- 601 Okunma
- 8 Yorum
- 3 Beğeni
KURUL
Kolay değildir şiir ya da yazı yazmak. Önce düşüneceksin. Kurguladıktan sonra yazacak, defalarca okuyacaksın. Düzeltmeler, ilaveler yapacak, -tamam oldu- dedikten sonra yayınlayarak görücüye çıkacaksın. Aralıklarla yazına girip okuyanları, yorumlayanları göreceksin. Asıl önemli olan o gün gece saat 12’yi heyecanla beklemek:
“Acaba yazım günün yazısı seçildi mi?”
Seçme işi bir kurul tarafından yapılır. Yazınız ya da şiiriniz güne seçildiyse sevinir, seçilmediyse buruklaşırsınız. Peki, nasıl bir kuruldur bu?
Eğitim dönemlerimizde okullarda öğretmelerden oluşan DİSİPLİN KURULLARI vardı. Hatırlarsınız. Ancak o kurullar kurallara uymayan öğrencileri cezalandırmak için toplanırdı.
SEÇKİ KURULUMUZ öyle değil işte…
EDEBİYAT DEFTERİ gibi Türkiye’nin en kapsamlı sitesinin Seçki Kurulu yazılanı ödüllendirmek için oluşturulmuştur. Bu kurulun üyeleri, ya Edebiyat Öğretmenlerinden ya da edebiyatta yetkin kişiler arasından seçilmiştir.
Kurul nasıl çalışır?
O gün yayınlanan şiirleri ya da yazıları kurul üyeleri aralarında paylaşır. Diyelim ki 100 yazı ya da 100 şiir yayınlandı. Var sayalım seçki kurulu da 10 üyeden oluşmuş. Aralarında 10 ‘ar adet paylaşıp değerlendirirler. Daha sonra kararlarını verip iki şiiri bir yazıyı seçerler.
Şöyle de olabilir.
Her üyenin kendine göre bir görevi vardır. Bir üye imladan, bir üye içerikten, bir üye edebi değerden, bir üye üsluptan, bir üye akıcılıktan sorumludur. Sonunda hemfikir oldukları şiir ya da yazıyı seçerler.
Belki de iki kurul vardır. Yazılar için bir kurul, şiirler için bir kurul…
Gerçekten böyle midir?
Bilmiyoruz ki. Aslında bilmemiz de gerekmiyor.
Bundan bir süre evvel siteden tanıştığımız bir yazar dostum aradı beni:
“Abi benim yazım seçilenden daha iyiydi. Beni seçmediler. Seçme işi kura ile mi oluyor?”
“Hayır, kurulun elinde Mehmet Ali Erbil’in çarkıfeleği gibi bir çark var. Onu çeviriyorlar, çarkın oku hangi yazı da durursa o, o günün yazısı seçiliyor.”
Küstü bana.
Ben bu yazıya odaklanmışken; bir dostum telefonla aradı beni;
“Abi sen bilirsin tecâhül- i ârif ne demek?”
“Bre kardeşim bana soracağına Google’ye sorsana. Şimdi bir yazıya odaklanmıştım. Dikkatim dağıldı işte…”
Demedim tabii. Bildiğim kadarıyla anlattım.
Neyse önemli değil. Maksat Hâsıl oldu herhâlde.
SAYGILARIMLA…
YORUMLAR
Bedri Tokul
Evet.
Yine anılara dönmek gerekiyor galiba...
Güne gelmek kaygısıyla yazılan eser ne kadar samimidir? Bir insan kendini geliştirmek için yazar, beğenilme kaygısı gütmez. Ha bir iki kişi de görüyorsa okuyorsa o bile yeter yazara. Ama burada piyasa kaygısıyla yazıldığını görüyorum çoğu şiirin ve yazının. Bu belli oluyor bu işin içinde uzun süre vakit geçirdiysen. Zaten genellikle aynı isimler geliyor güne. Bir standardının olduğunu görüyoruz seçki kurulunun.
Kendi adıma söylüyorum bunları tabi. 20 yaşından beri buradayım. 34 olacağım Ekim'de. Keşke gün yazısı, gün şiiri gibi adetler kaldırılsa. Herkes içinden geldiği gibi yazsa. Seçildiğinde koltukları kabarmasa, seçilmediğinde canı sıkılmasa. Ama tüm edebiyat sitelerinde böyle bu.
Tebrik ederim yazınızdan ötürü. Bolca sevgiler ve saygılar.
Bedri Tokul
Benim de o kadar olmuştur heralde. Allah sağlıklı uzun ömürler versin.
Aslında ben bu yazıyı bir ironi olsun diye yazmıştım.
Ne güzel ne anlamlı fikirler çıktı ortaya.
Teşekkür ediyor selam ve saygılarımı gönderiyorum.
"— Aloo, Bedri Abi buldum, bulduuumm!
— Neyi buldun Suat?
— Yazacağım Yazı’nın konusunu.
— Neymiş peki?
— “Aborjin’lerin Dini Bayramları.” Yoksa “Resmi Bayramları” mı desem?
— Nerden bulursun böyle konuları bilmem ki. Kesinlikle tutmaz.
— Ne biliyorsun tutmayacağını Abi, hemen kestirip atıyorsun. Konu özgün olmalı. Bak göreceksin bu defa 15.000’i patlatacağım, en az 2.000 tane de yorum bekliyorum...
— Geçen sefer de tutmayacağını söylemiştim. “Çöl Aslanlarının Avlanma Mevsimindeki Davranışlarının Psikolojik Yönden İrdelenmesi” peh. Yazının uzunluğu 64 sayfa, başlığı bile nerdeyse 1 sayfa. Toplam 5 kişi okumuştu.
— O “5” te bir yanlışlık var demiştim, aslında “5.000” ama sayaç sıfırları göstermiyor. Hem 5 kişi de olsa sindire sindire okumuşlardır.
— Kimse de yanlışlık yok da sen de mi var, 5 kişi okumuş işte. 64 sayfalık yazı da iyi siner ha. Sana kaç defa söyledim Muzaffer Bey’in yazdıklarını bir oku diye. Adam defalarca konuyla ilgili yazdı, okusan sana çok faydası olacaktı.
— Sen okudun da n’oldu? Hatta onları okuduktan sonra bir de şiir yazmıştın “Tendürek Dağındaki Işık”, Ağrı Dağı bile değil heh he.
— Olsun, ışık var bende, o şiiri tam 178 kişi okudu n’aber!..
— Bak işte, hep söylüyorum o sayaç yanlış sayıyor diye, o şiirde de fazla sayma var.
— Neyse sen ne istiyorsan onu yaz birader, ben de Site’ye yeni YAZI yazacağım daha. Hadi sana iyi şanslar.
— Teşekkürler, sana da birader. Ben de üzerinde bir iki rötuş yapıp yayınlayacağım. Görüşürüz. Yaşasın Aborjinler…
* * *
Suat ZOBU"
----------------
Abi seçki kurulu demişken bilirsin her kurulun bir de başkanı olur.
Yukarıdaki diyalogumuzu hatırladın mı abi.
Benim o bahsettiğim “Çöl Aslanlarının Avlanma Mevsimindeki Davranışlarının Psikolojik Yönden İrdelenmesi” yazım güne gelecekmiş de seçki kurulu başkanı ağırlığını koyarak başka yazıyı seçtirmiş.
Onu hiç unutamıyorum. İçimde uhde olarak kaldı abi.
Bu yazıyı yazarak eski günlere götürdün. Sağ ol var ol.
Selam ve saygılar ağabeyim.
Kel'den öptüm.
Bedri Tokul
Anlayan bilge gardaşım vay.
(Bunun Çorum'lu olmanla bir ilgisi yoktur.)
Sen istersen Yaşar Kemal gibi bir yaprağın düşüşünü de on sayfada yazarsın.
Hem de o engin hayal gücün ve kendine has o mizahi üslubunla.
Farkının farkındayım.
Mesela o aslanların pisikolojisi
Konusu. Ekonomi falan hak getire
Dünya insanlarının en büyük sorunu. Hiç bir yazar o konuyu kaleme almaya cesaret edemiyor.
O yürek sen de var.
Ben senin arkadaşın olmanın hazzını yaşıyorum.
Hep sağ ve sağlıklı ol.
Eskilerden de bir dolu kurul vardı Abim. Okullarda Disiplin Kurulu, Milli Güvenlik Kurulu... Köylerde İhtiyar Heyeti , o da bir nevi kuruldur Adı İhtiyar Heyeti olsa da... Hiç bir zaman güne gelen yazıya ''Benim yazım ya da şiirim bunlardan iyiydi.'' demedim demem de... Burası seçkin bir edebiyat sitesi, beğenmeyenler alınganlar yazmasın... Çok az yazım ve şiirim güne gelmiştir, hiç önemli değil haddimi bilirim... İnsanlarda hadlerini bilsinler ... Biz edebiyatın güzelliklerine kurulalım... Kutlarım Abim yürekten...
Bedri Tokul
Yazılarımız arşivleniyor.
O nu düşünen yok.
Selam ve saygıyla...
Ne kadar iyimsersiniz! O kadar yazıyı ve şiiri kim okuyacak! Yenilerin siteyi benimsemeleri için ilk şiirlerinden yazılarından birini güne getirirler. Çalıntı mı bilmeden iyice olan yazıları... Bir de kıramayacakları arkadaşları varsa... Birazcık gönül alırlar.
Yalan dünyada ne gerçek ki zaten!
Sevgiler Komutan!
Bedri Tokul
" Sitenin güne gelme konusu yıllardır tartışılıyor. Daha yıllarca da tartışılacak" demişti.
Ne kadar haklı.
Teşekkür ve sevgilerimle Onur...
Bedri Tokul
Bütün iyi dileklerinizin 1000 katı
Size olsun ustam...
Selam ve saygıyla