- 143 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
HAMDİ BEY.
OSMAN HAMDİ BEY KİMDİR?
1842’de İstanbul’da doğmuş olan Osman Hamdi, sonradan II. Abdülhamit devri Sadrazamı olan Ethem Paşa’nın büyük oğludur. Doğduğu şehirde Mektebi-Maarif-i Adliye’de okumuş, henüz on altı yaşında iken (1858), bir ödevle Sırbistan’a ve sonra da babasiyla birlikte Viyana’ya geçerek orada müzeler ve resim sergileriyle ilgilenmiştir. Bu gezi izlenimleri, ömrü boyunca süren bilim ve sanat hayatında çok faydalı sonuçlar sağlamıştır
Osman Hamdi Bey Portresi
1857’de hukuk öğrenimi için Paris’e giden Osman Hamdi, bir yönden de güzel sanatlar okuluna ve ozel resim atelyölerine devam ederek çalışmıştır. 1867’de Paris genel sergisinde Osmanlı Hükümetinin temsilcisi olarak bulunmuştur. Paris’te kaldığı on dört yıl içinde hukuk ve resim öğrenimi yapmış ve dönüşünde Mithat Paşa’nın Bağdat valiliği sırasında, umuru ecnebiye müdürü olarak Bağdat’ta görev almıştır, sonra da İstanbul’da yabancı elçilerin protokol işlerinde görevlendirilmiştir (1871-1875). Türkiye’nin de katıldığı Viyana Uluslararası Sergisi’ne (1874) yönetimci olarak gönderilmiştir. Osman Hamdi, 1881 yılına kadar basın müdürlüğü ile birlikte, birçok görevlerde bulunmuştur, bir dönem resimle hayatını kazanmak istemiştir. II. Abdülhamit devrinde 1881’de D.P. Dethier’nin yerine Osmanlı Müzai Müdürlüğüne atanmış ve Sanayi-i Nefise Mektebi Alisi bugünkü adıyla Güzel Sanatlar Akademisi’ni kurmuştur (1883). Osman Hamdi, bilim ve sanat alanlarındaki çalışmalarıyla ülkeye önemli kazançlar sağlamıştır, belki bir bakıma modern sanatların ülkedeki kurucusu sayılabilir. Onun sanatçı kişiliği arkeoloji alanındaki çalışamalara da liderlik etmiştir.
İki Müzisyen Kız Tablosu
Osman Hamdi, henüz onbeşindeyken, hukuk öğrenimi için Paris’e gitmiştir. Fakat daha küçük yaşta sanata olan merak ve sevgisi onu resim alanında çalışmaya yöneltmiştir. Bir yönden müzelerde çalışırken, belirli formüllere bağlı akademik tutumla öğretim yapan Boulanger (1806-1867) ve Gârome (1824-1904) atölyelerinde resim öğrenimini sürdürmüştür. Osman Hamdi, Paris’te kaldığı on iki yıl içinde, klasik bir kaynaktan gelmekle birlikte, gittikçe bu kökten uzaklaşan bir sanat anlayışının etkisi altında gelişmiştir. Osman Hamdi’nin Paris’te bulunduğu sıralarda (1857-1869) Ingres (1780-1867) ve Delacroix (1798-1863) gibi ünlü Fransız sanatçıları henüz yaşamakta ve sanat ideallerini belirten iddialı eserlerinin yankıları henüz devam etmekte, bir yönden de XIX yüzyılın ikinci yarısında bilim, fen ve edebiyattaki pozitivist akımlara paralel, başında ünlü Fransız ressamı Courbet (1819-1877) buluduğu genç sanatçıların, sanatta daha objektif gerçekler üzerinde durulmasına dayanan realist akımıyla sonra da sanata yeni bir anlatımla renk ve yapış tarzı getiren Impressionnisme akımı, resme yenilikler getiriyordu.
Sanat Eğitimi, Çalışmaları
Batı sanatıyla ilişki kurduğumuz ilk devre içine giren Osman Hamdi, çağdaşları arasında daha geniş alanlarda çalışarak, çok verimli işler başarmıştır. Arkeoloji bilgisi resimden daha az değildi. Resim yapmada gösterdiği titizlik, maddeyi bütün özellikleriyle inceliyerek usta bir işleyişle değerlenen sanatçılığı, arkeolojik çalışmalarında yardımcı olmuştur. Çağdaşı sanatçılar gibi Osman Hamdi de, gelenekçi bir sanat kültürü ile oldukça ilişkili bir sanat formasyonu almıştır. Görüneni resme çevirme amacı güden objektif bir anlayış içinde eserler vermiştir. Realist ve akademik bir karekter taşımasma rağmen, eserlerinde küçümsenemiyecek değerler saklıdır. Bu değerlerin başında, sanata olan sevgi ve saygısından gelen derin bağlılığı gelir.
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.