- 1039 Okunma
- 0 Yorum
- 2 Beğeni
Kahramanlarım
KAHRAMANLARIM
Sevgili dostum,
İlkokulda Öğretmenimiz hikaye okurken derdi ki “kahramanımız böyle yapmış, şöyle yapmış, şunu demiş bunu demiş” gibi. O hikayedeki kahramanlara hayranlık duyar, zamanı gelince bizlerde hikayelere veya romanlara giren kahramanlar olur muyuz? Diye hayal ederdik. Çocukken hayal ettiğimiz veya hayal biile edemediğimiz şeyler inanıp , gayret edince, çalışıp çabalayınca gerçek olup hayatımıza girdi. Bizde çok zaman kendi anılarımızın, hikayelerimizin veya romanlarımızın kahramanı olarak arzı endam ettik kitaplarda. Hayalleri gerçekleştirme kahramanların görevi yani.
Sevgili dostum,
Çevremizde küçük dostlarımız var. Onları da hikayelerimizde, romanlarımızda, büyümüş ve onlarda meslek sahibi olmuş, başarılı insanlar olarak yazarak bu köşede yayınlayınca, kendi kahramanı oldukları mektupları ve hikayeleri heyecanla okumaları ve geleceğe dair umutlarının artması, onları geleceğe hazırladığımızı hissetmeleri, değer verdiğimizin farkına varmaları ve bunları da sevgiye dönüştürerek ifade etmeleri de gerçekten bizleri umutlandıran ve mutlu eden tutum ve davranışlar.Her zmaan dediğimiz gibi inanın kendini küçükken sözlü olarak, okumayı yazmayı öğrendikten sonra da yazılı olara ifade etmesi çok önemli ve hayatına yön vermesidir. Kendini doğru anlatmak tercihtir ve çaba ile elde edilir.
Sevgili dostum,
“Bir insana kırk kere deli dersen deli olur” “bir deli kuyuya taş atmış kırk akıllı çıkaramamış” diye 40 ile başlayan sözlerimiz vardır. Ben derim ki “ bir insana kırk kere adam olursun dersen adam olur” “çocukları küçükken adam olursun “diye motive edersen bir ömür boyu seni unutmaz. Bunu ben hayatımda da yaşadım. Bize umut verenleri hayatımın her anında sevgi ile hatırladım. Bilgelik tahsille değil de ağzından çıkan kelimelerin değerli ve güzel olması ile ve bunları hayata uygulamakla oluyormuş meğer. Bunu yarım asırda anladım.
Sevgili dostum,
Senin gibi yazdığım mektupları okuyarak paylasşn ve anlayan dostlarımda bir kahramandır aslında. Başkaları gibi alay etme, dalga gecçöme bunu şaka adı altında seviyesizce yutturmaya çalışanlara inat varlığın bile kahraman olmana yetiyor. Sen var olmasan bu mektuplarda olmazdı. “sevdiklerimize “varlığın yeter” deriz ya öyle varlığınla bana da okuyana da ilham oluyorsun. Hem çevrene, hem belki de göremeyeceğin nesillere örnek oluyorsun. Blki seni görmeyen torunların bu mektupları okuyarak sana dua ederler.
Sevgili dostum,
“Çocuklar sevindirmek ve onların sevgisine nail olmak da bence onların kahramanı olmaktır. Küçük yaştaki Çocukların kahramanı olmak da her faniye nasip olmaz herhalde. Bir kalem, bir defter, bir kitapla da mutlu olur çocuklar. Bir aferinle, bir sevgi sözü ile de. Çoğu başarı nedir bilmezler bile onlara aferin dediğimizde kendilerini değerli gördüğümüze inanarak mutlu olurlar ve bizlere de sevgileri artar. Bunları sen çocuklarında da torunlarında da bolca yaşadın. Bu farkındalıklara az mı şahit olduk.
Sevgili dostum,
İşte “geleceğin kahramanı” “geleceğin başarılı insanı” olarak gördüğümüz çocukların bizlere olan sevgisini her insan anlayamıyor abartılı bulan da oluyor, bunun gerçek sevgi olmadığını iddia eden de. Çocukları her zaman yaramazlıkla suçlayan, eleştiren “ben onların yaşında iken böyle değildim” diyerek çocukluğunu unutan insanlarda sanırım “motive eden sevgi” yi kolay kolay anlayamazlar.Çocukları ayıplar, suçlar ken kendi çocukluğumuzu da tarafsızca hatırlayarak bir değerlendirme yapsak daha yerinde olacak.
Sevgli dostum,
“Çocuklar her zaman bir aferine bakar” der iletişim psikologları. Çocukluğuma geri döndüğümde görüyorum ki “başarılı olmak” aklımızdan geçmez, oyunların doyumluluğuna, saf temiz arkadaşlıklara, arkadaşlarımızın kötü alışkanlıkları olmamasına bakar, “ mühendis olursun” diyen amcalarımıs sever “ bu sülaleden adam çıkmaz “diyen yaşlı komşulara kızardık. Aradan 50 yıl geçti de halen kızgınlıklarımız geçmemiş. Bizi motive edenlere sevgimiz de, kitap edene saygımız da eksilmemiş.Tersine bu sevgi artmış. Ne büyük dokunuş ne büyük etki. Halbuki onların yaptığı ağızdan çıkan 2 kelime. İyisi motive eden kötüsü nefret çeken.
Sevgili dostum,
Bu anılarımızı o insanların torunlarına anlattığımızda da onların olumlu veya olumsuz etkilerine onlarda şakınlıkal bakıyorlar.
Sevgili dostum,
Torunlarımıza bırakacağımız en güzel miras tatlı sözler, moite edici ve onlara güvendiğimizi sevdiğimizi ispatlayan aferinler, “bu sefer olmadı ise tekrar dene” umutlandırmaları olacak. Maddi şeyler unutulacak zamanla. “Ttalı söz yılanı deliğinden öıkarır” demişler. Ben de derim ki bir iki kelime tatlı söz, senin 50 yıl sonra da sevgiyle anılmana sebeb olur”
Sevgili dostum,
Son zamanlarda okuduğum “çocukla iletişim” ve “çocuk kalmış yetişkinler” kitaplarında uzmanların görüşleri de hayat ile o kadar uyuşuyor ki, çoğunluğun “çocuk unutur” sözüne rağmen “çocuklar ile doğru iletişim kurmamızın” ödülü onlardan kocaman yapmacıksız özü ve sözü bir sevgiler almak oluyor. Çocuklar unutmuyor. Bu da bizleri zenginleştiren duygular oluyor ve mutlu ediyor.Çünkü “insanın ana vatanı çocukluğudur”
Sevgili dostum,
Ben de bu mektupla ana vatanımız olan çocukluğumuza giitim bir ara ve seninle paylaştım duygularımı . Çocukları küçümsememek, eleştirmemek davranışlarını yargılamamak ve “kavga eden insanlar” olarak sözlü dile getşirmemek lazım ki çocuklarda değerli hissetsin kendilerini. Onun “yerine paylaşımda sorunlar yaşadılar” veya “en iyisini ben alayım” kaygısı ile hafif tartıştılar “ gibi olmulu sözler söylemek daha güzel. “gelecekte başarılı olacaksın” , “her işin üstesinden geleceksin” gibi yorumlar yapmak sanırım bizim değerimizden bir şey kaybettirmez. Ama çocuklarımıza çok şey katar.
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.