- 267 Okunma
- 1 Yorum
- 0 Beğeni
Boş Gezenin Boş Kalfası
Yakında "emekli öğretmen" sıfatını taşıyor olacağım nasipse. Buna sevinilir diyorsanız, biraz daha düşünün bence. Artık psikologlar ya da bu işin uzmanları, kişiyi emekliliğe hazırlama terapileri yapıyorlarmış. Git öyleyse, yardım al işte diyebilirsiniz. onların bana yardımı olacağını sanmam. Benim geleceğe yönelik kaygım, boş vakit geçirmek istememekle ilgilidir. Yaratılış diyelim. Bazıları "on dönüm bostan. yan gel Osman" dedikleri gibi bir hayatı özleyebilir, bense asla. illa ki günümü dolduracak bir meşguliyetim olmalı, yoksa zaman geçer mi? Geçen gün hanım, gece yarısı oturma odasında ışığı görüp geldi ne yaptığımı sordu:
-Cevdetcim saat kaç, yine sosyal medyaya yazı mı yetiştiriyorsun? Madalya falan veriyorlar mı bari? Diye takıldı.
-Her şeyde bir karşılık beklemek bencillerin işidir Canım, bilmez misin?
Yeterince yorulduğumu, dinlenmeye ihtiyacım olduğunu söyleyip oflaya puflaya gitti.
Sekiz ay içinde bir çare üretmem gerekiyor. Serbest meslek türünden bir işte çalışabilirim. Ertesi gün tatildi, tanıdık bir garsona gittim, işinin zorluklarını bana anlatmasını istedim. İstemez olaydım. Beni süzdükten sonra alaycı bir tavırla dedi ki;
-Kamara şakası mı bu? Amca, sen şimdi emekli olunca garsonluk mu yapsam dedin, öyle mi? On saatten fazla ayakta durabilir misin?
-Ne on saati, part time diye bışey var. -Sonra milletin nazını, cazını, ağız kokusunu neden çekesin? Değil mi Allah Allah!
- Haklısın çok. Ben dememiş olayım, şaka diyelim.
O zaman yine yakından tanıdığım bir araba galericisi olan Bekir Beye gideyim, derdimi anlatayım dedim. Emekli olunca kendimi bir kenara atılmış, işe yaramaz biri olarak görmekten ve öyle görünmekten korkuyordum. Onun için beni meşgul edecek, yorucu olmayan ve elimden gelen bir işte çalışmaya devam etmek istediğimi anlattım. Görüşünü almak istediğimi söyledim. Bekir olgun, babacan ve mert bir arkadaştı. Garson gibi pek şaşırmışa benzemiyordu.
- Anlıyorum seni. Senin aradığın nitelikte bildiğim bir iş yok maalesef, olursa haberleşiriz dostum. Fakat daha emekli olmadan neden telaşa başladın? Maaşından başka Ekstra paraya pula mı ihtiyacın var? Eğer varsa söyle.
-Hayır.
-Öyleyse dinlen bana kalırsa, çalışma süren kaç yıl oldu?
- 37 yıl.
- Yapabileceğim bir şey olursa yaparız evelallah!
-Teşekkür ederim, başını ağrıttım.
- Yok, estağfurullah! Her zaman gel.Bizim çayımız,kahvemiz içilir.
Bizim iş arama meselesi olumlu bir sonuca ulaşmayacak, belli. İstanbul gibi büyük şehirlerde yaşasaydık şayet iş gelir beni bulurdu. Önceden emekli olmuş ve bir meşguliyeti olan arkadaşlarımı ziyaret edip onların görüşlerini de almak istiyorum. Oryantasyon çalışması gibi.
Ali Bey, buraya sonradan yerleşmiş, aslen Çameli ilçesinden. Onu çalıştığı dersanede elimle koymuş gibi buldum. Emekli olalı iki yıl oldu. Sadece vakit geçirme amacıyla ilkokul çağındaki öğrencilere özel ders veriyordu. Beni her zamanki sevecen, sıcak, samimi tavrıyla karşıladı:
- O, hoş geldin Cevdet Hoca! Hayırdır, sen buralara gelir miydin?
- Hoş buldum kardeşim. Şerle ne işimiz olur?
- Doğru,kusura bakma.
- Sana emekliliğin nasıl bir şey olduğunu sorup öğrenmeye geldim. Lakin işin varsa, ben gideyim?
-Az bir işim kaldı. konuşalım tabi. Beklersen 40 dakika sonra şu yakındaki Kamelya Pastanesi’ne geleyim.
Bir işe girişince yarım bırakmak olmaz, pastanede bekledim onu.Oturduk konuştuk. Emekli olduğu ilk zamanlar alışkanlıkla erken kalktığını, statta yürüdüğünü ve başka bir şey yapmadığını, zamanın geçmediğini anlattı. Sonra böyle bir işe başladığını, sadece kendi vicdanından emir aldığını, bu yönden çok rahat bir ortamda severek çalıştığını söyledi.
- Ben ne yapabilirim? diye sordum.
- Senin yerinde olsam bir bahçe edinirim, keyfime bakarım?
- Vardır köyde senin toprağın, tarlan?
- Var tabi.
Emekli olmuş birkaç arkadaşla daha konuşup görüşlerini aldım.
Sonunda Ali kardeşin dediği bahçe işine yoğunlaşmaya karar verdim. Konuyu aile ortamında tartışmaya açtım. Sonuç kararı kendim vermemin uygun olacağıydı. Yine kararsızdım.
Başka bir gün, emekliliğinde manifatura dükkanı acmış Gölhisar’lı Şakir’e uğradım.Selam,hal hatır sorma faslından sonra yakında emekli olacağımı, sonra esnaflığı merak ettiğimi ve mümkünse bana klavuzluk etmesini istedim. Bana bu işler sana göre değil dercesine ve acıyarak baktı:
-Aklından geçen nedir Cevdet?
-Ne bileyim, üstat Mustafa Everdi gibi bir kuruyemişçi dükkanı düşünebilirim.
-O kim, pardon?
-Üstat dedim ya!
-Mevzuya gelirsek; senin iş tecrüben yoktur, birilerini çalıştırırsan patronluk çok zordur. Dükkan bulmak bile büyük mesele, ama oraya varırsa iş yardımcı oluruz. Bana kalırsa emeklilikte alacağın üç beş kuruşu çarçur etme, hâlâ iştahın ve dişlerin varken kendin ye!
-Anlıyorum kardeşim. Teşekkür ederim. Ben tekrar düşüneceğim.
18.11.2023
YORUMLAR
Eskiden olsa illaki emekli olanların hele de devlet dairesinden emekli olanların yapacağı çok işler vardı, bakkal açarlardı, ufak bir ortaklığa filan girerlerdi, boş kalmamak adına. Aslında ev varsa kirada olmayan, maaşa da kanaat etmek lazım, biraz sosyal yardım derneklerine mesai harcamak kafa dağıtmaya birebirdir... Tabiat ile baş başa kalmak zaman zaman da olsa iyi gelir insana... Kutlarım yürekten...