- 773 Okunma
- 9 Yorum
- 3 Beğeni
MESAİ
Sitemizin güçlü kalemlerinden sevgili DENİZ bir yazıma yaptığı yorumda:
“Komutanım sizin anılarınız var, sıcacık yazıyorsunuz. Okumak her zaman keyifli” demişti.
Kendisine teşekkür ediyorum.
90’ lı yıllar, o yıllarda yükseköğrenim görmek, hele bir de dışarıdan okuyorsanız hiç te kolay değildi. Maddi, manevi birçok sıkıntıya katlanmak gerekiyordu.
Lojman da oturuyorum.
Mesai bitimi eve geldiğimde aceleyle bir şeyler atıştırıp, gece geç saatlere kadar ders çalışıyorum. Bir defasında masanın başında uyuya kalmışım. Pencereden sızan güneş uyandırdı beni. Saate baktım. Mesai araçları çoktan gitmiş olmalıydı. Yüreğim elimde telaşla dışarı çıktım. Çok az kişinin özel aracı vardı o yıllarda. Aracı olanlar da seyrek de olsa birliğe kendi araçları ile giderlerdi. Tek umudum onlardan birine rast gelmek. Olmazsa, ana caddeye çıkıp geçen diğer özel araçlara el kaldıracaktım.
Çok zordur mesai aracını kaçırmak. Eli böğründe cumbalı evler gibi yalnız başına çaresiz umarsız kalırsın. Moralim bozuk. Şaşkınım, ne yapacağımı bilemiyorum.
Sağ tarafındaki gönderinde dalgalanan mavi kartallı flama, göğsündeki iki sarı yıldızıyla siyah bir Toros karşıdan göründü. Yanımda durdu. Ön koltuktan inen emir subayı:
“Komutanım araca binmeni istiyor.”
Bindim, Komutanın makam aracına. Mesai aracını kaçırmış olmanın mahcubiyeti, yüzüm yerlerde, ellerim dizlerimde gidiyoruz.
Ne kadar sonraydı bilemiyorum. Komutan:
“Dersler nasıl?”
Nasıl cevap verecektim?
Büyük bir olasılıkla çocuklarımın derslerini soruyordu.
“Çok iyi değiller. Ama kötüde sayılmazlar Komutanım. Oğlan lise iki de, kız da ortaya yeni başladı.”
Komutan gülümsedi. Başını sağa sola salladı:
“Çocuklarını değil ben seni soruyorum.”
Öyle düşünürdü Komuta kademesi her nedense. Astsubayların yükseköğrenim yapmalarına prensip olarak karşı çıkarlardı. Yetkileri ölçüsünde her türlü engellemeleri de yaparlar, tayin ederler ya da sınav tarihlerinde sınava girmelerini engellemek için özel görevler verirlerdi.
Bu birliğe atanmadan önceki birliğimde bana tolerans gösterilmiş, okuduğum fakültenin ilk üç sınıfını geçebilmem için ders çalışmama imkânlar sağlanmıştı. Dördüncü sınıfın vizelerini verdiğim de, yeni birliğime tayinim çıktı. Birliğimde yapmam gereken görevlerimi yerine getirdikten sonra, odada açtım fakültenin ders kitaplarına çalışıyorum. Kısım amirimiz albay benle beraber aynı odadaki daktilo memurunun olduğu odaya girdi. Gördü ders çalıştığımı. Daktilo memuru bayana dönerek:
“Hanımefendi burası dershane değil. Çalışın, çalışın…”Dedi. Gitti.
Mesajı almıştım. Diğer günler ben de HKT(Hava Kuvvetleri Talimatı) ciltlerini alıp onları okuyordum. Ona bahane bulamayacaktı.
Komutan yüzüme bakmadan:
“Aslında biz yanlış yapıyoruz. Bilgili insan olgun insandır. Hangi konumda olursa olsun muhakeme yetisi vardır. Hiç bilenle bilmeyen bir olur mu?”
Saklanacak bir şey kalmamıştı.
Silahlı kuvvetlerde çalışanların yazılı olmasa da şöyle bir kuralı benimsenmişlikleri vardır:
KURAL 1: Komutan her zaman haklıdır.
KURAL 2: Komutan haksız olduğunda birinci kural geçerlidir.
Demek ki bir başka kural daha vardı;
Komutan her şeyi bir. Bilmediği bir şey varsa da bilenleri bilir.
Ne olacaksa olsun dedim:
“Okuyorum Komutanım dördüncü sınıftayım. Yarım dönemim kaldı. Sınavları geçersem de mezun olacağım.”
Komutanın rütbesi Tümgeneral. Makam aracının önündeki o iki yıldız rütbesini temsil ediyor.
Gözlerime sevgiyle baktı. Gülümsedi, çenemi tuttu.
“Birliğe gittiğimizde söyle de Albayın bana gelsin.”
Söyledim.
Döndüğünde beni odasına çağırdı. Neşesi yerindeydi:
““Aslında biz yanlış yapıyoruz. Bilgili insan olgun insandır. Hangi konumda olursa olsun muhakeme yetisi vardır. Hiç bilenle bilmeyen bir olur mu?” Dedi.
“Sağ olun Albayım “ dedim. Çıktım odasından.
O günden sonra ders çalışmama ses çıkartmadıkları gibi imkân da yarattılar.
Sınavlarımı verip mezun oldum.
Mezun oldum diye hanımım komşularına kutlama mantısı yaptı. Ne de olsa Kayseri’de tanışmış evlenmiştik.
“Benim sizlerden farkım var. Benim üç çocuğum var. Ama dört kişiyi okuttum ben” Demiş.
Alkışlamışlar.
Hava Kuvvetlerinin önem verdiği işlevleri aynı üç birliğin teşkilat ve kadrolarının belirleneceği kurmay subay ve endüstri mühendislerinin de yer aldığı bir projede Komutan bana da görev verdi.
Rütbenin değil, fikirlerin önde olduğu o proje başarıyla tamamlandı.
Şimdi o birlikler en az bir noktamım olduğu yeni teşkilatlarında görev yapıyorlar. Hiç birisi beni ne tanır, ne bilir.
Proje tamamlandığında Komutan birliği topladı:
“Bu ÜHÖ(Üstün Hizmet Ödülü) Bedri Başçavuşundur. “
Ödülün şilti yanında, dişe dokunur bir de para verdiler. O paranın üstüne ben de biraz daha para kattım. Hanımıma bilezik aldım. Çok sıkıntılı günlerimiz olsa da o bileziğine hiç dokunmadık. Daha çalışabilme imkânım olsa da 1996’yılında emekli oldum. Misafirlikte ikram edilen yemeği yedikten sonra, tabağı sıyırmayacaksın. Doymasan da bir iki lokmayı bırakmasını bileceksin. O yıllardan kalan bu yazıyı yazdığım masanın üstünde ki panoda üniformalı bir resmim ve ÜHÖ den aldığım şilt var. Hanımımın bileziği mi?
O da onun başarı ödülü… Hala duruyor.
Deniz… Bilmiyorum bu yazımı imkân bulup ta okuyacak mısın? Okusan da okumasan da beni uyardığın için sana teşekkür ediyorum.
YORUMLAR
Sevgili ağabey
Çalışma ve azmin elinden kurtulamamış sizin okuma azminiz size yakışır şekilde sonuçlanmış.
Ķutlarım sizi. Eşinize sevgiler.
Saygılarımla.
Bedri Tokul
Yorumun için kıymetli kardeşim
Benim...
Teşekkür ve selamlarımla
Yaş ilerledikçe geçmişe özlem artıyor anılar daha kıymetli oluyor.
Daha önce de yazılarınızı beğeniyle okumuştum yüreğinize sağlık Bedri Bey.
Bedri Tokul
Haklısınız.
Yaş ilerleyince anılarla avunuyoruz.
Selam ve saygıyla...
Ne güzel bir meslek askerlik ve ne güzel insanın yaş almış olsada okumayı öğrenmeyi ihmal etmemesi... Kutlarım yürekten Bedri Abim...
Bedri Tokul
Hala bir fakülte daha olsa
Okumayı gözüm kesiyor inan.
Değerli yorumun için teşekkür
Ediyorum.
Selam sevgi ve saygılarımla...
Sevgili Deniz
Evet UYARI kelimesini yanlış kullanmışım.
Aslında * benim anı yazılarımı* beğendiğini belirtmek istemiştim.
Bilmez miyim hiç. Asaletini saygını
Nüfus kayıtlarımız ayrı olsa da sen de
Benim öz kardeşimsin.
Bu yazımı senin okumanı arzu ediyordum. Şimdi çok mutluyum.
Övgü dolu sözlerin için çok çok teşekkür ediyorum.
Sağ ol..
Sevgi ve selamlarımla...
Merhaba komutanım,
Öncelikle bana verdiğiniz değer karşısında ne kadar mahcup hissettiğimi kelimelerle ifade edemem. Siz ki benim burada değer verdiğim büyüklerimin başında geliyorsunuz. Sizi uyarmak ne haddime komutanım. Nacizane arzu, istektir en fazla.
Çok çok teşekkür ederim yine aynı mahcubiyetle.
Yazınıza gelince,
Hem okuyup hem çalışmak zaten oldukça zordur ki siz bir de üzerine askersiniz. Benim kardeşim de subay olduğu için mesleğinizin zorluğu ve riskleri say say bitmez, bilirim. Böyle bir durumda hem diploma hem de takdir ödülünü sizden başka kim alabilirdi ki. Sıcacık öykünüz bize azmin gücünü hatırlattı, teşekkürler.
Tebriklerimle.
Sevgilerimle...
Bedri Tokul
Yorumuna cevabımı yukarıya yazmışım. Kusura bakma.
Savgiyle kal.
Geçmişin izleri, geleceğimizi zor günlerinde çoğu zaman aydınlatıcı yol gösterici olurlar. Bu güzel eserde de görüyoruz biz bu aydınlanmayı. Azim ,kararlılık ve fedakarlıkla gidilen yolda hiç bir engel alınacak yolu engelleyemez. Tıpkı sizin gibi komutanım.
Yüreğinize kaleminize sağlık.
Saygılarımla...
Bedri Tokul
Çok teşekkür ederim.
Selam ve saygıyla...
Saygıdeğer üstâdım,
Deniz hanım vesilesiyle böylesine dolu dolu ibret verici, azmin zaferini en güzel şekilde ifade eden paylaşımınız için gönülden kutluyorum tebrikler.
Böylesine anlamlı bir paylaşımı okumaktan mutluluk duydum.
Sevdiklerinizle birlikte sağlık, mutluluk ve huzur içinde hayırlı ömürler diliyorum.
Sonsuz selam, sevgi ve saygılarımla.
Bedri Tokul
Selam ve saygıyla.
Öncelikle Deniz hanıma teşekkürle başlayayım. İyi ki demiş. Biz de onun sayesinde böyle bir güzelliği okumuş olduk.
Yazı bence çok yönlü ve içinde müthiş mesajlar var.
Azim var.
Kaderine razı olmayıp kabuğunu kırma olayı var.
Ben kesinlikle eminim ki senin ayarındaki pek çok astsubay bırak üniversitede okumayı gazete veya kitap bile okumamıştır.
Müthiş bir azim ve irade. Üstelik askeriyede resmi olmasa bile gayriresmi okul okumanın yasak olduğu bir ortamda.
Helal olsun ağabeyim.
Belki yıllar yıllar sonra olacak ama tebrik edip AYAKTA ALKIŞLIYORUM.
ve fedakarlık.
bir Anadolu kadının,
bir ananın,
bir eşin, müthiş fedakarlığı. Helal olsun. DÖRT KİŞİYİ OKUTMAK! Kolay mı?
Yengemi de ayrıca tebrik ederim.
Bilezik gerçekten başarı ödülü olmuş.
Yazı mı?
Yazı süper ötesi.
Sindire sindire okudum.
Verilen mesajları algılayarak okudum.
Hayret ettiğim yer de oldu, gülümseten yerler de...
ve ben tebrik ederek Kel'den öpüyorum.
Saygımla...
Bedri Tokul
Demek isteyipde diyemediklerini
Fark etmek...
Böyle olur ustaların yorumu.
Gardaşım çok teşekkür ederim.
Muhteşem!..Hey gidi günler hey dedirttiniz Üstad..Okuyanların parmakla gösterildiği dönemlerde dersler de kolay değildi.Buna rağmen zorlansak da her fırsatı çalışmak için değerlendirirdik.Yazmak kaleminize çok yaraşıyor.Üstadı selamlıyorum.Sağlıcakla.Saygıyla.
Bedri Tokul
Benim için çok önemli.
Sağ ol.
Var ol.
Selam ve saygıyla...