Zeistin Çizgileri
Çizgi filmlerle büyümüştü, ekranlarda kaydırak yapmış, saklambaç oynamış, türlü türlü oyunlarda rekorlar kırmıştı, yazmayı ve okumayı teknolojik ekranlarda düşe kalka öğrenmişti. Yapay Zeka uygulamaları türkçe, matematik ve fen derslerinde kendisine çok yardımcı olmuştu.
Gün geldi ekranlardan bunalmaya başladı, aynı kırsalda bunalan köylülerin şehre göç etmesi gibi gidecek bir yer arıyordu. Her insan gibi o da refah arıyordu. İnternetin köyünden internetin şehrine taşınmak ise hayli külfetliydi. Yakında kurban bayramı vardı ama o kurbana karşıydı, fabrika üretimi et özütünden üretilen etler de yenebilirdi ancak daha o kadar çok raflara çıkmamıştı kansız etler, hem çok pahalıydı o kansız etler. Hem Tanrının ete mi ihtiyacı vardı, anlamak mümkün değildi dede ve ninelerini nasıl bir Tanrı haraç keserdi ki kullarından, babası da müslümandı, sorduğunda elhamdülillah müslümanım demişti, annesi ise kadınların dinin karşısındaki durumlarına içerledikçe dinden uzaklaşmıştı. Şimdi yine bir kurban bayramında dedesigillerde toplanacaklardı, amcaoğluyla ikisi de deistti, yine de bayram namazına ailede hoşnutsuzluk olmasın diye gideceklerdi, abdest almak zor geliyordu ona, abdestin temizlikle kıyaslanmasına ise içten içe gülüyordu, oysa o günde 2-3 defa dişlerini fırçalardı daha hiç diş ağrısı yaşamamıştı, haftada 3 gün duş alır, ayda bir de kaplıca ve sauna yapardı, ayaklarını ise aksi gerekmedikçe her gece yatmadan sabunlayıp yıkardı. zaten kilise papazlarının ve cami imamlarının yerine çok geçmeden robotumsu uygulamaların geçeceğini düşünüyordu.
Alışkanlığın ne derece önemli olduğunu bir yapay zeka uygulaması sayesinde öğrenmişti, çoçukluğunda, matematik dersindeki türev ve integral konusunu hiç sevmezdi, girdiği uygulamada ise eğer 99 gün boyunca türev ve integral uygulamasına 8 dakika ayırırsa konunun tüm ayrıntılarını öğrenebileceği yazıyordu ve o da 99 boyunca oyun oynar gibi uygulamaya girmiş ve korktuğu türev ve integral konusunu halletmişti. Öğretmenlerinden daha iyi öğretiyordu yapay zeka uygulamaları ders konularını. Özlü söz uygulamasında ise sağlam kafanın sağlam vücutta olduğunu okumuş ve kendisine bir de spor uygulaması indirmişti, spor uygulamasına da devam ederek vücut kitle endeksine uygun, bel, kalça, kol ve bacak kasları, karın kasları gibi bir çok yardımcı organını çalışır vaziyette tutuyordu, bunun yanı sıra günlük 5 bin adım ortalamasına sahipti. Hayatta en çok korktuğu şeylerden biri göbekli bir insan olmaktı. Şişmanları hiç sevmiyordu, bacakların o büyümüş ve yuvarlak mideyi eşek gibi taşımak zorunda olması hiç hoşuna gitmiyordu.
Ama hayatında eksik olan bir şey vardı, neden ateistlerin, deistlerin ve agnostiklerin de müslümanlar ve hristiyanlar gibi hiç olmazsa haftada toplanacakları bir mekanları yoktu, dernek, kulüp olsa da olurdu, kimi üniversitelerin bu konuda odaları olsa da hristiyanlar ve müslümanlar gibi bir merkezleri yoktu, merkeziyetten oldum olası nefret ederdi, o merkezsiz borsaların ve sistemin dünyaya yayıldığı yıllarda hayata gelmişti. Belki de merkezsiz olması daha iyiydi. Acaba deistlerin daha doğrusu kendi uyarlaması olarak zeistler için de bir kutsal kitap yazılmalı mıydı?
Eski çağın tapıcıları kutsal diyerek tarih boyunca hep savaşmışlardı. Çünkü kitapları insanları mümin ve kafir olarak ayırıyorlardı. Oysa zeistlerin insanı insan gibi görme alışkanlıkları yadsınamaz bir gerçekti. Onlar kavimciliğin, dinistliğin, merkeziyetçiliğin olmadığı veya giderek azaldığı bir çağda yaşıyorlardı. Madem insanlık tarihi gelişmek ve değişmekti, o zaman zeistlik olarak da dünyaya yeni bir anlayış sürebilirlerdi. Ama ne gerek vardı ki? Nasılsa tapıcılar bir gün kafalarına bir nükleer bomba atıverirlerdi.
YORUMLAR
Hocam!
Yapay zekâ derken seksenlerin çizgi filmi "Jetgiller" gerçek olur belki de
Uzay kentleri inşa olur bakarsın, kim bilir
Jetgiller'de ailenin köpeğinin adı bile Astro idi, hey gidi
"Eski çağın tapıcıları kutsal diyerek tarih boyunca hep savaşmışlardı. Çünkü kitapları insanları mümin ve kafir olarak ayırıyorlardı. "
Hocam doğru dersin de, modern çağın ideolojilerinin de dinsel makamda çalmadığını kim söyleyebilir?
Onlarında mümin, kâfir diye adlandırılmasa da, arz ettiğiniz anlamda bağlıları, yandaşları ve düşmanları var, aynı öz suyunda tanımlanmakta
Mesela Ortodoks Marxizm'in geçtiğimiz asırda kalıp düşünmeyen sosyalistleri hatta Marxist'leri revizyonist sapma içerisinde görmesi akla gelebilir
Hani derim ki, tüm ideolojilerde merkez, çekirdek figürler olduğu gibi, dışsal dairelerle ifade edilen ve kabul görmeyen mensuplar vardır
Bir dinin mezhepleri arasındaki zıddiyetin, çatışmanın dinler arası husumeti dahi aşması misali, modern ideolojilerde en büyük düşmanlığı diğer ideolojilere değil, kendi mensuplarına duyarlar
Bir de bakarsınız "insan insanın kurdudur" sözü solcu solcunun, sağcı sağcının, İslamcı İslamcının kurduna dönüşmüş
İnsan oğlu silahı en çokta hemcinsine çevirmekte
Demek komşuluk çıkar çatışması doğurabilmekte
Nihayet
Yüreğinize, emeğinize, kaleminize, kelamınıza bereket hocam
Selam ve saygılarımla.