- 261 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
BEN ÖLDÜKTEN SONRA SEN BÖLÜM-4
Cumartesi günü öğleden sonra ailece Psikolog Doktor Onur beyin ofisindeydik. Bizi gayet güler yüzle karşıladı. Nasıl desem doktordan daha çok ağabeye benziyordu. Benim hiç ağabeyim olmadı ama benziyordu işte. Bize yer gösterdi. Oturduk, yumuşak insanı rahatlatan bir ses tonu ile konuşmaya başladı.
‘’ Hoş geldiniz. Aranızda hastaya benzer kimse göremiyorum. Yanlış yere gelmiş olmayasınız.’’
Hemen lafa karıştım,
’’ Beni saymazsanız, annem ve babam çok sağlıklı insanlar. Aslına bakarsanız, bende en az onlar kadar sağlıklıyım ama… Bir farkla?’’
Dr. Onur,
‘’ O fark nedir Başak?’’
Başak,
‘’Yaşanmamış bir hayatı yaşanmış gibi algılamak. Yıllar önce daha ben doğmadan birçok olayları görmüş ve yaşamış olduğumu hissediyorum. Daha doğrusu hatırlıyorum. Oturduğum semti, tanıdığım insanları daha birçok olayları yaşamış gibi hatırlamak doğru bir şey mi? Bu beni zaman, zaman korkutuyor.’’
Doktor Onur,
‘’Bunlar ne zamandan beri su yüzüne çıktı?’’
Başak,
‘’ Bunları yalnız konuşsak, diyorum ki doktor hasta.’’
Dr. Onur, annemle babama dönerek,
‘’ Görüyorsunuz kızınız çok akıllı. Şimdi lütfen gidin ve gezip dolaşın. Bir saat sonra Başak’ı almak için gelin.’’
Annemle babam istemeye, istemeye odadan dışarı çıktılar. Beş dakika sessizce konuşmadan durduktan sonra Onur Bey sekreterini arayarak Bizimkiler gidip gitmediklerini sordu. Aldığı cevaptan hoşnut olmalı ki bana dönerek,
‘’ Evet, Başak artık başlayalım. Önce biraz seni dinlemek istiyorum, ondan sonra karşılıklı konuşacağız. Her şeyden evvel gördüğüm kadarı ile kendini çok güzel ifade ediyorsun. Bu senin hanene yazılan artı bir not.’’
Başak,
‘’ Teşekkür ederim Onur Bey.’’
Dr. Onur,
‘’ Evet Başak artık baş başa kaldık. Israrla ailene bir psikologla görüşmek için baskı yaptın. Doğru mu anlamışım?’’
‘’ Evet, Onur Bey.’’
‘’ Öncelikle bana Onur ağabey dersen daha mutlu olurum. Şimdi seni dinliyorum kızım.’’
‘’ Aslına bakarsanız Onur ağabey bende kendimi anlayamıyorum. Aileme de anlatamadım, ama ben bundan evvel ki yaşamımda erkek çocuğu olarak dünyaya gelmişim. Güzel geçen bir çocukluğum oldu. Büyüdüm evlendim çocuklarım oldu ve bir gün her canlı gibi öldüm.’’
Dr. Onur,
‘’ Bunlar çok iddialı laflar Başak, sana hem saygı duyuyorum hem de inanmak istiyorum. Bir laf vardır bilir misin? Olmaz olamaz deme olmaz olmaz.’’
Başak,
‘’ Bana inanmıyorsanız bu seanslara hemen son verelim Onur ağabey. Doktorum bana inanmazsa beni nasıl tedavi eder.’’
Dr. Onur,
‘’ Orada dur bakalım, sana inanmadığı mı kim söylüyor? Tabi ki sana inanıyorum. Biliyor musun? Yıllar önce çok genç bir psikologdum, bir gün genç bir kız kapımı çaldı. Onunla aylarca uğraştım. O bana inanmıştı, ben de ona. Adı Naz’dı. Bir gün seni onunla tanıştıracağım. O senden daha ağır bir vaka idi. Şimdi sana dönersek, kendini bana baştan anlat.’’
Başak,
‘’ Nasıl ve nereden başlayacağımı tam olarak bilemiyorum. Anlatacaklarım sıralı olmayacak bildiğim tek şey bu.’’
Dr. Onur,
‘’ Sen yine de anlatmaya devam et.’’
Başak,
‘’ Öyle yerler görüyorum ki Onur ağabey. Oraları ne gördüm ne de yaşadım. Ben üç, dört yıl öncesine kadar İstanbul’a hiç gelmemiştim. Babamın işi icabı İstanbul’a taşındık. Buraları daha yeni, yeni tanımaya başladım. Ama evvelki yaşamımda İstanbullu idim ve İstanbul’u çok iyi tanıyordum.’’
Bu sırada sekreterim Hülya içeri girdi.
‘’ Onur bey.’’
‘’ Efendim Hülya hastamla görüşürken rahatsız edilmek istemediğimi daha evvel söylemiştim değil mi?’’
Hülya,
‘’ Başak hanımın anne ve babası bekleme salonundalar.’’
Dr. Onur,
‘’ Peki, bu günlük bu kadar yeterli. Çarşamba günü öğleden sonra saat üçte müsait misin?’’
Başak,
‘’ Tabii bana uygun gelebilirim.’’
Dr. Onur,
‘’O zaman aileni bekletmeyelim.’’
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.