- 297 Okunma
- 1 Yorum
- 2 Beğeni
Suç ve Önlenmesine Yönelik Notlar
Suçu: Yanlış ya da zararlı olduğu için yasaklanan bazı fiiller olarak tanımlayabiliriz. Suç işlenmesi önemli bir sosyal problem oluşturduğu, can ve mal güvenliğini açısından insanlarda korku ve tedirginliğe neden olduğundan suç araştırmaları günümüzün en önemli çalışma konularının başında yer almaktadır.
Araştırma bulguları suç işleyenlerin önemli bir oranının düzgün bir aile yapısı olmayan, düşük eğitim düzeyli, ekonomik anlamda yetersiz, suç oranlarının yüksek olduğu çevrelerde yaşayanlar olduğunu göstermektedir.
Bu çerçevede, suç olgusunun açıklanmasında kısaca Aile, Eğitim, Çevre, Ekonomi ve Kitle İletişim Araçları, Yaş ve Cinsiyet ile suç ilişkisi kapsamında suç işlenmesinin önlenmesi ve suç tekrarının önlenmesine kısaca değinmek istiyorum.
Aile ve suç ilişkisi: Araştırmacılar aileyi bireyin en yakın olduğu ve toplumsallaşma süreci içinde birey üzerinde en etkili olan toplumsal gurup olarak tanımlamışlardır. Çocuk, ilk ve en yakın çevresi olan aileden yoğun bir biçimde etkilenir. Bu nedenle çocuğun karakterinin şekillenmesi, toplumsal hayata uyum sağlaması, aile dışındaki sosyal çevrede kendini ifade edebilmesi, içinde bulunduğu topluma aidiyet duygusunun gelişmesi yönünden ailenin önemi büyüktür. Ailedeki ilişkiler, uyum, ailenin ekonomik durumu, kültür seviyesi çocuğun ileride nasıl bir kişiliğe sahip olacağında büyük etki yapar. İyilik ve kötülüğün ayırt edilmesi, iyi ya da kötü bir karakterin oluşması genel anlamda ilk olarak ailede şekillenir. Genel anlam da bireyin karakteri ata mirasına dönüşebilir. Suç işleyen bireylerde suçu işlerken bunu bir miras olarak kanıksamış olabilir.
Öneriler
Aile ortamı çocukta fiziksel, psikolojik gereksinimlerin yanında, güvenlik ve sevgi gereksinimlerini karşılarsa çocuğun suça yönelmesini engellenebilir. Aile ortamını oluşturan bireyler, özellikle de anne ve baba hem evliliğin getireceği sorumlulukları karşılayabilecek kadar olgun, hem de çocuklar için birer rol model olabilecek yetkinlikte olması gerekmektedir. Aile kurumunun kültürel anlamda sağlam temellere oturtulması, ekonomik olarak muhtaçlık düzeyinin üstünde temel ihtiyaçların rahatça karşılanabilecek seviyeye getirilmesi, aile yapısının olumsuz dış etkenlere karşı korunması, işsiz aile bireylerinin istihdamının sağlanması suçun önlenmesinde etki sağlayacak ve güçlü aile yapıla büyük oranda temiz bir toplumu oluşturacaktır.
Eğitim ve Suç İlişkisi: İnsan merak duygusuna sahip olma hasebiyle yaşamı boyunca öğrenmeye aç bir varlıktır. Bu nedenle okul genel anlamda insan hayatının bir parçasını oluşturur. Özellikle çocukların aileden sonra en yakın çevresi okuldur. Çocuk aileden sonra zamanın çoğunu buradaki arkadaşlarıyla geçirir. Okul çocuğun hayatında ilk sosyal tecrübeleri edindiği yerdir. Buradaki gerek arkadaşları gerekse öğretmenleri ile ilişkilerinde kusurlu usul ve prensipler uygulandığında çocuğun karakterinin oluşmasında zararlı sonuçlar ortaya çıkabilir.
Birçok araştırmacı eğitimsizlik ve suçun yakından ilişkili olduğunu savunmuş, vandalizmle eğitimsizliği ilişkilendirmiş, eğitimin bireylerde belirli düzeyde bir bilinç oluşumunu gerçekleştirdiği için problemli alanlarda krizlerin çözümü için önemli etkisi olduğunu belirtmişlerdir.
Araştırmacılar suç davranışının büyük ölçüde belirli bir sorunun çözümüne yönelik olarak ortaya çıktığı gözlemlemişlerdir.
Örneğin hırsızlık yapan parasal sorununu, tecavüz eden cinsel istek sorununu, cinayet işleyen birey miras, alacak verecek meselesi, hakarete uğrama, kan davası gibi birçok sorununu çözmek için suç işlemektedir. Eğitim insanlarda sorun çözme becerisi geliştirir. Bu nedenle var olan sorunların insancıl, hukuksal ve rasyonel bir çözüm imkânının oluşturulmasında, öğrenim düzeyinin etkisi çok büyüktür. Öğrenim olgusu bireyde hukuksal eğilimi güçlendiren bir bilinç yaratımı rolünü görmektedir. Nitekim, Sanders; okur yazarlığın en önemli kazanımını “Bir insanın yaşamı ile diğerin yaşamı arasında bir bağın kurulmasını mümkün kılması” olarak belirtmektedir.
Bu nedenle araştırmacılar okul ve eğitim faktörlerini, bireyin toplumsal kurumlara olan uyum sürecini arttıran ve toplumsal meşruluk çizgisini gözetleyecek bir biçimde sosyalleşmesini olanaklı kılan önemli unsurlar olarak görmektedir.
Öneriler
Okullarda rehberlik birimlerine manevi rehberlik birimlerinin de eklenmesi, çocukların ahlaki gelişimin yanında bir sanat edinmesi için resim, müzik gibi sanatsal faaliyet atölyelerinin geliştirilmesi, sportif faaliyetlere önem verilmesi, bununla ilgili sosyal alanların oluşturulması, Meslek liselerindeki mesleki eğitimlerin öneminin ön plana çıkarılarak eğitim kalitesinin arttırılması, bu okullarının cazibeli hale getirilmesi, her öğrencinin fıtratına uygun bir meslek edinmeye yönelik desteklenip yetiştirilmesi gerekmektedir.
Gençlik Merkezlerindeki faaliyetlerin okullarda eğitim ve öğretimin bir parçası haline getirilmesi okullarda yapılan çeşitli yarışmaların, turnuvaların arttırılması, öğrencilere yönelik ekonomik imkânlar sağlanarak tarihi ve kültürel gezilerin düzenlenmesi ve sürekli bir hale getirilmesi suçu önlemeye katkı sağlayacaktır.
Ekonomik Durum ve Suç İlişkisi: Yoksulluk suç üzerinde doğrudan ya da dolaylı yoldan etki eder. Karnı aç olan bir kişinin çalma eğilimi oldukça yüksektir. Yoksulluk ve zaruret insanların kötü mesken şartlarını ve bu tür ikamet bölgelerine sığınmış olan suçlularla daimi temas etmelerine sebep olur. Ayrıca çocuklar suçluların yaptıkları kötü hareketleri taklit etme imkânını bulmalarına neden olabilir. Nitekim toplumda suçlu birey güçlü görünüp rol model olma eğimindedir. Bu durum çocuklarda özenti haline gelebilir. Ekonomik durumu iyi suça meyilli bireyin, ekonomik durumu kötü olan bireyleri etkileyerek onları suç işleme yönlendirebilir.
Araştırmalarda en yüksek suç oranlarının ekonomik dezavantajların ve sosyal stresin en çok toplandığı yoksul ve kötü durumdaki bölgelerde görülmesi suç yoksulluğun bir fonksiyonu olarak tanımlamasına neden olmuştur.
Sosyoekonomik koşulların suçu etkileyen faktörlerden biri olduğunu belirten araştırmacılar ekonomik haklara yeterince sahip olmayan çevrelerin suç oranlarını arttırdığını iddia etmişlerdir.
Öneriler
Devlet eli ile kaynaklarının adil paylaşımı, zengin fakir arasındaki uçurumun azaltılması, kalkınmada geri kalmış bölgelerde yeni istihdam alanlarının açılması, her bireyin kendini değerli hissetmesinin sağlanması, alın teri bedelinin zamanında ve değerinde ödenmesi suçun önlenmesine katkı sağlayacaktır.
Çevre ve Suç İlişkisi: Araştırmacılar şiddet suçuna en fazla rastlanan yerlerin alkol çıkış noktaları olduğunu belirtmişler, farklı insanların bir araya geldiği barların yoğun olarak bulunduğu, alkolün fazla tüketildiği savunmasız alanlarda, farklı şiddet olaylarının daha fazla görüldüğünü tespit etmişlerdir. Dikkat edilmesi gereken diğer bir konu ise yasal olmayan alkol çıkış noktalarından kaynaklanan şiddet suçu olduğunu belirtmişlerdir.
Öneriler
Temiz bir çevre temiz bir toplumu oluşturur. Çevredeki suça iten nedenlerin ortadan kalkması suça götüren güzel görünen nesnelerin zararlı yanlarının anlatılması, bu hususta kamu spotlarının arttırılması, Kurum ve kuruluş seminerlerinin arttırılması ve toplumun tümüne yansıtılarak farkındalığın oluşturulması, suçluların toplanabileceği mezkûr mahallerin güvenli hale getirilmesi, güvenli sosyal alanların oluşturulması ve sayılarının arttırılması suç unsurunu azaltacaktır.
Kitle İletişimi ve Suç İlişkisi: Çağımızda her hangi bir bilginin insanlara en çok ve en çabuk ulaştırıldığı araçlar kitle iletişim araçlarıdır. Dünyanın her hangi bir yerinde olan bir olay bu araçlar sayesinde kısa bir sürede dünyanın tamamında duyulup bilinmektedir. Gazete, dergi, internet ve TV gibi basın yayın organlarının suça teşvik edici yayınlar yapmaları ve bu tür yayınların suça yatkın insanlar tarafından izlenmesi suça teşvik bakımından araştırmacılar tarafından zararlı görülmektedir. Örneğin yapılan bir araştırmada daha önce yayında olan bir polisiye dizinin yayın günü kavgaya karışan kişilerde artış olduğu ve bu günlerde karakollarda hareketlilik olduğu tespit edilmiştir.
Öneriler Yapılan kamu stoplarının artırılması, ilan- duyuru tahtalarında temiz ve mutlu bir toplumun reklamlarının yapılması, şiddet içeren yayınların azaltılması, çocukların TV izleyebileceği saatlerde onları olumsuz etkileyecek programların yayımlanmaması gerekmektedir. Okullarda Medya Okur Yazarlığı dersleriyle çocukların kitle iletişim araçlarının zararlarına yönelik bilinçli hale getirilmesi sağlanmalıdır. Sosyal medya kullanımlarının aileler tarafından kontrol edilmesi ayrıca sosyal medyada suça iten sebeplerin tespit edilip bu içeriklerin yetkili merciler tarafından bertaraf edilmesi suçun önlenmesinde katkı sağlayabilir.
Yaş ve Suç İlişkisi: Genellikle aktif olan, hareket ve şiddet gerektiren suçlar gençler tarafından işlenir. Buna karşılık hile ile bir arada işlenen suçlar yaş bakımından olgunluğu gerektirir. Yapılan araştırmalara göre suçluluğun küçük yaşlardan itibaren yavaş yavaş artarak orta yaşlarda yoğunlaşıp yaş ilerledikçe azaldığını ve ileri yaşlarda hemen hemen ortadan kalktığını göstermektedir.
Öneriler: Gençlerin vakitlerini geçirebilecekleri güvenli sosyal alanların artırılması, sorun çözme yeteneklerinin geliştirilerek sorunların çözümünde legal yöntemlerin kullanılması bilincinin oluşturulması, yaptığı her yanlışın kendi geleceği konusunda ortaya çıkaracağı olumsuzluklar hakkında bilgilendirilmesi, daha çok sosyal, sportif ve sanatsal faaliyetlerle vakit geçirmesinin sağlanması suça sürüklenmeleri azaltacaktır.
Cinsiyet ve Suç İlişkisi: İstatistikler erkeklerin kadınlardan daha çok suça eğilimli olduklarını göstermiştir. Kadının yaratılış nahifliği, suça meylinin azlığı, bedensel gücünün azlığı, cesaret azlığı gibi sebepler suç eğilimini azaltmaktadır.
Sonuç Olarak; Yapılan araştırmalar bir şeyi ortaya koymaktadır. Suç işlenmesinde iki unsur ön plana çıkmaktadır Birincisi darp, yaralama, adam öldürme gibi vicdansızlıktan kaynaklanırken ikinci olarak da hırsızlık gasp yağma gibi kanaatsizlikten kaynaklanan suçlar oluşturmaktadır. Her ikisinin eksikliğinden kaynaklanan suçları da uyuşturucu ticareti, kadın ticareti, organ mafyasının işlemiş olduğu suçları ve tecavüz suçu sayılabilir. Suç; İnsanlık tarihinin başlangıcıyla Habil’in Kabil’i öldürmesiyle başlayan bir olgudur. Belki onu bitiremeyebiliriz. Ama minimize edebiliriz.
Ceza İnfaz Kurumları ve Denetimli Serbestlik Müdürlükleri ile suçlunun cezasının infaz edilmesiyle birlikte suç tekrarını önlemek için çok ciddi faaliyetler yürütülmekte olsa da enerji kaynaklarının suçu işlemeden harcanması öncelikli olması gerekmektedir. Onun içinde aile, eğitim, çevre gibi unsurların önemsenmesi yanı sıra her bireyin dünyasına vicdan tohumunu ekmek gerekir.
Kişi yaptığı eylemin yanlışlığını değerlendirirken hukuki boyutuyla birlikte vicdani boyutu düşünüp doğruluğuna inandığı kararları verir. Esasen işin hukuksal yaptırım boyutuyla birlikte vicdani boyutu ahlaki aşınıma uğramadığı takdirde her zaman kalıcı ve iyi sonuçlar doğurmaktadır. Bunu kalıcı hale getirmenin yolu ise hukuki sistemin yanında din, ahlak, eğitim gibi destekleyici unsurlarla sorgulayan, empati yapan ve yaptığı davranışın kendi bünyesinde bırakacağı manevi yükü de düşünen vicdanlı bireyler yetiştirmektir.
Vicdan, kişinin kendi niyeti ve davranışları hakkında ahlaki değerlerini temel alarak yapabileceklerine ve yapamayacaklarına dair çizdiği sınır ve ölçütlerdir. Vicdani kararların herhangi bir somut yaptırımı olmamasına rağmen bireyin dünyasında bir rahatlama ve rahatsızlık oluşturulmasına neden olur.
Sonuç olarak; suç olgusu aynı zamanda vicdan ve kanaat kavramlarıyla ilişkilidir. Kişi vicdanıyla kanaat getirdiği davranışlarla hayatını ve davranışlarını şekillendirir. Mutluğumuzun kalitesi ve acımızın boyutu şekillenir. Ardımızda bıraktıklarımız, adımız ve nesillerimiz şekillenir. Bunun sonucunda da bireyler ve toplum şekillenir. Huzur kavramı şekillenir, refah kavramı şekillenir, adalet kavramı şekillenir. İnandığımız değerler ve dünya şekillenir. Çünkü eğer varsa en iyi ödülü de en kötü cezayı da vicdan verir.
Vicdanlı ve ahlaklı bireylerden oluşan sağlıklı ve temiz bir toplum yetiştirmek istiyorsak çocuklarımıza öğretilmesi için; mutlu bir yaşamı öğreten hayat bilgisi dersi, onu nasıl finanse edeceğimizi öğreten matematik dersi, kendimizi ifade edebilmemizi sağlayan bir edebiyat dersi yanında okullarımızda ders programlarına “vicdan ve kanat” adında bir ders daha ekleyebiliriz. Saygılarımla…
Yararlanılan Kaynaklar:
1. Demirbaş Kriminoloji, Ankara, 2001
2. Ergun ve Yirmibeoğlu. Suç ve Suçluluk Dağılımı 2005
3. Önder: Türk Ceza Hukuku Özel Hükümler, 1991
4. Ayhan ve Çubukçu : Suç ve Kent İlişkisine Ampirik Bakış Literatür Taraması 2000
5. O Kızmaz F.Ü.Sosyal Bilimler Dergisi 2004