- 370 Okunma
- 1 Yorum
- 1 Beğeni
HATİCE NİNEM NAMI DİĞER BABAANNEM
A Biyografiler Ailem ve Ben 5 HATİCE NİNEM NAMI DİĞER BABAANNEM
HATİCE NİNEM NAMI DİĞER BABAANNEM
KANGALA sülalesinden. 3. Kız kardeş ve 3 erkek kardeşin en büyüğü. Yoksulluk yüzünden geç evlendirilmiş. Hoca sülalesine gelin gitmiş, yırtıcı çalışkan bir kadın.
Damat adayı Topal Ahmet Hoca’nın gönderdiği portakallar eve varmadan kurnaz öğrenci kayınbirader tarafından yenip bitirilir, iki tarafın da bundan haberi olmaz.
Kocasına bir çok çocuk verir. Çocuk vermekle kalmaz onun evini, tarlasını çekip çevirir, ahırına bakar. Ayran yapıp yağını biriktirerek yerler satın alır, torunlarını bile abat eder.
Hayatında rahata yer yoktur. Büyük oğlu Harun sesiyle başlar gün onun evinde. En büyük dayanağı odur. Evi onunla çekip çevirir. Tarlaları sürer ilkel usullerle, ekip biçer. Çapa yaparlar, kesip biçerler. Mısırını, buğdayını, fasulyesini yapar.
Kocasını beceriksizlikle suçlar sürekli. Ona hiç değer vermez, hep onu aşağılar, ulu orta tahkir eder.
Buğdayı değirmene gönderir büyük oğluyla öğüttürür. Un yaptırır. Undan evin ekmeğini yoğurur. Ocakta pişirir. Kocası imamlık yapar öteki köylerde, eve pek az gelir.
Kente göçmüşlerdir, yerlerini yurtlarını satıp az bir bahayla. Kentte de köy hayatı sürdürürler. Zaten satın aldıkları tarlalar da köyle kent arasında, köyden çok kente yakındır. Hallerini değiştirmezler. Bir ahşap evden başka bir ahşap eve geçmişlerdir yalnız. Su orada da sokakta akar, burada da. Elektrik orada yoktu zaten, buraya gelme ihtimali vardır en azından. Onun bunlarla bir alışverişi yoktur. Kocasının arazinin birini satıp parayı zayi etmesini hiç hazmedememiştir ama dillendirmez. Bu işi büyük oğluna havale etmiştir sanki.
Kocasının beceriksizliği yanında dağınıklığından hep şikayet eder durur.
4 erkek, 3 kız çocuk doğurduktan sonra kocasına kadınlık etmemiştir. Kocası dul bir kadınla nikahlanıp hacca gitme isteğini açıklayınca feveran etmiştir. Karı koca arasındaki mahrem ilişkiyi kast ederek ‘ o işi yapa yapa mı Kâbe’ye gideceksiniz’ diyerek tepkisini ortaya koymuş ve bu evliliğe mani olmuştur.
Çok az yer, hemen hemen hiç elbisesine bakmaz. Allah’ın günü tarla ve inek peşinde çalışır durur. Yırtıcıdır. Sırtında kendi ağırlığının birkaç katı fazla yük taşır. Büyük kızını ve onun çocuklarını çok sever ve bunu belli etmekten çekinmez. Büyük oğlunun en büyük oğlu dışında diğer çocuklarını pek sevmez. Ama yine de onların evine oturmaya gider. Aralarının pek şeker renk olan gelini o gelince sessizce - pek yakın sayılabilecek yerde olan annesinin evine- kaçarcasına gider. Onun orda olmasından hoşlanmadığı anlamına gelir. Gelin de onun evine pek gitmez.
Evi büyük evdir. Akşamları orada toplanılır. Çaylar içilir, yemekler yenir. O bundan şikayet etmez.
Para biriktirir, öldüğünde sandığından tedavülden kalkmış paralar çıkmıştır. Amcamın kendisi için aldığı kuşbaşı etleri pişirip yediği bile şüphelidir. Yaşamıyor gibidir. Kimsenin dedikodusunu yapmaz. Yüzü hiç gülmez. Zayıf esmer bir kadındır. Kocasıyla beraber bir yere gittiği görülmemiştir. Hoş gezmek için bir yere gittiği de vaki değildir. Tarlalarından başka yer bilmez. Düğün bayramı yoktur. Kendi sokağı ve tarlanın yolundan başka çalı çırpı odun topladığı Tavşan tepe denilen bir küçük tepeyi bilir.
Komşuların evine gittiği, iki kelam ettiği vaki değildir. Köyde eltisiyle ettiği kavga pek meşhurdur. Bu yüzdendir ki kimseyle ihtilat etmez.
Kapısının önünde ve önü oğullarının yaptığı binayla kapanmış balkonlarında oturur bazen. Namazı niyazı dışında evindedir. Hep bir şeylerle meşguldür.
Gelinlerin işine karışmaz. Erken yatar erken kalkar. Yoğurdu kendi yapar, ineği kendi sağar, hatta yayığı da kendisi vurur. Lahana yapar, turşu kavurur. Kış turşusunu o kurar koca küplere. Büyük kızı kanser olunca üzülmüş ama üzüntüsünü belli etmemiştir. Ölünce kendi akrabası 20 yaş küçük yeğeniyle evlendirmiştir damadını, çocukları yetimlik çekmesin diye.
Mirası bir imzayla erkek kardeşlerine bağışlamıştır.
Barsak düğümlenmesinden ölmüş, dedemi yalnız bırakmıştır.
Ahmet Kemal
Kayıt Tarihi : 18.3.2014