- 168 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
İnsan en çok ne zaman yapayalnız kalıyor biliyor musun?
Gözlerinden içine yaşlar süzüm süzüm süzülürken, her yanın delik deşikken koşup o halinle yanında olmaya çalışıyorsun onun, o yaş onun gözünden düşmesin diye derdini kederini unutup koşuyorsun tüm benliğinle yamacına. Başka biri, başka bir şey sebebiyle düşen, düşmek üzere olan o yaşların sebebi senmişsin gibi azar işitiyorsun. Herkesten daha yakın olmaya çalışırken en yabancı sen oluyorsun. Onun başındaki kara bulutlar yine de dağılsın diye gururunu susturup, kalbini yamalıyorsun; o kırık kalple o bulutları dağıtmaya çalışıyorsun. Görsün istiyorsun nasıl sevdiğini. İnsansı n elbette, görmek istiyorsun onda ne kadar yer edindiğini. Senin tüm yolların ona çıkıyorken, onda kendini alternatifi çok olan yollar gibi görüyorsun. Onu tüm iyiliklerin, tüm beyazların, tüm güzelliklerin adresi olarak görüyorsun, sırtına yükleyip yamacına götürüyorsun. O seni görevini yapmak zorunda olan bir hamal olarak görüyor.
İnsan en çok ne zaman yapayalnız kalıyor biliyor musun? O içine süzülen yaşlar var ya, onlar artık içerde birikiyor; dışarı taşıyor. Böyle gözün onu arıyor, bu sefer o koşar mı yamacıma, neyin var, iyi misin diye sorar mı diye bakıyorsun, kimseyi göremiyorsun…
Selim Akgün
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.