- 1075 Okunma
- 0 Yorum
- 1 Beğeni
Özgelişim Merak Uyandırır
ÖZGELİŞİM MERAK UYANDIRIR
Sevgili Özgelişim Yolcusu dostum,
Özgelişim içinde olan insanın öğrenme isteği artacağı için zamanını verimli kullanarak daha çok şey öğrenmek ister ve kitaplar okur. Hayatı okur, gözlem yapar, ders alır. Konuşması etkili ve bilgi alacağı insanlar ile sadece öğrenme gelişme amaçlı olarak sohbet eder, merak ettiği konuları sorarak, can kulağı ile dinler.
Sevgili özgelişim Yolcusu Dostum,
“Merak ilmin hocasıdır” demişler. Bu merak insanların özel hayatlarını öğrenerek dedikodusunu yapan bir merak değildir. Kendini geliştirmek ve başkalarının ne dediğine kulak asmadan “iki günü denk olan ziyandadır” sözü gereği her gün bir adım, bir adım ileri olmak isteği ile merak etmektir.
Sevgili özgelişim yolcusu dostum,
Her gün yaş ve maaş sohbeti etmek merak gideren bir öğrenme değildir. Başkalarının yaşını maaşını öğrenmek insana gelişim sürecinde hiç fayda vermediği gibi zarar da verir. İnsanlar bunları kabul etmese de bu dedikodu sınıfına girer ve devamlı insanların özel hayatını merak etmek özgelişimden alıkoyar insanı.
Sevgili özgelişim yolcusu dostum,
Gelişim yolculuğuna çıkan insanları tabii ki “ben okumayı sevmiyorm, toplum okumuyor” diye söze başlayanlar sevmeyecek, okumaları ile alay edecektir. Bunlarla mücadele edemeyen veya uzak kalamayan insanın özgelişiminde verim alamayacağı muhakkaktır. Bunlara çok zaman bende maruz kalıyorum, hatta çok bunaldığım zamanda oluyor bu eleştirilerden. Ama sonuçta “özgelişim içindeyim, özgelişim içinde olan insan cehaletle savaşmazsa o zaman başarılı olamaz “ diye düşünerek özgelişim için çabalarıma devam etmekteyim. Tabii bunu çevre anlamasa çevrende kitap okuyan olmasa da...
Sevgili özgelişim yolcusu dostum,
“Sorumluluk” bilincine ulaşamayan yaş almış ama ruhen büyümemiş insan “insanların hayırlısı insanlara faydalı olandır” sözünü duymamazlıktan gelir ve her türlü zararı çevresine verir de sonradan da “ benim kalbim temiz” der. Çevresindekilerde konuştuklarının boş faydasız olduğunu bile bile dinlerler ve “ben dinledim sadece ona destek oladım ki” diyerek dinlemenin de onaylamak olduğunu bilmeden konuşurlar.
Sevgili özgelişim yolcusu dostum,
Toplumda birisi başkasına sataşır. Sataştığı insan sert cevap verirse insanlar sataşana değil sert cevap verene yüklenir genelde, “ona uyma “derler . Halbuki sataşana “haddini bil” dememiz lazımken. Toplum böylece gelişeni kıskanır ve kabullenemezken boş insanı destekler. Onların işine gelir çünkü. Boş insanı görünce gelişim merakı olmayanlar içten” ben onun kadar boş değilim “diye düşünür. Bu tatmin de şeytani olduğundan ona rahatlık verir. Bu tutumu ile işte farkına varan ve merak eden insan savaşır ve iyi güzele yönelmeye bakar. E.e cummıng “ seni başkalarından farksız yapmaya çalışan bir dünyada kendin olarak kalabilmek, kendin olabilmek dünyanın en büyük savaşını vermektir. Bu savaş bir başladı mı hiç bitmez” Şimdi tarihte kahraman dedelerimizin at üstünde kıta kıta gezmesini daha iyi anlıyoruz. Hem dünyayla hem cehaletle savaşmak için kıtalar aşmak lazım içimizdaki dünyayı devamlı dolaşmak lazım.
Sevgili özgelişim yolcusu dostum,
Bazen yalnız kalınca deriz ki “ bir insanı ziyaret edelim , özgelişim sohbeti yapalım” niyeti ile çıkarız. Gittiğimiz yerde bir de bakarız ki, herkesin elinde telefon seni dinlemek istemez, ikramda bulunmazlar. “Ben kalkayım” dersin hemen “Aman zaman çok var otur ikram edelim”diye lafa girerler. Sen “ biraz daha bekleyeyim” dersin ama bakarsın değişen yok .Çıkarsın o ortamdan ve daha da gitmezsin. Kendi özgelişimine devam edersin.Bunlar her zaman yaşadığımız şeyler değil mi senin de benim de...
Sevgili özgelişim yolcusu dostum,
Özgelişimine önem veren, gelişmiş ve gelişmekte olan insanları gözlemlediğimizde sonsuz bir merakla öğrenme istekleri olduğunu görüyorum. “Engelleri Aşanlar” adlı kitabımızda da anlattığımız gibi Engelliler engelleri merakla okumakla aşıyorlar. Özgelişim içinde olan insanlardan mutlaka faydalanıyorlar. Biz çevremzie baktığımzı zaman ise özgelişim içinde olanlardan genelde gezmeyi ve grupça sohbeti seven insanların uzak kaldıklarını görüyoruz. Halbuki iyi dost, dostunu gelişim içindeki insanlarla tanıştırarak onlardan faydalanmasını sağlar. Ama insanlar zaman zaman yapması gereken “ çevremde gerçek dostlarım var mı beni nereye götürüyorlar” sorusunu soramadıkları için de aşırı bağlandıkları arkadaş, iş ortakları, eşleri ile öyle zaman geliyor ki savaşmak zorunda kalıyorlar.
Sevgili özgelişim yolcusu dostum,
“İnsanın başına ne gelirse meraktan gelir” derler. Bunu da olumsuz, “insanların özel hayatını fazla karıştırırsan başın beleya girer” manasında söylerler. İnsanlara faydalı olmak isteyen insan başkalarının özel hayatını, yaşını ve maaşını merak etmez. “Ben naısl gelişeceğim, çocuklarım ve çevremizdeki gençler nasıl gelişecek” diye sorarlar. “Biraz kitap okuyayım, bir insanla sohbet edeyim nasıl gelişeceğim konusunda bana bilgi versin” diye merak ederler.
Sevgili özgelişim yolcusu dostum,
Sana mektup yazarken gene coştum ve konu nereden nereye geldi ve sayfamızda da yer azaldı. Başkaları havaya konuşurken biz sözle değil kalemle konuşuyoruz. Kalemin gittiği yere gidiyoruz. ve hayat da böyle değil mi egomuzun peşinden gidiyoruz. Onunla savaşacak yerde esiri oluyoruz çok zaman. Savaşmayı öğrensek zafer kazanacağız. Savaşmak da her kişinin değil er kişinin işi değil mi?
Sevgili özgelişim yolcusu dostum,
Hayat böyle devam edecek özgelişimi için çabalayan ve başkaları da özgelişim içinde olsun diye çabalayanlar ile özgelişimin ne olduğunu anlamadan her şeyi kadere kısmete, yaradana yükleyen, öğrenmeyi sevmeyen insanların savaşı Hz. Ademden kıyamete kadar devam edecek. Bizlerde taraf olarak bu savaşta yer alacağız . Gelişmeye hevesli insanlar var olduğu müddetçe bizlerde mutlu olacağız. Bugünlerde yoksa yarınlarda olacak umudu ile yaşamaya devam. Bakarsın yarınlardan daha yakındır gelişmek isteyen insanların çoğalması. Umudumuz o. “Mal kaybeden sadece mal kaybeder, umudunu kaybeden ise her şeyini” dememişler boşuna. Bizim en büyük servetimiz umutlu olmak ve başkalarına da sabrı ve umutlu olmayı tavsiye etmek. Gelene yardım etmek gidene güle güle demek gelmeyene de “hayırlı günler “demek.
Sevgili özgelişim yolcusu dostum,
Merakımız hiç kaybetmediğimizde yaşama sevincimizi de kaybetmeyeceğiz. Bu sevinç ot gibi yaşamak değil , öğretmek ve lider gibi yaşamak olacak.
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.