- 1134 Okunma
- 1 Yorum
- 2 Beğeni
Şair Yazar Mustafa Uçurum ile...
Yüzümün Haritası Kitabı ile Okurlarla Buluşan Mustafa UÇURUM:
“EDEBİYAT DÜNYASINDA VEFA YOK”
Yüzümün Haritası kitabınız okurlarla buluştu. Hayırlı uğurlun olsun. Bu kaçıncı kitabınız?
Teşekkür ediyorum. Yüzümün Haritası Şule Yayınları arasında çıkan 15. kitabım.
Yüzümün Haritası kitabından bahseder misiniz?
Denemelerimi bir araya getirdim Yüzümün Haritası’nda. Çoğu dergilerde yayınlanan, bazıları gazetedeki köşemde yazdığım yazılardan oluşan bir kitap bu. Yüzümün ve içimin haritasını okurlarla paylaştığım yazılar var kitapta. Edebiyattan, müzikten, şehirden, hayattan bahseden yazıları bölümlere ayırdık kitapta. İç dökme, ruh onarma, paylaşma gibi duyguların ağır bastığı bir yol izledik diyebilirim.
Deneme, severek yazdığım bir tür. Bu kitaptaki yazılarda benim yazı serüvenimin izini süren bir süreci ifade ediyor. Benim yol arkadaşlarım diyeceğim ayrıntılar var kitapta. Yaşadığım şehirler, Müslüm Gürses, şairlerim, yazarlarım var kitaptaki satır aralarında.
Denemenin en önemli özelliği olan okurunun kendinden bir şeyler bulması kıstasını sık sık yaşatacak denemeler bunlar.
Peki, nedir yüzümün haritası?
İnsanı en kolay yüzü ele verir. Sevinçlerimiz, hüznümüz, kaygımız hemen yüzümüze yansır. Bir kişi hakkında kanaate varacaksak yüzüne baktığımızda bir fikir sahibi oluruz. Bir harita gibi çözeriz insanı. Bizim tüm duygularımızı yüzümüz biriktirir içinde. Aynı bir harita gibi.
Çok üretken bir yazarsınız. Dergiler, gazeteler, kitaplar, programlar derken sürekli hareket halindesiniz? Bu enerjiyi nereden alıyorsunuz?
Bunun en net cevabı; yaptığım işten keyif alıyorum. Dergileri okumak bana büyük bir mutluluk veriyor. Yeni yazılar, şiirler okumak, yeni isimlerle tanışmak beni de yeniliyor. Her dergiyi bir dünya olarak görüyorum. Okuduğum dergileri herkes tanısın diyerek dergiler hakkında yazıyorum.
Programa gittiğim yerlerle yeni kişilerle tanışmayı büyük bir zenginlik olarak görüyorum. Bunlar benim yorgunluğumu alıyor. Yeni şeyler yapmak için güç veriyor bana.
Son zamanlarda neler yapıyorsunuz?
Yeni şiirler, yeni öyküler arasındayım. Dergileri okumaya devam ediyorum. Birçok şehre diyorum. Programlar yoğun bir şekilde devam ediyor. Yeni çıkan kitaplar hakkında yazılar yazıyorum.
Çalışmalarımı paylaştım www.mustafaucurum.com sitesini kurduk. Dergiler ve kitaplar hakkında yazdıklarımı bu sitede paylaşıyoruz.
Bu sene yayınlanacak başka hangi kitaplarınız var?
Senenin neredeyse sonuna geldik. Bu yıl tek kitapta kapattım sayfayı. Seneye ilk şiir kitabımın yeni baskısı yapılacak. Küçük öykülerden oluşan kitabım çıkacak.
Son zamanlarda dergilerde sizi deneme ve hikâyelerinizle daha çok görüyoruz. Dergilerde yer almak nasıl bir duygu?
1995 yılından bu yana dergilerle iç içeyim. Dergilerde yazdım, dergiler çıkardım. Bu hiç değişmedi. Hep yakın durdum dergilerde. Dergi demek yenilik demektir. Okuyanı da yazanı da yeniler dergi. Bu anlamda dergilerde yazmayı çok önemli buluyorum. Dergi heyecanımı hiç kaybetmedim. Bu heyecan beni yeni şiirler, öyküler, denemeler yazmaya teşvik ediyor.
Dergi sayısının çok olmasına rağmen okurlar tarafından kütüphanelerde dergilere fazla ilgi olmamasının sebebi nedir sizce?
Günümüz insanı ne yazık ki kitaplara ve dergilerle karşı çok mesafeli. Sosyal medyanın tuzağına düşmekle ilgili bir durum bu. Gönüllerini geçici olan boş heveslerle avutuyorlar. Saatlerce kafede oturmayı marifet sayıp tek satır okumadan günü bitiriyorlar çünkü kendilerini geliştirmek gibi bir kaygıları yok. Böyle olunca da düşüncesi olmayan, yorum yapmaktan kaçan bir güruh büyüyüp duruyor aramızda. Onlara sorsak dergi, kitap boş iştir ama kendi yaptıkları muhabbetler dipsiz bir kuyu gibi. Her şeyi zaman gösterecek. Kendini geliştirmeyenlerin başkasına faydası olmasını da bekleyemeyiz. Bu, bir virüs gibi. Çoğalıp duruyor.
Dergileri genç okurlara sevdirmek için okullarda neler yapılabilir?
Yapılacak ilk iş, öğretmenlerin dergilerle yakınlaşması. Kendi dergi okumayan, kitapla ilgisi olmayan bir öğretmen öğrenciye bu konuda nasıl faydalı olabilir ki. İyi örnekleri göstermek gerek. Dergi okutturmak gerek. Gerekirse dergilerden ödevler vermek ve böylelikle gençlerin dergilerle tanışmasını sağlamanın yollarını aramak gerek. Bundan iyi ders mi olur? Okullara yapılacak dergi standları yeni dergilerle donatılmalı. Okuma saatlerinde dergiler okutulmalı, dergi okuma grupları oluşturmalı.
Edebiyat ve vefa konusunda ne söylemek istersiniz?
Hayatın her alanında olduğu gibi edebiyat dünyasında da vefasızlık had safhada. Ne oldum delisi kişilerle dolup taşıyor edebiyat dünyası. Kendisine destek olan, yol gösteren kişileri unutup her hikmeti kendinde görenler var ne yazık ki. Bir anda “Ben oldum.” diyerek vefasızlık yapanlarla yaşamak zorunda kalıyoruz. En iyisi böyle tiplerden uzak durmak.
Edebiyat dünyasında vefa yok. Kimseyle vakit kaybetmeden okuyup yazmak, kitaplarla, dergilerle dopdolu vakitler geçirmek en doğrusu.
Ben kendi adıma şunu söylüyorum artık; Herkesi kendi haline bırakmak gerek. Elinden tutmak, yol göstermek, destek olmak… Bunların hepsi unutuluyor. Vefasızlarla yol yürümektense tek başına yol almak daha onurludur.
Bu keyifli söyleşi için teşekkür ediyorum.
Ben de çok teşekkür ediyorum.