VESAİRE -Roman -20'NCİ VE 21'İNCİ BÖLÜMLER
20 ’inci bölüm
Asuman Hanım, otobüsten inip evinin yolunu tutarken mahallede karşılaştığı komşularıyla ayak üstü sahbet ettti.sohbet bitiminde komşularına" hayirlı günler" dileyerek evin dış kapısından içeri girdi.bahçede bulunan , Merve Demir kapının pas tutan menteşeleri den çıkan ağlamaklı gıcırtı sesini duyup kapıya doğru yönelip Asuman hanımı karşıladı.
Merve yüzünde gülücüklerle neşe saçıyor "Hoş geldin teyzem, umarım hayırlı haberlerle gelmişsindir."
Asuman Hanım bir bardak su istedi ve Merve hemen getirdi. Asuman Hanım susuzluğunu giderirken düşünceli bir ifadeyle suyu hızlıca bitirdi acı bir yutkunma ve boğazına bir şey takılmış gibi öksürükten sonra "Sırrı hayatımıza girdikten beri, hangi işimiz rast gitti ki, kuzum?"
Merve, olan biteni anlayamamış gibi şaşkın şaşkın Asuman Hanım’ın yüzüne bakakaldı.Yüzündekinyebessum giymiş yerini bembeyaz mermeri andıran görüntü kalmıştı sanki yüzündeki vücudundaki tüm kan çekilmiş buz kesmişti her yanı. Biraz toparlandı ve endişeli bir şekilde sordu, "Hayırdır teyze, Sırrı ne alaka? Hem sen hastaneye gidip Sosyal Yardım ve Dayanışma’nın verdiği yardımı görüşecektin Başhekim ile. İnşallah bir sorun yoktur."
Asuman hanım "Kuzum Sırrı giderken hastane birckarini kapattığını kuruş borç kalmadığını söylemişti onu ödememiş ki ayrıca Dükkan yanil bitti kül oldu ama Sırrı’nın üzerinde dükkan hala göründüğünden sosyal yardım basvurunuzda reddedilmiş simdindimdizlak kalmadık anlayacagin guvendigimiz dağlara kar yağdı ulan Sırrı ulan serefsiz köpek sen ailemize zirlangirsigindennberi nerde yüzümüz güldü ki"dedi
Sırrı, hastane masraflarını ödemediği gibi Asuman Hanım’ın imzaladığı senet de hala geçerliliğini koruyordu. Asuman Hanım bu ağır borcu nasıl ödeyeceği konusunda düşünüyordu. Tek mal varlığı olan evini satıp borcu kapatmayı ve geriye kalan parayla köye yerleşmeyi düşünüyordu. Hem babadan kalma evi tamir ederek geçmişi anmak istiyor, hem de bu olumsuzluklardan kurtulmanın yolunu arıyordu.
Ancak, Asuman Hanım’ın köye yerleşme fikri aklına yatmıştı,yıllar sonra bile olsa Hülya’nın yaşadıkları,tecavüze uğraması,düğünden önce çocuğun varlığı mahalleliye rezil olma korkusu ile hiç olmazsa köyde yeni bir sayfa açıp hayatını rahat huzurlu yaşaya bilirdi.
Asuman Hanım, mahalledeki Rüstem Bey’in yanına gitti ve evini hızla satmak istediğini belirtti. Rüstem Bey, evin konumu ve bina yaşını değerlendirerek "Evin yeri çok güzel ve bina yaşının da orta seviyede olması avantajlı. Neden satmak istiyorsunuz ki Asuman Hanım? Hem bu evi sattıktan sonra benzer bir ev almak size daha pahalıya patlar. İyi düşünüp kararınızı öyle vermelisiniz."dedi.
Asuman Hanım, bir an için duraksadı, ancak borcu ödeme zorunluluğuyla kararından vazgeçmeyeceğini anladı. Mert Doktor ve Buse’den olumlu bir gelişme olmamış, hastane masraflarında indirim yapılmamış ve Sırrı’nın bu durum karşısında onursuz davranışı Asuman Hanım’ı derinden etkilemişti. Onurunun bu kadar zedelendiğini düşünüyor, "Bir hayır vardır" diye teselli buluyordu.
Sonunda, Asuman Hanım Rüstem Bey’den gerekli evrak ve işlemleri hızlıca yapmasını, ilanı hazırlamasını rica etti. Zamanı daralmıştı ve herhangi bir hukuki sıkıntıyla karşılaşmamak için acele etmesi gerekiyordu. Rüstem Bey, işlemleri hızlandırarak Asuman Hanım’ın evini satışa çıkarmak için hazırlıklara başladı.
Hakkı pazar tezgah işini iyiden iyiye kapmış işleride istediği gibi gidiyor her gün yeni çeşit mallarla hemmürün çeşitliliğini hemde piyasada çevre edinmesini sağlıyordu.
Hakkı’nın çalışkanlığı haldeki kabzımalların da dikkatini çekmiş hem efendiligi hemde namislu oluşu Cefer beyin dikkatini çekmiş bir gün mal almaya gelen Hakkı’yi ofisine çağırarak çay içmek istediğini söylemişti.
Hakkı ertesi gün Cafer beyin ofine giderek mahcup bir şekilde "Cafer beyim emret beni cagirmistiniz"
Cafer bey oturduğu makam koltuğundan kalkıp Hakkı’yi samimi bir şekilde karşılamış kahve söyleyerek oturmasını söylemişti.kahvelr geldikten sonra Cafer bey konuya girdi"Hakkı kardeşim senin hakkında ufak bir araştırma yaptım.Memurluk hayatındaki dürüstlüK sana zarar vermiş belli hem hapis hayatı hemde yeniden başlangıç yapmak her yiğidin harcı değil seni uzaktanda izliyorum dürüst,efendi,hak hukuk adamısın sen gibi pırlantaların sayısı insanlık çoğaldıkça azaldı ve sen gibi değerli elaman bulmak inan zorlaştı bizim meslekte de artık baba oğula güvenmez oldu diyeceğim o ki sana ortaklık teklif ediyorum kabul edersen hem pazar tezgahından kurtulursun hemde geliri yüksek bir işin olur hemde ben değerli bir sağ kolum olacak seni kazanırım dedi
Hakkı, Cafer beyin teklifini düşünerek bir an duraksadı. Ortaklık teklifi, onun için yeni bir başlangıç olabilirdi. Pazardaki tezgah işinden kurtulup daha fazla gelir elde etme fırsatı, cazip görünüyordu. Ayrıca, Cafer beyin dürüstlüğüne ve saygılı tavırlarına duyduğu güven, teklifi daha da çekici kılıyordu. Hakkı, teklifi kabul edip etmeme konusunda daha fazla düşünmek istediğini söyledi ve Cafer beyin teklifini değerlendirmek için biraz zaman istedi
Hakkı bir hafta düsündükten sonra Cafer beyin teklifini kabul etti ve şart koştu bu işi bilmediğini gerekli yardım ve desteği en az iki üç ay devammetrirmesininrica etti
Cefer bey Hakkı gibi değerli bir ortak buldugunicin çok keyifli idi artık gozü arkada kalmayacak işyerini gözü arkada kalmadan teslim edeceği bir eleman kazanmıştı
Hakkı, Cafer beyin ortaklık teklifini kabul ettikten sonra hızla işe koyuldu. İşlerin düzgün bir şekilde yürümesi için gerekli planları yapmaya başladı. Çiftçilerden hangi ürünleri alacaklarını, mal alımlarının nasıl gerçekleşeceğini ve hangi tedarikçilerle çalışacaklarını detaylı bir şekilde planladı. Ayrıca, işletme yönetimi, muhasebe, ve personel konularında da düzenlemeler yaptı.
Cafer beyin desteğiyle, işler hızla yoluna girdi ve pazardaki tezgah işinden kurtuldu. Hakkı, yeni işinde başarılı oldu ve kazancını artırdı. Bu başarı, onun için yeni bir hayatın başlangıcıydı
Sırrı ve Hülya nın geçimi her geçen gün zorlasmış fabrikadan aldığı aylık yetmediği gibi fazla mesai yapmasına evin geçimini sağlamaya yetmiyor fazla mesaide kaldığı sürelerde fazla efor sarfettiginden ayağının ağrıları artıyor ağrıları artan Sırrı hastaneye gidiyor iğne ilaç tedavisi yapılıyor bu hal kısır döngüye dönmüştü.
Hülya aile bütcesine katkı sağlamak için evlere temizlige gidiyor aldığı üc beş kuruş ile Naci Mert’in ihtiyaçlarını gideriyordu .
Sırrı çalışmak ile bu işin olmayacağını düşünüp işyeri çıkışında mahallede bulunan lokalde gitmeye başlamış lokalde tanıştığı arkadaş ortamı sayesinde kumara başlamıştı. ilk günlerde iyi hir kazanç elde etmiş ama.sonradan sonraya kumardan kazandigi para dahil aylık maaşıda kaybetmişti.Sırrı yavaş yavaş evdeki eşyaları da satmaya başlamıştı bir gece sabaha karşı geldiği evde Hülya kanepede beklerken uyumuştu.Elindeki kağıdı sehbanın üzerine bıraktı ve yatak odasına uyumaya gitti.Sabah olduğunda Hülya temizliğe gitmeye hazırlanırken sehpa üzerinde yüklü miktarda yazılmış ve Sırrı tarafından imzalanmış senet ile yatak odasına girdi "Hülya: "Sırrı’ya Ahlaksız, şerefsiz adam,Şeref yoksunu 3 yıllık ev kirası kadar bu borç bu neyin imzası ne haltlar yedin sen şerefsiz Eve ekmek getirmiyorsun artık, çalışıyorsun işe gitmiyorsun ne yapmak istiyorsun beni bu rezilliklere şahit olmak için mi getirdin elin memleketlerine " dedi
Sırrı: "Hülya, benim de işlerim.zorlasmaya başladı bacağımın agrisindan dolayı tam anlamıyla çalışamıyorum ne yapacağımı bilmiyorum. Dün bayağı bir miktar kazandım ama o kadar parayı nasıl kaybettim bu seneti ne ara imzaladım bilmiyorum inan ki"dedi
Hülya: "Sırrı, bu şekilde devam edemeyiz.Bu kadar borcun içinde senin keyfine diyecek yok beyefendi kumar masalarında geleceğimizi harcıyor ya ben iki kuruş kazanmak için milletin pisliğini temizliyorum hiç mi yüreğin sızlamıyor hiç mi Allah korkusu yok sende acımıyor şerefsiz haysiyetsiz "dedi
Sırrı Hülya’nın söyledikleri karşısında susmuş kalmış ne diyeceğini bilememiş ti.
Hülya "Neyin susması bu Neyin susması bu şekilde devam edecekse ben bu evlilikte yokum çocuğumla valizimi alır giderim ne halin varsa gör boğul kal bataklığında ahlaksız vicdansız "diyerek temizlik işine gitmek için kapıyı vurdu çıktı evden.
Hakkı ve Cafer beyin işleri çok güzeldi Cafer bey Hakkı’dan çok memnundu ve her yerde Hakkı’yi methediyor" evladım gibi seviyorum" diyordu. Hakkı’ya kasa sorumluluğu da vermiş ve güveni tamdı Bir gün sebze kasalarının arasında kasaların devrilmesi ile Cafer bey içinde meyvelerin oldugu kasaların altında kalmış yaralanarak hastaneye yatırılmıştı. Sırrı Dilhan hanıma durumu bildirmiş Dilhan hanım acil olarak hastaneye gelip Sırrıya durum hakkında soru sorup bilgi almak istemiş Hakkı Bey’in ameliyata alındığını duyunca oraciga yığılmış kalmıştı.Sırrı hemşireleri çağırıp acil müdahalede bulunmalarını sağlamış kısa surren baygınlık sonrası Dilhan Hanım kendine gelmiş ameliyathane kapısında beklemeye koyulmustu
Hakkı ve Dilhan Hanim hastanede Cafer beyin ameliyatını beklerken, endişeli bir bekleyiş içindeydi.Sırrı olayın nasıl olduğu hastaneye nasıl kim getirdiği ve gelirken haytai durumu gibi sorularla. Dilhan hanımın sorularını yanıtladı.
Birkaç saat sonra doktor geldi vücudunda ki kırik ve başına almış olduğu travma sonrası beyine kan gitmemesi nedeni ile kısmi felç geçirdiğini ameliyatın başarılı geçtiğini söyledi. Hakkı ve Dilhan hanim büyük bir rahatlama yaşayarak sevindilerz Cafer bey sağlığına kavuşması için dua ettiler.
Bir hafta yatış ve müşade sonrasında Cafer bey taburcu edilerek istirahate çekildi.
Hakkı tüm sorumlluk ve İşlerin yönetimini üstlendi ve Cafer beyin yokluğunda işlerin düzgün bir şekilde yürümesini sağladı.
Hastane sürecine yetişemese de de yurt dışında eğitim gören Yıldız Türkiye’ye evde annesi babasını ziyerete gelmişti .
Hakkı resimlerden tanıdığı Yıldiz’ı havaalanindan alarak eve getirdi Cafer bey Yıldız’ın gelisi ile moral buldu.
20’Nci Bölüm Sonu
21’inci bölüm
Asuman Hanım evini satıp borcunu ödemek için çaba harcıyordu. Eğer senet icralık olursa bu hem ablasının bu dunyadan borçlu gittiği icin vicdanen rahatsız olacak, hemde yillarca yüzyüze baktığı komşularına mahcup olacaktı.Köye yerleşme fikri Asuman hanım için daha cazip hale gelmişti.Köye yerleserek geçmişi geride bırakma isteğiyle hem de genç kızlık zamanındaki yaşayısını yad edip biraz huzur biraz sukunet ve yaşadığı onca badirenin üzerini örtmek istiyordu buna biraz zaman vardı ama en kötü karar kararsizliktan daha iyiydi.
Çocukluk ve Genç kızlik hatiralari ile dolu baba ocaginin yanması için bu kararı almıştı.
Naci beyin ölümü,Hülya,nın talihsiz olay sonucu evlilik dışı hamile kalması,Nuri’nin pisi pisi ne vuralarak ölmesi,Sırrı’nin yaptıgı son sahtekarlik,Hülya’nın hastane süreci,ve en sonunda Hülya’nin şerefsiz haysiyetsiz bir adama emanet edilerek Bursa’ya yerleşmeleri hemen atlatilip sineye çekilecek olaylar değildi
Asuman hanım "kuzum oralarda ne halde"kelimesi Hülya gittiği günden beri diline dolanmış her an bu kelimeyi tekrar ediyordu.Bu kadar badireler sonunda ruhunu dinlndirmek ve bulunduğu mahalleden kaçmak huzur bulmak için köye gitmesi şart olmuştu Asuman hanımın.
Asuman hanım emlakçı Rüstem bey ile son kez görüşüp son kararlarını vererek evim degerini yarı fyata satıp köydeki baba evine yerleşti. Bir kısım parayı Merve’nin hesabına yatırdı.
Asuman hanım mahalleden taşınıp kısa bir sürede baba yadigarı evini tamir ettirip eskisinden de sağlam bir hale getirip babadan kalma arazilere nohut ve patates soğan ekmeye başlamıştı bile.
Muhtar Feyzullah, Asuman Hanım’ın köye geri dönmesine sevinmişti ve uzun süre ayrı kaldıkları için onunla tekrar buluşmaktan mutluydu. Eskiden çocukluk arkadaşıydi Asuman ve Feyzullah Muhtar yıllar sonra tekrar aynı köyde buluşmuşlardı.
Feyzullah muhtar Asuman hanımın yola acılan çit gibi olan kapı önüne gelerek "O Asuman hoşgeldin bacım nede iyi ettin bak gördün mü sende köyde hayat var diyenlerden oldun artık şehirden kaçan buralara ana ocağı baba yurduna gelmeye başladı artık dedi"
Asuman Hanım, Feyzullah’a döndü ve gülümseyerek konuştu: "Hoşbuldum Feyzullah muhtarım uzun zaman sonra tekrar köydeyim işte. Babadan kalma evimi tamir-tadilatına başladım tarlalarda bayağı bakımsız kalmış genel bir temizlik yaptım otu,çöpü,taşı ne varsa temizledim,toprağı islenecek hale getirdim. İlk günden itibaren zamanın bu kadar hızlı akıp geçtigini hatta zamanın yetmediğini gördüm. Burada olmak beni mutlu ediyor."dedi
Feyzullah Muhtar "Asuman,Herhangi bir konuda yardımcı olmamı istersen her zaman yanındayım hiç çekinme arkadaşım "dedi
Asuman Hanım: "Teşekkür ederim, Feyzullah muhtarım Şu anda işlerimiz iyi gidiyor, ama belki ilerleyen zamanlarda sana ihtiyacımız olabilir kusura bakmazsan "dedi
Feyzullah Muhtar "Başüstüne ne ihtiyacın olursa nolur çekinme. Asuman Her zaman buradayız Köyüne hoş geldin!"dedi
Sırrı Bursa’ya yerleşmiş mahalleli ile vedalaşmadan bir gece kaçıp gittiğinden nereye gittiği hakkında kimsenin bir bilgisi yoktu
Çetin Ağa, Sırrı’dan alacağı olan ve senet imzalattığı parayı mahkeme yolu ile değilde kendi imkanları ile almak için Sırrı’nın adresini ve nerde yaşadıkları hakkında bilgi toplamaya başlamış mahallede kimse bir bilgiye sahip değildi.Kahvehanede otururken Çetin ağa karşı masada okey oynayan Taksici Rüstem’e seslenerek kendi masasına çağırdı.
Rüstem oyunu Tilki Selim’e bırakarak Çetin Ağa’nın masasına gelip yan masadan bir sandalye çekip oturdu.
"Buyur ağam bir emrin isteğin mi var" dedi.Rüstem.
Çetin ağa çayından bir yudum içerek" Rüstemmm lafı fazla dolandırmadan soruyorum, Sırrı şerefsizi bir gece ansızın terketti memeleketi nerde yaşar nerde oturur biliyormusun söyle "dedi Rüstem Çetin ağanın gözlerinin içine bakarak " yemin billah ederim Ağam inan bende bilmiyorum nerdedir nerelerdesin inan banada hiç bir şey söylemedi "dedi.
Çetin ağa ceketinin iç cebinden gazete kağıdına sarılı banknotları masanın üzerine koydu "Rüstem,son kez soruyorum Sırrı nerde"Rüstem parmakları ile bir ucu açık paketin içindeki desteyi kontrol etti"Ağam" dedi.Çetin ağa ses tonunu yükseltip dişleri sıkı vaziyette gür bir ses tonuyla "Rüstem.son kez soruyorum cevap vermezsen masadan kalkıyorum "dedi paketi Rüsteme bira daha yaklaştırdı Rüstem eli paketin üzerinde "Bursa’da ağam"dedikten sonra mahalle semt sokak kapı numarasını dahi verdi.
Çetin Ağa bir bu kadar da Bursa’da vereceğim kabul mü" dedi Rüstem paketi deri ceketinin iç cebine koyarken bir pakete bir Çetin ağaya bakıp "Başüstüne ağam Nasıl enredersen, ağam hemen çıkalım istersen buyrun taksiye yola çıkalım erkenden" dedi
Bir anlık karar verme ile Çetin Ağa kendini Rüstem’in taksisinde buldu. Yol boyunca sessiz bir şekilde etrafı seyrediyordu.
Çetin Ağa, çözüme ulaşmanın yollarını ararken,hava almak için camı araladı camın açılmasıyla hafif bir esinti saçlarını okşuyordu Çetin ağanın.
Yol boyunca Çetin ağa"Adam bildik borç verdik namussuz haysiyetsiz kendi paramla rezil oldum"ve "Şerefsiz karektetsiz"kelimelerini kelimelerini sürekli tekrar etti.
Ara ara mola vermekle birlikte üç saat süren yolculukla Bursa’ya gelinmiş Rüstem’in tarif ettiği adresin önünde araç park etmişti.
Çetin Ağa araçtan inip kapıyı çaldı.Kapıyı açan Hülya Ağayı karşısında görünce saşırdı.Heyacandan ne yapacağını bilemeden kekeleyerek "Ağam buyur...buyur girin içeri "diyebildi Rüstem ve Çetin Ağa eve girdiler.Hülya "yoldan geldiniz ağam açlık susuzluk bir emriniz varmı"dedi Çetin Ağa "bir bardak suyunu alıp sadede geleyim kızım"dedi suyu getiren Hülya bardağı uzatırken hala heyecandan ne yaptığını bilmiyordu eli titriyor bardaktaki su bile yarıya kadar inmişti döke döke getirmişti suyu.Cetin ağa suyu içtikten sonra "Elhamdülillah geçmişlerin canına değsin inşallah "dedi."amin"diye sessizce dudaklarını kıpırtarak başını öne eğdi ."Hülya
Çetin ağa "kızım Sırrı buraya gelmeden önce benden yüklü miktarda borç aldı neden aldı kime aldı onu bilmiyorum ama insanlara güvenimi Sırrı bakkal dükkanını yakmasından sonra kaybettim kimseye güvenmiyorum artık "dedi ve ekledi"Kısacası ben bu parayı almaya geldim.paramı almadan da burdan gitmeye niyetim yok"dedi.
Hülya gözünden sicim gibi yasları sessiz sessiz dökerken "ağam inan ne için aldı bilmiyorum ama bu evin kirasınınev sahibi bir yiilk peşin istedi Sırrı’da bir yıllık kirayı peşin verdi birde ikinci el satış yerinden aldığı bu derme çatma yer sofrasi ve şu iki kanepeden başka hir malımız yok,Sırrı son günlerde kumara başladı fazla mesai yapmasına rağmen ben çocuğumla beraber temizliğe gitmeme rağmen inan ne elde var ne avuçta var evin durumunda bu işte tek variyetimiz bu iki kanepe ağam"dedi.
Çetin ağa oturduğu yerden hiddetle kalkıp gümüş tabakasından bir tane sigara çıkarıp pencerenin kenarında içmeye başlamıştı dışarı bakarken "bir kuru çayın vardır içmek için inşallah "dedi Hülya mutfak tam takır istersen girin bakın"dedi.
Çetin Ağa’nın baş hareketi ile mutfaga giden Rüstem elleri göbeğinde başı eğik vaziyette ağanın yanına geldi sessizce "şey ağam mutfakta bir tane kuru ekmekten başka bir şeyleri yok dedi "dedi.
Çetin ağa yumruğu ile duvara vurup"Git Rüstem.çay al,peynir al, al işte bir şeyler arabanın bagajı doldur"dedi.
Rüstem marketten çay ve kahvalık malzemeler ve kuru bakliyatlatla birlikte evin üc ay yetecek erzağını almıştı.Aracin bagajından kapıya kadar Rüstem taşıyor,mutfağa götürmeyi Hülya yapıyordu.
Sırrı’nın kumarhanede ki borcunun ödenme vadesi gelmiş lokal sahibi Kartal Bey adamlarını Sırrı’nın evine göndermiş borcu almadan gelmemelerini emretmişti .
Sırrı eve geldiğinde kapıyı açan Hülya’ya "ne güzel kokular geliyor et mi pişirdin, hangi parayla et aldın" diye yüksek sesle konuşmaya başladı eve girince Çetin ağa ve Rüstem’i görünce şaşırdı kaldı uzun bir süre ayakta sesiz sedasız taş kesilmis gibi kalakaldı,biraz zaman sonra kendine gelip "ağam hoşgelmişsiniz"dedi Cetin ağa "hiç hoş bulmadık otur bakalım babacan"dedi "fazla lafı uzatmayacagim ben sana verdiğim parayı almaya geldim bu parayı imzaladığın senet üzerinden mahkemeye verip icra yolu ile de alırım ama mahkeme mahkeme icra dairelerinde dolaşmak istemedim paramı almaya geldim kısacası"dedi
Sırrı neye uğradığını şaşırmış vaziyette titrek ses tonu ve gözleri bugulanmış halde "ağam" dedi "biraz daha müsade etsen bu aralar birikim yapamadım da "dedi Cafer ağa sinirlendi sesini yükseltip "şerefsiz kumarda para harcamayı biliyorsun ama evinde yiyecek ekmek yok lan haysiyetsiz sen neyine güvenerek oynuyorsun kumarı" dedi
Sırrı susmuş ne diyeceğini bilemiyordu başı önde ağlar vaziyette "demedin mi oğlum en fazla altı ay sonra öderim paranın tamamını diye kaç altı ay geçti enayimiyim.ben lan eşsek mi var karşında sen kimi kandırıyorsun.Ya getirrisin paramı yada burda Allah yarattı demem leşini sererim yere" diyerek Sırrı’nın yakasına yapıştı "Hem.dükkanı yaktın benim emek verip zor günlerde yaptığım binam yandı sayende enkaz halinde kaldı emeklerim gurursuz köpek simdide borcunu ödemediğin gibi zaman istiyirsun hala karaktersiz "dedi Hülya Sırrı gelince çocuğu alıp yatak odasına girmiş bagrışmaları ve kavgayı duymamak için kulaklarını kapatıyordu.
Sırrı Cetin ağanın elinden kurtulup bir hısımla mutfağa girmiş ekmek bıçagını kaptığı gibi Çetin ağanın karnına saplamıştı Cafer ağa’yı korumaya çalışan Rüstem’inde boğazını kesmişti. duvaralara fışkıran kan odanın kokusunu değiştirmiş ortalık kan kokmaya başlamıştı.Çetin Ağa yerde Rüstem kanepede almış olduğu yaraların açısı ile kıvranırken kapının çalması ile hışımla kapıyı açan Sırrı komşuların geldigini zannederek kapıyı acarkrn"Defolun gidin lan defolun gidin kapımdan" diyerek kapıyı açtı karşısında Kartal beyin adamlarını gördü "Ne var lan"dedi "neye geldiniz" dedi elindeki kanlı bıçağı ve evde olanları gören Kartal beyin adamları belindeki silahlara sarıldı ve üzerlerine doğru gelen Sırrı’yı kurşun yağmuruna tuttular
Olay yerine gelen ambulans ilk müdahaleyi olay yerinde yapıp Çetin ağayı sedye ile ambulansa bindirdiler.
Boğazından yaralanan Rüstem kan kaybından ölmüştü, Sağlık ekipleri sokakta yatan Sırrı’yı kontrol ettiklerinde vucuna 12 mermi isabet ettiğini ve öldügünü yespit edip ceset torbasına koydukları Rüstem ve Sırrı’yı hastane morguna sevk ettiler.
Hülya bir anda gelişen bu duruma bir anlam verememiş sokaga çıkmış sessiz sedasız ambulansların gidişini izliyordu.
Polis ekipleri ifade almak için Hülya’yı ekip otosuna bindirip karakola götürdüler. ifadesi aninan Hülya çocuğu ile birlikte kadın sığınma evine yerleştirildi.Hülya kimi kimsesi olmayan koca şehirde yine yapayalnız cocuğu ile bir başına kalmış ne yapacagı hakkında hiç bir planı hiç bir fikri yoktu.
(21/...)
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.