- 361 Okunma
- 0 Yorum
- 1 Beğeni
BİR MURTAZA MESELESİ
Murtaza, teyzelerin başını okşadığı, öğretmenlerin kırmızı kurdele ile ödüllendirdiği, fakir bir ailenin efendi ve uslu bir çocuğuydu. Ortaokul-Lise yıllarını pekiyi ve takdirname ödülleri ile şereflendiren Murtaza, üniversitede parayla not satarak ticari zekasını herkese kanıtlamıştı. Okulu bitirip memuriyet hayatına atılan Murtaza beyefendi, bey olmadan önce saçları henüz dökülmemiş, gayet cilalı ve şık giyinen, oldukça da fit bir gençti. Beylik merakı kendisine gözlük taktırmakla kalmadı, suratının her iki tarafını çene bitiminden aşağıya sarkıtıp, göbeğini bir kaç kat; hatta üç beş kat, yok yok hayır; bayağı kat kat inşa etti. Murtaza beyefendi, muntazam efendiliğini, en son yoğun iş maratonunun sancılı bir gününde müdür odasının kapısından içeriye girer girmez…. Yok hayır, çok ağır küfürler bunlar, kesinlikle söyleyemem! Neyse, beyefendinin müdür kapısının eşiğine takılan efendiliği, o günden sonra ne kadar arandıysada bulunamadı. Uzun çabalar sonunda artık bir bey olan Murtaza beyin -her ne kadar elleri arkada kavuşmasada- iş yerinde elleri arkada gezmesi, mesai arkadaşlarına onun aslında öfkelenebilen bir insan olduğunu öğretmişti. Beylik alametlerinden olan pantolon askısını arada esnetir bırakır ve hakimiyetin kendisinde olduğunu hissettirirdi. Birgün bağlı bulunduğu kurumu denetlemeye gelen müfettiş, kendisine birkaç evrak hakkında soru sorma cüretinde bulunsada, gözlüklerinin üzerinden attığı bakış sonrasında sayın müfettiş soruyu değiştirerek konuyu hemen emekliliğe getirince, sayın müfettişe ne içeceğini sormadan çay ikram etmiş, mesai bitiminde de civar kahvehanelerin birinde tavla oynama teklifinde bulunmuştu. Beylik bu ya “Maksat muhabbet olsun, çaylar benden” diyerek de eklemişti. Halen beyefendi olan sayın müfettiş “Teklifiniz için teşekkür ederim, umarım seneye emekliler kıraathanesinde emsalleriniz ile dilediğiniz gibi oynarsınız” diyerek denetimini sonlandırıp kurumdan ayrılmıştı. Gel zaman git zaman, sayın müfettişin temennisi aslında yaradanın eşref saatine denk gelen bir dua olsa gerek ki emekli olan Murtaza bey, müdavim kıraathanesine kendisini bey olarak yazdırıp ücreti mukabilinde vergi iade bildirimi tanzimine başlamıştı. Garibim Murtaza Bey daha emekliliği üzerinden çok geçmeden birgün, yorgunluktan başını masaya koyup geri kaldıramayınca, cenazesini kaldıranlara o ağır yükün altında ne sevaplar yazdırmıştı… Ben, görülen ve duyulan birleşik zaman kipi olarak Murtaza beyefendinin, şey yani beyin, bey Murtaza’nın, neyse işte Murtaza’nın kötü bir insan olmadığına şahitlik ederim ki kendisi, her işini takip eden memur gibi çilede doğmuş, çileden çıkamamıştı. Allah rahmet eylesin.
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.