- 171 Okunma
- 0 Yorum
- 1 Beğeni
Peygamber Efendimizin (a.s.m.) Kâbe Hakemliği
Kâinatın Efendisi Aleyhisselâtü Vesselâm otuz beş yaşındayken yıllardan beri yıpranmış olan Kâbe tamir edilmek istendi. Tamire edilecekti fakat yıkmaya bir türlü cesaret edemiyorlardı.
Sonunda tamire başladılar. Her gurup kendine ait yeri, Hz. İbrahim ve Hz. İsmail’in temelini attığı yere kadar yıktı. Temelde, yeşil renkte ve birbirine kaynamış ve otuz kişinin kaldıramayacağı büyüklükte taşlarla karşılaştılar. Kureyş’lilerden biri bu yeşil taşları birbirinden ayırtmak için vurup zorlayınca taş kımıldamış ve Mekke zelzele gibi sarsılmıştı. Bundan sonrasını yıkmaya müsaade olmadığını anladılar.
Kâbe’yi yıkarken üzerinde yazılar bulunan bazı taşlar buldular. Süryanca yazılan bu yazıları bir Yahudi’ye tercüme ettirdiler. Yazıda şöyle diyordu:
“Ben Mekke’nin Sahibi olan Allah’ım!
Onu, göklerle yeri yarattığım, Güneş’e ve Ay’a şekil verdiğim gün yarattım.
Onu, mâsum yedi melekle de kuşattım.
İki dağ ortadan kalkmadıkça, o da, ortadan kalkmayacaktır!
Mekke ahalisine, su ve süt bereketli kılınmıştı.
Yaşanan bu ilginç hadiseden sonra tamire devam edildi. Peygamber Efendimiz de Kâbe tamiri çalışmalarına katılmış ve omzunda taş taşımıştır.
Tamir devam ederken sıra cennetten gönderilen Hacerü’l-Esved’in konulmasına gelmişti. Kabileler arasında tartışma çıktı. Her kabile kendilerinin daha şerefli olmasından taşı kendilerinin yerleştirmesini istiyorlardı. Kan dökülmesi an meselesiydi. Sonunda şöyle bir anlaşmaya vardılar. Beni Şeybe kapısından ilk girecek kişi aralarında hakemlik yapacaktı.
Gözler gelecek kişiyi beklemeye başlamıştı. Bir süre sonra herkesi memnun eden bir kişi göründü. Bu Muhammedü’l-Emin’di. Herkes kendisini güvenilir ve emin bulduğu için Peygamber Efendimize bu lakabı takmışlardı. Bu bakımdan o’nun vereceğe karara herkes baştan razı idi.
Hadiseyi dinleyince derhal bir örtü istedi. Üzerine Hacerü’l-Esved’i koydu. Kabilelerin ileri gelenlerini çağırıp örtünün birer ucundan tutmalarını, konulacağı yere kadar kaldırmalarını söylemişti. İstenilen ölçüde kaldırılınca, Peygamber Efendimiz Aleyhisselâtü Vesselâm yuvasına yerleştirdi. Böylece hepsi cennetten gelen taşın yerleştirilmesinde pay sahibi olduğu için şereflenmişler ve böylece kan dökülmesi önlenmişti.
Kâbe’nin yapımına böylece devam edildi. Kâbe’nin boyu öncekinin iki katına çıkarıldı. Üstü düz olarak kapatılıp, tavan yapıldı.
Ahmet TULGANER
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.