- 220 Okunma
- 2 Yorum
- 1 Beğeni
DEVLET BÖYLE YÖNETİLİR
HİKAYE
DEVLET BÖYLE YÖNETİLİR
Bir gün Sultan 4. Murat’a gelip, Subaşılarından (polis) birinin halktan rüşvet aldığını ihbar ettiler. Padişah hemen bir müfettiş görevlendirdi ve şikâyeti araştırmasını emretti. Müfettiş, tam bir ay adamı takip ettiği halde suçüstü bir türlü yakalayamadı. Gelip durumu padişaha arz etti.
– Padişahım, zannedersem halk yanılıyor. Şikâyet edilen subaşının rüşvet aldığına dair bir işarete rastlamadım, dedi. Padişah kaşlarını çattı.
– Benim halkım yanılmaz, ama sende feraset yoktur herhalde, diye kızdı. Müfettiş:
– Feraset ne ola ki? Diye sorunca şöyle dedi:
– Peygamberimiz sallallahu aleyhi vesellem buyurdu ki: “Müminin ferasetinden sakının. Çünkü o Allah’ın nuruyla bakar.” Feraset üstün zekâ, üstün kabiliyettir. Yani anlayıştır. Hadi şimdi git!
Müfettişi gönderdikten sonra da rüşvet aldığı iddia edilen subaşısını, huzuruna çağırttı.
– Bunu al, sabah namazında Ayasofya Camii’ne git; top kandilinin altında seni bekleyen fakire bunu ver, diyerek bir kese altın verdi. Adam keseyi aldı, kuşağının arasına koydu ve izin isteyip padişahın huzurundan ayrıldı. Sabah namazında da Ayasofya Camii’ne gitti. Padişahın söylediği yerde kendisini bekleyen dilenciye, kuşağındaki keseyi çıkarıp uzattı. Adam keseyi aldı:
– Allah, padişahımıza ve devletimize zeval vermesin, diyerek koynuna attı.
Ertesi gün ise öğle üzeri halk, rüşvetçi subaşının padişah tarafından yakalanıp cezalandırıldığı haberiyle bayram ediyordu. Müfettiş bu duruma çok şaşırdı. Kendisi bir ay peşinde dolaştığı halde yakalayamamıştı da padişah, nasıl bu adamı bir gece içinde yakalamayı başarmıştı? Hemen huzura varıp padişaha:
– Padişahım, çok merak ediyorum. Ben bir ay peşinde koştum da yakalayamadım. Siz ise bir günde tespit edip yakalamışsınız. Bunu nasıl başardınız, anlayamadım? Diye sordu. Padişah:
– Adama verdiğim kesede, tam 50 altın vardı. Ama camide bekleyen fakire sadece beşini verdi.
– Bunu nasıl anladınız ki?
– Camideki fakir bendim. 45 Altını hiç korkmadan kendi cebine koyan ve Allahtan korkmayan bu adamı yakalayacak fikriyat sana bahsettiğim ferasettir, dedi. Padişahın ellerini minnetle kucaklayan müfettiş:
– Ferasetin ne demek olduğunu şimdi anladım, dedi.