- 235 Okunma
- 1 Yorum
- 0 Beğeni
Savaş yılları
Hasan emmi ; Köyünde sayılan sevilen bir insan aynı zamanda verdiği sözden asla caymayan sözünü yerine getiren. Bu yüzden köy halkı ona Sadık lakabını vermişler. Koca Sadık Hasan olarak anılmakta. Aynı zamanda çok misafir perver ’’Misafiri seven ’’ olarak bilinmekte, odası köye gelen yabancıların ağırlıkla misafir edildiği mekan. İlmi olarak fazla okur yazar olmasa da ilim insanları ile sürekli ilişki içerisinde olması her gelen misafirden bir şeyler öğrenmesi, aynı zamanda köylerine o günün koşullarında imamlık yapan zatlarla iyi ilişkiler kurduğundan bilgi ve görgü sahibi, Kuran okumayı ezberlemiş kuran harflerini bilmediği halde kuranı ezbere okumakta, kuran ayetlerinin nüzul sebeplerini, Hangi ayetin nerde indiği bilgisine sahip ilim sahibi.
Kendisine okur yazar olmadığı halde Kuranı nasıl ezberlediği sorulduğunda ’’ Köyümüze gelen imamları hiç bir karşılık beklemeden sadece onlardan bir şeyler öğrenmek maksadı ile misafir ettim onlardan önce kısa ayetleri yazmadan onların okumasını takip ederek tekrarladım, özellikle sabah akşam ve yatsı namazlarını cemaat ile kıldığımdan açıktan okunan kısa ayetleri namaz sırasında tekrarladım her sureyi öğrendikçe ilgim daha da arttı, uzun kış gecelerinde bazen imam ile birlikte sabah namazı vaktine kadar sureleri tekrar tekrar okuttum ve imam ile birlikte sürekli tekrar yaptım. Hazreti peygamberin de okur yazarlığı olmadığı halde Cebrail tarafından tebliğ edilen ayetleri sanki okuyormuş gibi ezberlediğini, Bu durumun Allah’ın bir lütfu olduğunu’’ söylerdi.
Toprak kabarmış kışın arkasından bahara tevdi etmekte hayat. uyanmış toprak karıncaların hareketliliğine ev sahipliği yapmakta, karıncalarla birlikte uyanan börtü böcek toprağın ısındığını kutlamakta, Bozok bozkırının yeşile döndüğü nisan ayı mayısa hazırlık yaptırmakta.
Hasan emmi şöyle belini doğrultuyor topraktan gök yüzüne doğru, ’’Mübarek ne güzelde kokuyor toprak’’ diyerek
’’Ah’’ diyor ’’birde şu boğaz harbi bitse de memleket feraha erse millet huzura kavuşsa’’ . can kulağıyla dinliyor Musa babasının konuşmalarını
’’keşke ’’ diyor içini çekerek
Hasan Emminin ortanca oğlu Mustafa Boğaz harbine gitmiş gideli altı ay olmasına rağmen ne bir haber ne bir mektup ’’mektubu kim yazacak ki Mustafa’nın okur yazarlığı da yok ’’ diye mırıldanıyor Hasan emmi
Yoklar içinde yok. Okutan olsaydı okutmaz mıydı çocuklarını
Hacı Yakup efendi varmış büyük alim köylerinde fakat o da askere çağrılmış Trablusgarp harbinde gidiş o gidiş. Büyük Oğlu Musa; Hacı Yakup Efendinin Rahleyi tedrisatından geçmiş öğrenmiş Arapça Harfler ile okumayı yazmayı, Kur’an okumayı, onunla da birlikte de askere çağrılmış. Hacı Yakup Yedek subay, Musa er olarak yedi yıl sürmüş askerlik, yedi yıl sonra Musa sağ olarak köyüne Bozok toprağına dönmüş fakat dönmemiş Hacı Yakup.
Hasan emminin ah çekişini sanki hissetmiş Musa. dalmış hayale gitmiş ta Libya çöllerine, Bir acı hisseder sol yanından İtalyan kurşununun acısı, çöl harekatında sol omuzundan saplanmış kurşun. yaralı olarak revire kaldırılıyor
Tarlada çalışma akşam gün batımına kadar sürer akıllarda boğaz harbi gönüllerde Mustafa, dillerde dua ve temenni. döner baba oğul köye
’’Bu günde akşam oldu’’ der Hasan Emmi
Baba oğul yan yana köyün yolunu tutar sohbet muhabbet ederek
Musa savaş anılarını anlatır babasına
Can kulağıyla dinler hasan emmi oğlunu