- 212 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
SANA NE?—BANA NE?-------ANA—BABA
TÜRKİYE’NİN YERLİ MİLLİ ÖDEMEK KARTI
Özü, sözü bir olmayanın, Söylediğinin de, yaptığının da ne kendine, nede başkalarına faydası olur. Adam olmak, özü sözü bir olmaktır. Gerisi yalandır, Hiledir ya da faydasız-afaki sözlerdir. Kendine hayrı olmayanın kimseye hayrı dokunmaz. İşte bir aileye veya bir topluma “REİS—ÇOBAN” olmak öyle kolay değil. İşte çoğu Aileler veya Toplumlar bu yüzden huzursuz-mutsuz. Adam olmayanın Reisliği neye yarar, kime yarar. İşte “ÇOBAN—REİS”.
SANA NE?—BANA NE?
kim düşürdü bizi bir birimize? –sana ne?
kim düşürdü bizi bir birimize?--bena ne?
kim düşürdü bizi birbirimize?- -bize ne?
sana ne? bana ne? bize ne? diye, diye,
kim düşürdü bizi bir birimize?--sizdendir,
kim düşürdü bizi bir birimize?—bizdendir,
kim düşürdü bizi bir birimize?—torpil,
sizdendir, bizdendir, torpil, diye, deye,
üzümü ye bağını sorma? demek,
her koyun kende bacağından asılır demek,
devletin malı deniz, yemeyenler keriz demek,
değildir ki? mümin işi, münafık işi, gavur işi,
müslümanlar asla, diyemez ben, sen, biz, siz,
çünkü yaratan men etmiş, bu işleri müminlere,
ayrımcılık, yapmak, münüfık işi, gavur işi,
cehennelerde, ateşlerde yanma işi.
Sana ne? Bana ne? Nereden çıkmış bu anlamsız sözler. Hiç düşünmeden her işimize gelmeyen sözlerden sora hemen kullanıyoruz. Sana ne? Veya Bana ne? Hiç insani ve İslami değil. Komşunun evi yanıyor. Bana ne? Denir mi? Komşunun yiyecek ekmeği yok. Biliyorsun Bana ne? Diye bilir misin? Sokakta yürüyorsun birileri, hayvanlara eziyet ediyor. Görüyorsun Aman bana ne? Denir mi? Karşındaki sana ne? Diye bilir. O onun ayıbı.
Aslında bize ters sözler. Bizim Dinimize, geleneklerimize ve göreneklerimize hiç mi hiç uymuyor. Ancak Avrupalılara ve onların hayranlarına uygun sözler. Bizim dinimizde, her koyun kendi bacağından asılmıyor. Komşun aç iken, sen tok yatamıyorsun. Komşunun sıkıntısını gidermek zorundasın. Bir dostun, arkadaşın veya tanıdığın yanlış işler yapıyorsa, onu uyarmak zorundasın. O sana ne? Sen de Bana ne? Diyemezsin. Çünkü eşinin dostunun yanlışları senide bağlar. Bana arkadaşını söyle, senin kim olduğunu söyleyeyim. Eş, dost ve yakınlar kişilerin aynasıdır. Zamanımızda maalesef çoğu güzel değerlerimizin manaları anlamsızlaştırıldı. Hem de Planlı olarak yapıldı, yapılmaya devam, ediliyor. Bizler hala uyuyoruz. Bizi uyaranlarımızı da kınıyoruz. Kendimizi daha medeni gösterdiğimizi sanıyoruz. Sana ne? Bana ne? Bize ne? Size ne? İse Din kardeşliğinin, Akrabalıkların, Arkadaşlıkların, Dostlukların, Komşulukların ne anlamı kalıyor. Medeniyiz diyen, Madenilerin böle yardımlaşmalardan haberleri olmadığı için, bizi de kendilerine benzetmeye çalışıyorlar. Bizdeki Manevi güzelliklere içten içe hayranlık duyuyorlar, belli etmemeye çalışıyorlar. Hele 15 Temmuzdaki dayanışmayı, Dinimize, vatanımıza, Bayrağımıza Bağlılığımız onları delirtti. Şoka girdiler, Çok şaşkınlar, Şaşkınlıkları kine dönüşüyor. Sinsi, sinsi Planlarına devam ediyorlar. Ellerinden gelse bizi bir kaşık suda boğacaklar. Bizim İlerlememizi asla istemiyorlar. Hadi onları anladık, Gavurdur, Gavurluğunu yapar, düşmanlık eder. Peki! Bizler neden İlerlemek İstemiyoruz? İşte, anlaşılmayan bu! Dostumuzu, Düşmanımızı sanki tanımak istemiyoruz? Geleceğimizi önemsemiyoruz. Dünya Hayatının Manasını sanki anlamaktan korkuyoruz? Hayatın gerçekleri acı, ama gerçek. Gerçeklerden kaçmak kime yarar getirmiş. Hep zarardayız..
Zararlardan kurtulmak için, Dostlarımıza gereken değeri, vermeli. Dostlarımızı yanımızdan ayırmamalıyız. Bu dostunlar, yemezler, içmezler, sen ne istersen sana onu söylerler. Söylediklerini asla inkâr etmezler. Sözlerinde hep dururlar. İşte DOST.
ANA—BABA
kıldıra biliyorsan namazlarını,
tuttura biliyorsan oruçlarını,
öğrettinse helalleri-haramları,
kaldırdınsa, anasın sen—babasın sen,
söyledinse emeğin, alınterinin kutsallığı,
söyledinse çalışkanlığın değerini, huzur verdiğini,
söyledinse tembellik, bütün hastalıklara davetiye,
söyledinse, babasın sen—anasın sen,
emeksiz aş baş ağırtır, dedinse,
dürüst çalışmak ibadettir, dedinse,
hayırlı evlat yetiştirmek, hakka hizmettir dedinse,
dedinse, anasın sen—babasın sen,
öğrettinse sevgi; emek, şefkat, merhamet ister,
öğrettinse emek; alın teri, azim, kararlılık, sabır ister,
öğrettinse erken kalkanın rızkı bol olur diye,
öğrettinse, babasın sen—anasın sen,
öğretmedinse sevgiyi, saygıyı, hürmeti,
anlatmadınsa şefkati, merhameti, hoş görüyü,
bildirmedinse hak yolunu, hakkı ile!
bildirmedinse, anamısın? sen—babamısın? sen. baudkktmaa02092016
Şiirimizde geçen, uyarıları çoğunluğumuz dikkate almıyoruz. Üzerinde biraz düşünüp, Acaba doğrumu? Yanlış mı? Değerlendirilmesine lüzum görmüyoruz. Yanlışa yanlış, Doğruya doğru demeyi bile gereksiz zaman kaybı olarak görüyoruz. Oysa ne kadar yanılıyoruz? Bir anlasak, anlatabilsek! Asıl sınavın hayat boyu sürdüğünü, an sızın bittiğini. Ölenleri, görüyoruz, idrak edemiyoruz, kendimize konduramıyoruz. Düşünmek sanki zaman kaybı! Oysa düşünmek; plan, proje yapmak demek! Düşünmek yanlışlara düşmemek, zaman kazanmak için yapılır. Boşuna dememiş Atalarımız; Bin kere düşün, bir yap ki, Yaptığını yıkmak zorunda kalmayasın. Zaman kaybetmeyesin.
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.