- 207 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
MADEN MEHMET VE ARZUHALCİLİK
MADEN MEHMET VE ARZUHALCİLİK
SON BÖLÜM
Önceden Acıpayam’a bağlı Karaman nahiyesi olan Çameli 1950 yılında ilçe olmuştur. Mehmet Maden bu ilçeye göçmüş ve arzuhalcilik yapmaya başlamıştır. Gençliğinde eğitmenlik yaptığı Çameli yöresini iyi tanımaktadır. Mahkemesini kaybedenlerin davalarını yeniden ele alarak mahkemeyi kazanması ününe ün katmıştır.
“Maden Mehmet’in yazdığı dilekçe hem yere gider, hem göğe gider” sözü dillerde bir deyim olmuştur. Denizli’nin en uzak, yoksul ve dağlık bölgesi olan Çameli’de Mehmet Maden sevgisi ve saygısından birçok aile “Maden” soyadını almıştır.
Mehmet Maden’in damadı Ömer Yalçın’ın Denizli’deki lokantasına birkaç Güven Partili (CHP’den ayrılan) gelirler. (1968) Gelenlerin başında Denizli Milletvekili Atıf Şohoğlu da vardır. Yiyip içtikten sonra lokantada bulunan Mehmet Maden’in oğlu Avni Maden’le de tanışırlar. O sırada liseyi bitiren Avni Maden’e:
—Bizimle gelir misin delikanlı? Afiş yapıştırmada yardımcı olursun, derler. Avni Maden kabul eder.
Çameli köylerini dolaşırken bir gece bindikleri araba çamura saplanır. Tüm uğraşmalara karşın arabayı çamurdan çıkaramazlar. Zifiri karanlıkta çevrede ışıkları belli belirsiz evlere doğru:
— Kimse yok mu? Çamurda arabamız battı! Yardım edin! diye bağrışırlar.
Seslerinden dağlar yankılanır; orman çınlar. Biraz sonra iki gençle, yaşlı bir adam ellerinde lüks fenerleriyle gelirler. Gelenlerden yaşlı olanı yörede tanınmış adamı Zühtü Hoca’dır. Tanıştıktan sonra Zühtü Hoca Avni Maden’e döner:
—Sen kimsin? Kimlerdensin oğul? diye sorar.
—Ben Dedesil’den Mehmet Maden’in oğluyum, deyince Zühtü Hoca:
—Sen şöyle ayrıl delikanlı, der. Diğerlerine dönerek:
—Bakın efendiler, şu çocuğun babasının yüzü suyu hürmetine sizlere yardım edeceğim. Bu delikanlı olmasaydı size yardım etmezdim. Buradan size ekmek çıkmaz, der.
Arabayı çamurdan çıkarırlar. Bu küçük anı onun Çameli’de ne kadar sevilip sayıldığını kanıtıdır.
Hoş sohbetli, nüktedan kişiliğiyle Maden sofrasında ve yazıhanesinde şarabı hiç eksik etmezmiş. İçiciliği bir sohbet aracı olarak kullanırmış; onu hiç sarhoş olarak gören, duyan olmamıştır. Ramazan ayına üç gün kala içmeyi bırakan Mehmet Maden kutsal ay boyunca oruç tutar, Kur’an okurmuş.
Üstlendiği her görevi başarıyla yürütmüş, aldığı korkusuz kararlar ve önsezisi ile toplumda iz bırakan Mehmet Maden’e, 1950 yılında Demokrat Parti’den üç beş kişilik heyet görüşmeye gelmiş ve kendi partisini bırakıp Demokrat Parti’ye geçmesi durumunda kendisine milletvekilliği teklif edilmiştir.
Ancak Mehmet Maden bu teklifi kabul etmemiş ve inandığı ilkelerden hiç sapmadan yaşamını sürdürmüştür. Bölge halkının gösterdiği sevgi ve saygıyı hiç karşılıksız bırakmadan, özellikle köylerdeki yoksul, kimsesiz ve işsizlere sofrasını açmış, elinden geldiğince yardım etmiştir.
18 Nisan 1960 günü Demokrat Parti “Tahkikat Komisyonu” kanununu kabul eder. Muhalifleri sindirmeyi amaçlayan bu komisyonun başına Denizli Milletvekili Ahmet Hamdi Sancar getirilmiştir. Acıpayam’da sorgu hakimliği ve Denizli’de Cumhuriyet Savcılığı yapmış olan Ahmet Hamdi Sancar, Maden Mehmet’i çok iyi tanımaktadır ve muhalif olduğu için diş bilemektedir. Maden Mehmet’e dostları tarafından Ankara’dan gönderilen bir mektupta “çok dikkatli olması, Acıpayam’da tahkikat edilecek kişiler listesinde dördüncü sırada olduğu” bildirilir. Ancak bir ay sonra 27 Mayıs 1960 askeri darbesi gerçekleşir ve Tahkikat Komisyonu kaldırılır. (Mehmet Maden’in oğlu Avni Maden’den)
1950’li yıllarda Dedesil’de kızlarını okula göndermeyen birçok kalburüstü aileler vardı. Mehmet Maden’in kızı Neriman Abla “sınıfta otuz beş öğrenciydik ancak yalnızca dördü kız öğrenciydi,” diyerek cehaletin boyutunu açıklamıştır. Bilim ve sanat büyük değer veren Mehmet Maden kızı Neriman Ablayı okutarak köyde ilk bayan öğretmen olmasını sağlamıştır.
Yaşamı rengarenk olan Mehmet Maden karşılaştığı engebeli, dikenli yollarda düşerek, şaşarak ancak eğilmeden, bükülmeden hep mücadele adamı olmuş ve 20 Mart 1966’da yakalandığı siroz hastalığı nedeniyle bu dünyadan göçmüştür.
“Lider olunmaz, lider doğulur.” sözünün “cuk!” oturduğu insanlardan biri olan Mehmet Maden’in mezarı Dedebağı’ndadır.
Onun özel yaşamındaki serüvenlerini, şaraba düşkünlüğünü, siyasi düşüncesini beğenmeyenler; yaptığı uygulamalarda zarar görenler bu yazılarımıza dudak büküp geçebilirler...
Ancak onun yaşadığı çağda, 2.Dünya Savaşı’nın dünyayı kasıp kavurduğu yıllarda, cehaletin hüküm sürdüğü; yokluk ve yoksulluğun diz boyu olduğu köylerde öncü olmak, her babayiğidin harcı değildir...
Onun evinin olduğu mahalleye de “Madenler Mahallesi” denilmekte ve öyküleri dilden dile dolaşmaktadır...
VELİ AYKAR
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.