- 1106 Okunma
- 12 Yorum
- 5 Beğeni
HAKİKATİ ARAYAN ADAM: ÖYKÜ
Okuduğunuz yazı Günün Yazısı olarak seçilmiştir.
HAKİKATİ ARAYAN ADAM
Bir zamanlar, hakikati arayan bir adam vardı. Bu adam, hayatının her anını hakikate ulaşmak için harcıyordu. Hakikat nedir, nasıl bulunur, nerede saklanır diye soruyordu kendine. Hakikati aramak için dünyanın dört bir yanını dolaşıyor, bilge kişilerle konuşuyor, eski kitapları okuyor, meditasyon yapıyor, dua ediyor, oruç tutuyor, sadaka veriyor ama bir türlü hakikate ulaşamıyordu.
Bir gün, bir dağın tepesinde yaşayan bir dervişin hakikati bildiğini duydu. Hemen yola koyuldu ve dağa tırmandı. Dervişin kulübesine vardığında, kapısını çaldı ve içeri girdi. Derviş, onu sıcak bir şekilde karşıladı ve oturmasını söyledi. Adam, dervişe niçin geldiğini anlattı ve hakikati öğrenmek istediğini söyledi.
Derviş gülümsedi ve dedi ki: "Hakikati öğrenmek istiyorsan, bana tam olarak uymalısın. Ben ne yaparsam sen de aynısını yapacaksın. Ben ne söylersem sen de aynısını söyleyeceksin. Ben ne düşünürsem sen de aynısını düşüneceksin. Böylece hakikate ulaşabilirsin."
Adam kabul etti ve dervişin yanında kalmaya başladı. Dervişin yaptığı her şeyi yapmaya, söylediği her şeyi söylemeye, düşündüğü her şeyi düşünmeye çalıştı. Ama ne kadar uğraşırsa uğraşsın, hakikate ulaşamadığını hissediyordu. Çünkü dervişin yaptığı şeyler ona mantıklı gelmiyor, söylediği şeyler ona doğru gelmiyor, düşündüğü şeyler ona uygun gelmiyordu.
Bir gün dayanamadı ve dervişe sordu: "Efendim, ben sizin yaptığınız her şeyi yapıyorum, söylediğiniz her şeyi söylüyorum, düşündüğünüz her şeyi düşünüyorum ama hakikate ulaşamıyorum. Neden böyle?"
Derviş yine gülümsedi ve dedi ki: "Sen hakikati aramakla hata ediyorsun. Hakikat aranmaz, yaşanır. Hakikat senin yaptığın şeylerde değil, senin olduğun şeydedir. Hakikat senin söylediğin şeylerde değil, senin hissettiğin şeydedir. Hakikat senin düşündüğün şeylerde değil, senin bildiğin şeydedir. Sen benim gibi olmaya çalıştıkça hakikatten uzaklaşırsın. Sen kendin gibi olmaya çalıştıkça hakikate yaklaşırsın."
Adam bunları duyunca çok şaşırdı ve dedi ki: "Peki efendim, siz neden bana bunları daha önce söylemediniz? Neden bana böyle bir oyun oynadınız?"
Derviş dedi ki: "Ben sana bunları daha önce söylesem inanır mıydın? Ben sana böyle bir oyun oynamasaydım anlar mıydın? Sen ancak deneyerek öğrenebilirsin. Sen ancak yanılarak doğruyu bulabilirsin. Sen ancak kendini kaybederek kendini bulabilirsin."
Adam bunları duyunca çok pişman oldu ve dedi ki: "Efendim, sizden özür dilerim. Ben çok aptalmışım. Ben hakikati ararken kendimi unutmuşum. Ben hakikati dışarıda ararken içimdeki hakikati göz ardı etmişim. Ben hakikati sizde ararken kendimdeki hakikati ihmal etmişim."
Derviş dedi ki: "Özür dileme, sevin. Çünkü sen hakikati buldun. Hakikat senin yitik malın değil, senin en büyük hazinen. Hakikat senin arayıp da bulamadığın değil, senin özlediğin ve ulaştığın bir değerdir. Hakikat senin kendindir."
****
Hakikat bizim yitik malımız, arayıp da bulamadığımız, özlediğimiz ama ulaşamadığımız bir değerdir. Hakikati aramak, insanın kendini aramasıdır. Kendini arayan insan, hakikatin peşindedir. Hakikat, insanın varoluş amacını, hayatın anlamını, gerçek mutluluğu bulmasıdır. Hakikat, insanın kendini tanıması, kendini geliştirmesi, kendini aşmasıdır. Hakikat, insanın yaratıcısıyla bağlantısını kurması, onun emirlerine uygun yaşaması, onun rızasını kazanmasıdır. Hakikat, insanın hem bu dünyada hem de ahirette mutlu olmasıdır.
Hakikati aramak, insanın en asil görevidir. Hakikati arayan insan, kendisine verilen akıl ve irade nimetlerini kullanır. Hakikati arayan insan, kendisini ve çevresini tanımaya çalışır. Hakikati arayan insan, bilgiye ve hikmete ulaşmaya çalışır. Hakikati arayan insan, doğruyu ve güzeli seçmeye çalışır.
Hakikati bulmak, insanın en büyük başarısıdır. Hakikati bulan insan, varoluşunun gayesini kavrar. Hakikati bulan insan, hayatın anlamını fark eder. Hakikati bulan insan, gerçek mutluluğu tadabilir. Hakikati bulan insan, kendisini tanır ve geliştirir. Hakikati bulan insan, kendisini aşar ve yücelir.
Hakikate ulaşmak, insanın en yüksek mertebesidir. Hakikate ulaşan insan, yaratıcısıyla bağlantısını kurar. Hakikate ulaşan insan, yaratıcısının emirlerine uygun yaşar. Hakikate ulaşan insan, yaratıcısının rızasını kazanır. Hakikate ulaşan insan, hem bu dünyada hem de ahirette mutlu olur.
YORUMLAR
O/NUR/dan
O nurla doğmuş güneş gözlerinden haber ver
N e fısıldıyor şeytan sözlerinden haber ver
U yanırsan ne âlâ aksi halde cehennem
R uh ve beden gerçekse özlerinden haber ver
Onur BİLGE
nejat hoca
saygılar...
Güne layığıyla gelen öykünüzü saygıyla kutlarım.
Selam ve saygıyla...
nejat hoca
"Bin harf bir araya gelip
bir gemi olsa,
manâ rüzgârı esmedikçe
Eşref-i mahlûkât hakikât denizini geçemez'
derler.
Nasip işidir aslında hakikate ermek.
Bir de kadere aşık bir gayret ister
Şu söze kesinlikle katılıyorum ki
Hakikat insanın kendini bilmesi bulmasıdır.
Zaten kendini tanıyan herşeye vakıf olur.
Kendini bilen haddini bilir evvela haddini bilen de her daim hakikatle hemhal olur.
Tebrik ederim hocam günün yazısını ve yazarını kutlarım.
Hürmetle
nejat hoca
belki bana kızacak farklı düşüneceksiniz ama
ben katılmıyorum gerçek dediğin şey insandan ibaret değil
Yaratıcı Mevlam insanı üstün varlık olarak yaratmış
ama neye göre dünyada yaşayan diğer canlılara göre
alem bizden ibaret değil haliyle sayısız türlü canlılar vardır
dünya dediğin evrende çölde kum tanesi kadar
dolayısıyla bizim aklımızın alamaycağı kadar tür bulunabilir
gerçeği aramak kendini aramak olsa aklının yettiği yer kadar olur
bizdeki beynin sayısız çeşitleri olan insana benzemeyen veya benzeyen olabilir
ama gerçek dediğin buda değildir
gerçek dediğin tüm kainatın yaradılışıdır
saygılar
nejat hoca
nejat hoca
nejat hoca
nejat hoca
Gönlünüze saglık.Ne yazıkki içimizdeki hakikatı yaşarken kaybettik .Şimdide ömrün son deminde bulsak neye yarar.Gül diyarından selamlar.