- 190 Okunma
- 1 Yorum
- 1 Beğeni
Salahaddin Hikayesi
Salahaddin 1 - Bilal Yavuz
9 yaşında ailesini kaybedip yetim kalan bir çocuğu ancak diğer yetim ve mazlum kardeşleri anlayabilirdi.
Salahaddin, zalimler yüzünden evi kundaklanıp içerde boğula boğula, yana yana can veren ailesini yitirmiş bir öksüz çocuktu.
Babası son bir güçle pencereden çıkmasını sağlamıştı. Müstakil yuvalarının, sevdiklerinin kül oluşunu yürekleri sağır edecek bir hüznün sessizliğiyle izliyordu.
Sabaha doğru kapkara bir enkazdı kalan... Çok geçmeden verildiği yetimhaneden kaçıp sokaklarda yaşamaya başlamıştı. Dışarda binbir zorlukla boğuşa boğuşa hayatı öğrenmiş, 15 yaşına gelmişti. Yamalı, yoksul halini görenler onu Suriyeli sanıyordu, oysa o Amedyalıydı.
Hurdacı bir patronları vardı, el altından illegal işler yapardı. Uyuşturucu ticareti dahi vardı. Gençlere zulmediyor, tazelerin kanına giriyordu. Bir gece kendi karısını başına rakı şişesini tam 29 defa vura vura öldürmüştü. Zulmü izleyen çocuk, vuruşları sayıyordu.
Salahaddin, camdan, incecik perde arkasından buna şahid olmuştu. O gece pislik herif, kötü adamlarını çağırıp kadını ormana gömmüş, üstüne beton ve toprak dökmüş ve pislik yuvası evine geri dönmüştü. Salahaddin hepsine gizliden takiple şahid olmuştu. Sene 2015...
Bir gece hurdalıktan aldığı demir çubuğun ucuna keskin bıçaklar takıp onu kaynaklarla bir mızrağa çevirdi. Zalim patronun yine içip sızdığı bir anda hayata tutunduğu pencere gibi olmayan bataklık bir pencereden içeri o eve süzüldü. Ölümün soğuk ayazı iliklere kadar hissediliyordu.
Karşısında çocukken onu yetim bırakan zalimler gibi bir katil leş gibi sızıp yatıyordu, leş yiyici sırtlanlar gibi...
Ve Salahaddin bu sırtlanlara karşı bir arslan olmayı seçti.
Kimliksizdi ama ne gam? İnsanın en güzel kimliği yiğitliği değil miydi?
Yiğitse bir mümin, gerisi teferruat!
Kısasa kısas dedi Salahaddin! Adalet diye haykırarak mızrağı canavarın karnına sapladı, öyle ki mızrağın ucu o gaddarın ta belinden çıkmıştı.
Mazlumlar aşkına sapladı ve ardına bile bakmadı.
Zalim sırtlan, tam üç saat kıvrana kıvrana can çekişerek gebermişti. Dünya bir pislikten daha kurtulmuştu böylece...
İlk cinayetiydi. Cinayet denilebilir mi acaba? Onu öyle mesud etmişti ki bu adaletsiz cihanda bir adil olmak!
Ve derin gecelerde avcılığa başlamıştı. Haberleri çılgıncası takip ediyordu. Mazlum kahraman... Katil avına çıkmıştı.
Seri katillerin, katil korkakların korkulu kabusu haline gelmişti şehirde. Bu kentte ne zaman katilliği kesin olup delil yetersizliğinden salınan, 3-5 yıl yatırılıp çıkarılan bir katil bulunsa, 2-3 ay içinde mutlaka bir yerde cesedi bulunuyordu.
Şehirde öldürme oranları %90 düşüşteydi! Can tatlıydı hele o korkak zalimler için canları taptatlıydı!
Sene 2033... Böyle böyle 33 yaşına gelmişti. İcraatlerini yakalanmadan, delil bırakmadan yapıyordu.
Bazen dikenli bir telörgüyle boğarak bir çocuk katilini, bazen şarabına fare zehri katıp hadım ederek, mazlum bir anneyi öldüren tecavücü canileri...
Salahaddin zamanla dostlarını da bulmuş, yeraltında güçlü bir konsey oluşturmaya başlamıştı.
Kendisi gibi zulüm görmüş yetim arkadaşlarıyla bedel ödete ödete olgunlaşıyorlardı, adaletsiz bir dünyanın tam göbeğinde, lafla değil icraatle kök salıyorlardı.
Birileri tembelce gevezelik yapadursun, Salah ve ekibi, az konuşup çok iş yapıyordu!
Hayalleri küresel bir ağ kurmaktı, uluslararası bir tim... En başta siyonistler olmak üzre şu yeryüzünün bütün teröristlerini dünya ülkelerinde takip edip, gafil anlarında yakalanmadan avlayacak bir adalet teşkilatı!
Bunun için yeraltında zulme sapmadan, zalim olmadan, asla bir masuma kıymadan, teröre bulaşmadan güçlenmesi gerekiyordu. İhlası kaybetmeden yavaş yavaş, çoğala çoğala gerçek yiğitlerle...
Gönülden inanıyorlardı, inanmış adamlar, bir gün siyonist teröristlerin dahi uyku uyuyamamasına neden olacaktı inşallah...
Dünyanın en büyük katilleri olan nice başkanlar çekinecekti katliamlara start vermeye, zira bu teşkilatın kendisini asıp keseceği korkusuyla yaşayacaklardı.
Dünyada öldürme ve zulüm oranları düştükçe düşecekti! Kötüler inlerine çekilecekti.
Müslüman ülkelerin güçlenmesini bekleyip durmak ne gülünç hayal, güçlense bile bu batıl sistemlerle ancak birbirine girer, yine böyle işe yaramaz!
Dünyaya mümin cesurlardan, Salahaddinlerden oluşacak böyle zalime acımasız bir teşkilat lazımdı, cihadı küresele devasa bir ölüm timiyle yaymak!
Öyle ki bu müminlerin keskin adaletini gören halklar, oluk oluk hakikati araştıracak, belki de o muhteşem gerçeğe akacaktı.
Salahaddin ve yılmaz dostları, bu muhteşem hayali gerçekleştirebilecek miydi? Cesur Kardeşler teşkilatı kurulabilecek miydi?
Salahaddin 2 - Bilal Yavuz
Salah ve ekibi bir yandan zalime Hamza, Ömer, Ali olurken bir yandan filizlenip kök salıyordu.
Ekibin bir kısmı ticari hamlelerle lojistik ve ekipman sağlıyordu. Uluslararası bankalarda, farklı ülkelerde alınmış bazı arazilerib mahzenlerinde biriktirip, namussuz bir darbe ekibinin operasyon yapmasının da önüne geçiliyordu.
Tam 7 yıl bu şiar üzre büyüdüler. Medyada da söz sahibi oldular. Sosyal medyada da bir ekip sürekli çalışmalar yapıyordu. Ümmetin bazı alimleri milleti sürekli uyarmaktan kendilerini unutmuşlardı.
Bu ekipler sürekli nasihat eden önderleri hakikate davet için kuruluydu. Bunlar söylediklerini yaşayıp ellerini taşın altında koysa bambaşka bir boyuta geçilecekti zira.
Ey sözde alimler siz neden öğütleyip durduğunuz cihad için bir şey yapmadınız? Elinizin altı cevher kaynıyordu. Neden mesela Kassam Tugaylarına maddi ve manevi ve insani destekler sağlamadınız?
Müminleri neden icraate çağırmadınız? Boykotların ülkesel bazda olması için devrin başkanlarına, partilerine neden baskı kurmadınız? Neden başta olup susanlara Allah için susma, sinme, durma demediniz!
Küçük olsun benim olsun diyen nice sözde alim sözde şeyh müsveddeleri de ümmet ihanet etmiş, sapık ve sapkın bidatlerle gençleri, dinçleri uyuşturmuş, yoldan çıkarmıştı.
İslamcılığı maske edinen ırkçı korkaklarsa Filistin güllerine iftiralar atıp alçakça ve münafıkça söylemlerle siyonitlerden olmuştu.
Bazı cahillerse siyonitlere katliam sonrası kahve keyfi, hamburger keyfi yaptırmak isteyen zalim tüccarlara kurşun parası kazandırmaya devam ediyordu.
Acımasızdı Salah ve ekibi evet! Ama kime? Canavar bebek katillerine! Bebek katillerini destekleyen canavar dünya ülkelerine! Bu dünyanın en katil en zalim mahluklarına acımamak, insanlığa merhamet, mazluma merhamet demekti.
Sene 2040! 3 milyar müslüman var ama biz şuan güçsüzüz diyor menfaate dalanlar. Gazze ve Batı Şeria bize göstere göstere mahvedilmiş. Artık siyonistanda sadece siyonistler kalmış. Korkak müslüman ülkeler bunu sadece izlemiş, bazı bayram günlerinde utanmadan biz şöyle böyle güçlüyüz yalanları ile kendini avutmuş durmuş...
Yeryüzünde sadece iki mücahid ekip kalmış! Bir Kassam! İki Salah! Salahaddin 40 yaşında. Ekibinde binlerce mücahid... Siyonist askerleri, siyonist destekçileri takipteler... Dünyanın farklı ülkelerinde seyahatte, tatilde, pislik zevklere daldıkları anlarda gördükleri son yüz Salah ve ekibinin yüzü oluyordu. Cihad çok gizli yürütüldüğü için dünya ne olduğunu anlayamıyordu.
Siyonistler inlerinden çıkamaz hale gelmişti. Artık açıktan destek veren de yoktu. Ama ajanlar sayesinde gizliden destek verenler de avlanıyordu. Teşkilat, siyonistan dışında canavarlara dünyada nefes aldırmıyordu. Siyonistana ise daha gelişmiş teknoloji ile tugaylar kök söktürüyordu. Siyonistan yer altı delik deşikti.
İsrail terör örgütü mazlumlara 1000 atom bombası hacminde zarar vermiş, bebeklere kadar katletmiş ama dünya ülkeleri 1 Hiroşima kadar önemsememiş. İslamsız ülkelerin ne kadar vahşi olduğu ayan olmuş... Adaletsiz dünyada adaleti sadece Tugaylar ve Teşkilat sağlıyordu. Yeryüzünde bir cesur onlar kalmıştı. Müslüman ülkelerin orduları korkaklıkta birbiriyle yarışıyordu.
Siyonitler siyonistana sevinemez hale gelmişti. Gece uyuyamıyorlardı. Her gün ölüyorlardı hem korkuyla hem muhteşem suikastlerle, nokta atışlarıyla! Böyle giderse çok güçlenip bizi bombalara boğacaklar diyorlardı.
Kendileriyle karıştırıyorlardı. Oysa müminler bırak bebeği yaşlılarına dahi zulmetmedi. Almanya ve Polonya gibi soykırıma uğradıkları şehirlerden geldiler siyonistler, Filistililer merhamet edip evlerine kadar aldı ve baktı onlara. Sonra terör örgütü olup o evler bizim deyip Filistinlileri şehid ettiler. Kucak açanları sırtından hançerlediler. Ve onlara Soykırım yapanlardan 1000 kat daha vahşi şekilde soykırım yaptı zalim kalleş yahudiler...
Allah ve melekler ve peygamberler ve müminlerin laneti siyonistlerin üzerine...