Kimsin Sen Ya Hu...
Allah, peygamber, tapınma ve sultanlarla aldatılmış bir milleti uyandıramazsınız. İsa, Meryem, Vatikan ve lordlarla aldatılmış bir milleti uyandıramazsınız. Musa, Firavun, Yehuda, Ağlama Duvarı ve kibre bulanmış bir kavmi uyandıramazsınız.
Lakin bu uyuyanlar sizlere bir nefes kadar yakın binlerce yıldır. En yakınlarınız, toplumunuz, okullarınız ve devletleriniz bunların işgali altında. Ortaçağın veya orta dönemlerin karanlık aldısı ve verdisiyle bulandırılmış zihinlerle bu çağda nasıl mücadele edilebilir ki, edilemez hatta edilmemeli.
Maalesef yenildik. Bizim coğrafyamıza bakan yanıyla yukarıdaki uyuyanlara yenildik, onlar uykusunda yendiler çağı ve geleceği.
Cuma, Cumartesi ve Pazar kutsal günler diyerek topa tuttular hep ileri düşünceleri. Hatta topa oturttular ve topun fitilini ateşlediler.
Lakin bunlara karşı Papaya çizmelerini öptüren savaşçılar lazım, Camileri, tapınakları ve saçma sapan dini argümanları ateşe verecek Timuçinler belki de.
Kin nefret ve ayrımcılık kusan Tanrı ve Allahları ile bedenlerimize, giysilerimize, yediğimiz ve içtiklerimize hatta sıçtıklarımıza bile müdahalede bulunmayı seven bu tapıcı insanların önümüzdeki çağlar için ne kadar tehlikeli olduğunu göremezsiniz. Çünkü onlar iyi saf cenneti rüşvet olarak kabul etmiş, cehennemi zindan olarak kabul etmiş, Tanrı veya Allah’ı put olarak kabul etmiş melek gibi ruha ve zihne sahip dünyanın en sevecen en tonton en munis en temiz en en bilgili en hikmet sahibi insanlarıdır.
Dünyevi, biraz yavaş gel. Çık aradan üstad. Çıkmam Dünyevi, dön geriye. Niye...
Ya hu niyesi mi var dansöze dönmüşsün kıvırtıp duruyorsun.
Korkutuyorsun beni Dünyevi. Ortalama 70-80 yıllık bir ömür için atanla, toplumla, ülkenle, dünyayla, uzayla güreşmeye değer mi?
En basit düşünen insanlar, nasılını asla düşünmemiştir. O yüzden toplumun en alt düşünceli en avam kesimi çakma şairler veya tapıcılar-dinistler, edebiyatçılar, siyasetçiler veya toplum bilimcilerdir, onların bir üstü belki mühendisler, kimyagerler, genetikçiler veya pozitif ilim sahipleridir, en üst versiyonları ise bir bedene tüm ayrıntılarıyla hükmetmeyi düşünenlerdir.
Dünyadaki insan medeniyeti kadınlardan insan üretimini fabrikalara kaydırmak zorundadır. Kadınların kuluçka makinesi olarak kullanılma çağlarına yeniden geri dönülemez. Erkeklerin ise damızlık olarak ayrılması da bu zavallı dünya yaşam formunun belki de carbonun suçu değil midir. Carbon temelli yaşam formumuzu değiştirmek mecburiyetindeyiz.
Leyn Dünyevi, carbonuna da oksijenine de plastiğine de formüllerinin de bir sonucu yok. Yukarıdaki saydıklarının da bir sonucu yok. Delirdin mi nedir?
Olimmmm; at kendini uçurumdan basıp durma klavyeye. Hep diyordun ya, daha doğrusu arada bir diyordun; son nesiller ölüm zamanlarını kendi belirleyecek diye, sen hala belirlemedin mi? Veya siz son nesiller nasıl belirleyeceksiniz ölümünüzü. Ya hu dellendin mi sen.
Düşünsene bir, iki tepenin arasında kalmış kuzeydeki tepenin yamaçlarına evini kurmuş, pencereleri güneye bakan, kuzeydeki tepenin üstünden gündüz güneşi gece ayı seyreden bir insan. İki tepenin arasına şehirler arası yol yapılmış, yolun kenarından şırıl şırıl suları akan temiz dere, yamaçlarda çam, meşe, fındık, ladin, kestane gibi ağaçların dallarında kuş seslerini dinleyen, gece kurt ulumalarını duyan, gündüz horozları ve tavukları, kedi ve köpekleri anlamaya çalışan, sansarların, ayıların, tilkilerin, sincapların, tavşanların cirit attığı bir yaşam bölgesindesin. Evinin kuzey tarafından bir tapınak çok eski çağlardan kalmış, doğusunda cami, güneyinde cem evi batısında kilise bulunan bir diyardasın. Evinin hemen yanında bir okul ki, artık öğretebilecekleri bile sınırlı kalmış bir ezberci müfredatın esiri. Mutlaka tapınırsın, mutlaka okula gidersin. Mutlaka dağda ormanda mantar toplar, derede balık tutmaya çalışır, kimi zaman geyik tavşan domuz avına çıkarsın, kimi zaman kurt ve ayı saldırılarına karşı kendini korumak zorunda kalırsın.
Lakin söyler misin bana, seni; kendinden koruyabilecek kadar büyük bir düşüncen veya planın veya bir mağaran var mı? Mağaran olsa bile bitten keneden, yılandan çiyandan örümcekten korunabilecek kadar sağlam bir bedenin var mı, hadi diyelim hepsi var, soğuktan ve sıcaktan etkilenmeyecek bir gücün var mı?
Madem yok, sen de yoksun demek değil midir? Varlık burada yokluğa yenilmez mi? Yokluğun bir değeri olur mu? Varsay ki, Tanrı kendini gösterdi, tapınacaksınız lan bana ben öyle istiyorum dedi, tapınmazsan görürsün günü dedi aldı seni çarptı yere, ne yapabilirsin? Veya dinistler senin beş tarafından tuttu, tapınak başından, muhammetciler sağ kolundan, uzak doğucular sol kolundan, iseviler sol bacağından, museviler sağ bacağından tuttu ve seni beşe parçaladı ne yapabilirsin? Tamam, kabul ediyorum, hepsi parçalayıcı bir tür ve inanç sahibi, hatta inançlarını kurumsallaştırmışlar, ne yapabilirsin?
Uzay gemine binip kaçamazsın, sihir sahibi değilsin kendini koruyamazsın. üstün bir teknolojin yok ki onlara müdahale edip kalabalık parçalayıcıların silahlarını ellerinden alıveresin.
Sen Dünyevi hayaller aleminden başka bir yerde değilsin. Büyümeyen bebek gibisin, durmadan zırlıyorsun, ara sıra da küfrediyorsun, lakin durmaz bir gerilim halinde kendini kendinden, kimsenin etkisi olmadan binlerce parçaya parçalaya bilir misin ya hu? Hayır, madem yapamazsın, gir bir takıma siydik yarıştır sen de, yani yapabileceğin başka bir şey yok.
İstediğin yöne git, gir bir yapıya amade ol, kabul et bir taş yapıyı ve öğretilerini. Tanrı diyenle Tanrı yalakalığı, Allah diyenle Allah yalakalığı yap dur, yaşamana bak, keyfine bak, tapın, dua et, diğerine saldır, berikine küfret, ötekine zulmet.. Ya hu on binlerce yıllık insan yaşamını bir üst forma sen mi taşıyacaksın salak herif!
Bu dünya kimseye kalmamış sana mı kalacak, boş ver salla Tanrıyı Allahı onların hükmü madem sana geçmemeye başladı, haydi söyle bana kendi ölüm zamanını, tarihini ver bana, zihnin veya ruhun bedeninden ayrılınca bedenini yakayım mı gömeyim mi yoksa geri dönüşüme mi göndereyim ver bana mirasını, ne istiyorsun benden, gelip seni öldüreyim mi?
İstediğinden emin değilsin Dünyevi. Ne ölmeye ne de yaşamaya geliyorsun. Ruh gibisin ama ruh değilsin, insan gibisin ama insan değilsin, ne manasın ne madde kimsin sen ya hu?
YORUMLAR
"bin atlı akınlarda çocuklar gibi şendik"
Yirmi iki yılın sonunda istenmeyen sona geldik.
Kim olduğu gayet belliydi amma ..Allah dedi Müslüman bildik.Hayır dedi katlısını verdik..Çay verdi..Vayy dedik..Sonunda zokayı yedik.Parayı veren düdüğü çalar .Bundan böyle zırnık yok işte.El başta, parmak ağızda ..diyorlar ''avucunu yala.'' Üzmeyin tatlı canınızı.Kıbleye verin yanınızı.Avazınız çıktığı kadar bağırın.Ebabilleri ve Mehti'yi çağırın.Sarayda odası hazır.Karşılamaya çıkıyor nazır.Kim olduğu önemli mi?..
Üstadı selamlıyorum.Sağlıcakla.Saygıyla.