- 204 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
ADEMOĞLU
“Bir varmış bir yokmuş” diye başlar bütün masallar..
Küçük bir ailemiz varmış, yaşamın büyülü bir masalında bir araya gelir. Anne, bu masalın içinde açan en zarif gül gibidir, ailenin kalbindeki sevgiye ve hassasiyete dair bir semboldür. Babaysa, bu masalın denizlerinde yol alan cesur bir kaptan gibi, ailenin sağlam direği ve rehberidir.
Anne, kelimeleriyle resimler çizer, duyguları en güzel mücevherlerle süsler. Onun sevgi dolu dokunuşları, masalın sayfalarında dans eden sihirli notalara dönüşür. Gülümsemesi, aile masalının her sayfasında doğan güneş gibidir, her sorun karşısında bir gümüş ışık huzmesi gibi parlar.
Baba, bu masalın destansı kahramanıdır. Onun omuzları, aileyi her fırtınadan koruyan sığınakların kayaları gibidir. Cesareti ve bilgeliği, masalın yolculuğunu aydınlatan yıldızlar gibi parlar. Aynı zamanda, bu masalın en esprili karakteridir, her anı komik ve neşeli bir sirk gösterisi gibi doldurur.
İki çocuk ise, bu masalın enerjisi ve canlılığıdır. Oyunlarının neşesi, masalın her sayfasına renk ve coşku katar. Onlar, hayalleriyle dolu, masalın sayfalarını yıldızlar gibi dolduran ufuklara doğru yürüyen maceracılar gibidir.
Bu aile, her anın bir masalın en değerli sayfası olduğunu bilir. Birlikte geçirdikleri her an, masalın içinde daha derin bir şekilde dokunan mürekkep gibidir. Onların hikayesi, aşkın, dayanışmanın ve mutluluğun masalın içindeki en parlak yıldızlar gibi parladığı bir başyapıttır.
“Onlar ermiş muradına biz çıkalım kerevetine
Mutlu mesut yaşamışlar.Gökten üç elma düştü biri sana, biri bana biride dinleyenin başına”
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.