vardır.
Sevgili dostum,
Olumsuzluklar ve olumsuz konuşanlar sadece önümüzde aşmamız gereken engeller. Bu engelller de olmasa belki de yazmak ve yaşama sevincimiz yarıda kalacak. O eleştirenler bizim vazgeçeceğimizi zannetse de bir şeyi eleştirmek, kıskanmak o şeyi güçlendirir. Bunu anlamadıkları için eleştiriler her zaman bizi güçlendirir. Kulaklarını tıkasalar da bizim söylediklerimizi zaman gelir anlayan ve bize teşekkür eden olur. Teşekkür etmeseler de “iyilik yap denize at balık bilmezse halık bilir” demişler atalarımız bunu anlasak bize yeter.
YORUMLAR
okumazlar kı duymak ıstemeyen okumak da ıstemez
okumazlar kı duymak ıstemeyen okumak da ıstemez