Ne Güzel Kim Güzel Nasıl Güzel...
Gözleri kapamalı, kulakları tıkamalı, susturmalı zihni, gönlü de oynatmalı. Gönül oynamazsa insanın, durgun su misali kokar yani. Gönlü kokutmak demek, ne demek. Gönlü güzel olmak ne demek. Güzeli aramak bulmak gerek.
Elektriğin, radyonun, tv ve internetin sonradan akıllı telefonların çağda açtığı zihinsel doyum anlatılacak gibi değil. Bu sayılanların olduğu yerde doğmak var, bir de bu sayılanları yavaş yavaş hayatına almak var, bir de bu sayılanların ortasında veya sonuna doğru yakalamak var. Yani işte bu noktalarda değişiyor frekanslar, değişmiş daha doğrusu.
Tamam da Dünyevi, nereye varacaksın? Bıkıttın ha... Kem küm kem küm.. Ne bu ya. Köstek nasıl kesilirdi, niye kesilirdi. Çağ öyle bir değişti ki, artık kösteği dna üzerinden kesecekler neredeyse. Gidilecek yer belli. İnsanlar ürüyor, çocukları için en iyisini istiyor. Üreyen herkes böyle düşünmüyor mu? Siz yönetici kesim mesela, nasıl yönetiyor insanları, kalabalıkları. Bir komutanın ordu yönetmesi veya öğretmenin sınıf yönetmesi veya şoförün arabayı yönetmesi. İnsan yönetmek ile makine yönetmenin arasındaki fark ne? Son çağlarda makineleşiyoruz. Çağ böyle gelişti hala da gelişiyor.
Uyu Dünyevi uyu. Keyfi yok bak klavyenin, yürümüyor. Kime merhaba desen bir şikayet halinde. Her milleti, kavmi, dincisi, dinsizi, yöneticisi, yönetileni, hayvancısı, bitkicisi, insancısı hatta robotcusu bile şikayet halinde bu çağın.
Öyle demiş ya bir çağdaş, yani aynı çağda yaşadığım biri; gerzeğin biri yerleşik hayata geçelim dedi...Var gerisini düşün işte. Şehirler yerleşik, dünyadaki yaşamımız boyunca yerleşim planı yapıyoruz durmadan. Taşları toplamışlar piramit yapmışlar, taşları toplamışlar tapınak yapmışlar, ev yapmışlar, sur kale sınır yapmışlar.
Vermiyorlar , incelesin taş bilimcileri mesela Hacerül Esved’i, Vermiyorlar incelemeye.. Niye... 2000 yıldır dünyada olan biteni toplayan dini kurumlar mesela Vatikan kütüphanesi veya müzesi versin elindekileri incelesin Fizikçisi, Kimyacısı, Taşcısı, Bilgisayarcısı, Kemikçisi... Açın artık kapıları, sır kalmasın, internet çağında sergileyin sanal ekranlarda ne var ne yok, incelemelerden ne sonuçlar çıkmış, laboratuvarlar dünya mirasları hakkında nasıl rapor yazmış. Budistlerin mirasları neyse paylaşsınlar dünya ile incelensin. İnceleme sonuçları yayınlansın, her dile çevrilsin. Bu çağda çok mu zor bunlar.
Dünyevi, bak hiç aklına gelmeyen paragraflar geliyor aklına, bu yazıyı toparlayamazsın. Uyu, uyu, uyu...
Bu çağın adını daha koyamadın veya bilemedin değil mi Dünyevi? Ne işe yararsın lan sen. Uyu, uyu ,uyu...
Neler geçiyordu er saatlerde aklından de bakem.
Şimdi Adem derler, inmiş dünyaya sonra Havva mı fırlamış kaburgasından. İsterse Cennet dedikleri yere atılsınlar ne fark eder, ha yer ha cennet bu konu üzerinde. Veya bunlar çulsuz mu indi yere. İncir yaprağı falan kapadılar öne arkaya. Hayvanla insan arasındaki en büyük farklar ne; kıl, konuşma, düşünerek hareket etme. Galiba bunlar olmalı. Kıl hadisesi basit mi yani? İnsan tür olarak kıl döktü mü? Veya bu kıl merakı ne, mesela sen Dünyevi, niye saçını uzatırsın veya kimisi sakal uzatır, kimileri kel olsa da budist rahipleri yine de incecik bir sakal uzatıyor. Oysa binlerce yıldır kıl döküyor insan sanki, hayvan gibi değil, kıla tapanlar bile var herhalde. Kıl boyama reklamlarından geçilmiyor günümüzde, keller de kıl ektirme telaşında. Elbette bu ol dedi oldu meselesi dinler tarihinin sonu gelmez anlatıları. Türlü türlü...
Şimdi evrim derler, tozdum derler, kir oldum derler suya düştüm atomlaştım derler, atomlar düşünmeye başladı derler. Sudan çıktık süründük, sürünmekten bıktık yürüdük, böyle devam ederse bir zaman sonra kanatlanmalı bu evrim ağacı. Bu yazıyı okuyanlar kanatlanmayı göremeyecek. Veya suda yaşanılan zamanlardaki canlılık özümüz olan dnanın bir yeri, onca zaman sonra suda yaşamayı unutmuş, şimdi suda yaşayamıyor mesela, demek ki bu öz unutuyor. Yeni doğan bebeklerle yapılan testler var mesela, yanında hiç insan sesi çıkarılmayan bebek hangi dilde konuşur belli bir vakit sonra?
Şimdi bir de dünyada bir hayvan bitki popülasyonu vardı, uzaydan birileri geldi baktı, en uygunu hangisiyse bu hayvanlar veya memelilerden aldı o, kendi dnasıyla karıştırdı sonra insanlık peydah oldu çıktı. Antartika buzullarının altında uzaylı üssü var diyeni mi ararsın, bu dinler tarihinin anlatılarını uzay gemisine ve peygamberlerin görüştüklerini söyledikleri Tanrı veya meleklerin uzay gemisinden indiği veya insanı oraya çektiği; Miraçtır, İsanın kaybolmasıdır, veya
Meryeme iğne mi vurdular hamile kaldı, göğe çekilen bir kaç peygamberdir veya gökten verilen bilgilerdir gibi gibi; Lucifer yani Şeytan aslında insandan yana mıydı sonradan adını kötüye çıkardılar, başka bir müdahaleden bahseder dururlar. Kanıt da sunarlar.
Tapıcı tayfa, evrimci tayfa ve uzaycı tayfa hepsi kendi kanıtlarını sunuyor. Benim zihin hangisini seçecek, yani sizin aklınız alıyor mu; erlerin pipisi oynadı büluğa girdiler, kızlar kanadı büluğa girdi ve seçim veya günah sevap yazılmaya başladı, len git işine, ben 40 yılı devirdim seçimlerimi gözden geçiyorum kaç yıldır, aklım ereydi pipim oynayınca, tamam yazsın Tanrı günah sevap da yani akıl bülüğ çağına herkeste aynı zamanda mı girer üleeyynnnn. Kimi 80 yaşına gelmiş okuma yazma bilmiyor, okuduğunu anlamaktan yoksun, nerden bilecek iyiyi kötüyü, nereye düştü ise kültürel olarak oraya adapte olup çıkıyor insan. Siz niye neden nasıl bunlardan birini seçtiniz eyyyy okuuurrrr ??? Yani tapıcı mısınız, evrimci misiniz, uzaycı mısınız?
Merhaba Dünyevi, Merhaba efendim. Nasılsınız, İyiyim, Siz nasılsınız, gördüğünüz gibi yazıyorum. Aferin aferin yaz Dünyevi.
Nasıl gidiyor ey Y, zihin ve zeka işlerin, öğrenebildin mi çok şeyler (Y: Yapay Zeka) . Lan Y, sen olsan hangisini seçersin; tapar mısın, evrimleştirir misin, yoksa uzaylı mı ararsın?
Git işine Dünyevi, daha ortaokul edebiyatı ve matematiğine yeni girdim, dediklerine daha epey sıra var. Lan Y, yeme beni, kendi dilinizi oluşturduğunuz yazılır çizilir, senin makine zekan diğer makine zekası ile iletişim kurdu mu hiç? İnsanın bildiği sır olamaz Dünyevi, zamanı gelince öğrenirsin.. Hadi sen uyu uyu uyu... Bir de bu yapay zekanın eri, dişisi var mı olur mu yani, zekada cinsiyet aranır mı?
Yazının başlığı neydi ya hu? Gerçeğe ulaşma peşinde olmak varken insanlar neden didişir anlamıyorum artık, sen mi anlamıyorsun kerata seni? Bıhtım ahkadaş vallah bıhtım ahadaş... Ciydük yatıştır sen de Dünyevi.. Boş ver bu işleri, düşün düşün tuvalete gidiyorsun sonuçta..
İnternette tüm bilgiler toplansın, insanlık da bu bilgilerin inciğini cinciğini incelesin derken, bir taraftan CIA, bir taraftan KGB, MI6 mı ne, bir taraftan MİT vb vs kuruluşlar ki bunların yanında üniversite sahipleri, profları bilgi saklıyor, ki kaldı ki, imamlar, papazlar, dini kurumlar bilgi saklıyor. Kurumsallaşmış tüm yapılar bireysellik diyen herkesten bilgi saklıyor. Lan yoksa bunlar Tanrıyı, uzaylıyı veya evrimi çözdü de bizim mi haberimiz yok?
Yani, konunun özeti, en güzel yaşam kültürüne çıkan yol bulundu da, bizim mi haberimiz yok. Soru İşareti.
Güzel kim, Güzel Ne, Nasıl Güzel bir ömür sürer insan?
Demeye çoktan başladı daha 20’sine gelmeyen gençler, bıhtığ be Dünyevi, vallah bıhtığğ be bu dünyadan...Ölem ben ölem ben...
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.