- 314 Okunma
- 0 Yorum
- 1 Beğeni
Dilimiz ve de halimiz
ERHAN Tığlı, sabah eline gazeteyi almış, televizyon programlarına şöyle bir bakıyordu, ne var, ne yok, diyerek...
"Hills End, Rally, Müzikhol, Gavilan Brave, Super Pop, Süper Frikik, Start, Sine Flash, Video Miks, Turnike Magazin, Forever, Top Secret, TV Guide, Lifestyle, Medyatör, Klip Ekspres, Megavizyon, Talk Show".
* * *
VAZGEÇTİ, radyoyu açtı, spiker bağıra bağıra anlatıyordu:
"Derbi maçı bu, libero ile stoper anlaşamıyorlar. Futbolcular stresli, santrfor prese rağmen gol pozisyonuna girdi ama topu avuta attı. Hakem korner veriyor, Baliç röveşata yaptı ama gol kaydına muvaffak olamadı. Oysa geçen hafta hattirik yapmıştı. Fenerin müdafaasında kondisyon fena değil ama takımda mantalite yok. Deplasmanda oynuyorlar, fikstür avantajları var, skor hala değişmedi..."
* * *
ERHAN Tığlı, radyoyu da kapadı, başı ağrıyordu, evdeki ilaç dolabını açtı, ilaçlara baktı:
"Biri depresif sendromların tedavisinde endikedir" yazıyordu, diğeri ise "anti depresan, moklebemidlak tablet"miş...
* * *
ÇIKTI evden, Sultanahmet’e yürüdü, adliyenin kapısında avukat arkadaşına rastladı, arkadaşı "senin canın sıkılmış, gel bir davamı izle, değişiklik olur" dedi.
Avukatın ağzından bal dökülüyordu:
"Müşteki, netice - i talep, butlan, kuvve - i cebriye, darbetmek, adem - i ehliyet, mehbe - i gayret, subut vasıtası, ihzaren celbi, muhammen bedeli..."
* * *
ERHAN Tığlı, kendisini adliyeden dışarı attı, o saate kadar karnı da acıkmıştı, acaba nerede yese?
"Lokantaya mı gitse, restorana mı, yoksa fast food’a mı?
Steak hause mı yese, Mc Donalds mı? Hamburger mi, pizza mı? spaghetti mi, tost mu?
* * *
KARNININ acıktığını unuttu, okuduklarından midesine sancı girdi, dükkan yazılarına baka baka yürüdü:
"Çarli, Dallas, Mimoza, Mega super, Ultra..."
* * *
ONDAN sonrasını pek hatırlamıyor. Galiba hastaneye götürmüşler, sırasıyla bevliye, intaniye, dahiliye, hariciye, nisaiye servislerini geçtiğini ve asabiye servisine geldiklerini, doktorun ilaç yazdığını, şöyle böyle, kopuk kopuk anımsıyor.
Kendisini nasıl dışarıya attığını, dışarıdaki kalabalığı "kara kara basanlar / karayazı yazanlar / cennet yüzü görmesin / dilimizi bozanlar" diye bağırdığını ve eşekarılarını kovaladığını görenler anlatıyor.
* * *
ERHAN Tığlı’nın başına gelenlerin tamamını "Papirüs" dergisini Aralık 2000 / 46. sayısında "Eşek Arısı" başlığı altında okuyabilirsiniz.
Zaten derginin kapağı da buna uygun:
"Türkçenin burnuna takılan mandal!"
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.