Kusursuz Aşk - Bölüm 19
Bölüm 19
Bıkmadan, usanmadan, enerjisini hiç kaybetmeden, işte yeniden, Güneş o tatlı yüzünü tekrar göstermişti dünyanın bu tarafına… Uykusundan uyanan milyonlarca insana o sıcacık ışığıyla yeniden bir umut vaat etmeye ve uyumayan gececilere görünmeyeni göstermeye… Her insan kendi içinde birer dünyaydı; Her insan kendi dünyasında ihtiyacı olan bu umuda hevesle sarıldı… Şehir uyanmıştı ve etraf binlerce kalabalığın kendi dünyalarında ki koşuşturmacalarıyla hareketlenmişti.
Komiser Salih’de binler kalabalığın içerisinde kendi görevine doğru yol almaktaydı. Ofisine vardığında çalışma arkadaşları heyecanlı bir şekilde kendisini bekliyordu.
Harun Gülpınar, Sevda Karalı, Orhan Şimşek ve Komiser yardımcısı Nalan Baharcık…
Günaydın arkadaşlar diyerek ofise giriş yapan Salih komisere günaydın karşılıkları ekip arkadaşlarınca verildikten sonra, doğal olarak Komiser Salih bu sürprizin sebebini sormuştu ekip arkadaşlarına.
Nalan Baharcık söz alarak; Komiserim bugün çok yükseklerden bir emir aldık. Önceki dönem başarılı operasyonlarımızın bir neticesi olarak, birimimiz ve özellikle ekibimiz Teşkilat yöneticileri tarafından yakın takibe alınmış. Bizlere çok özel bir operasyonun parçası olacağımız söylendi. Aslen terörle mücadele birimi olmamıza rağmen, bu operasyon da tecrübelerimizden faydalanmak için, ortak çalışmada yer almamız uygun görülmüştür.
Komiser Salih, tam da operasyon detayları hakkında bir malumat var mı diye soracakken içeriye siyah takım elbiseli, siyah güneş gözlüklü, uzun boylu, esmer bir adam giriş yapmıştı. Neden hep siyah giyerler acaba diye merak etmişimdir? Komiser Salih farkında olmadan yüksek sesle düşünmüştü.
Siyah, asaletin, siyah matemin ve dolayısıyla yalnızlığın ve dolayısıyla gizemin ve gizliliğin, siyah hem kötülüğün hem de tezatı olan kötülükle mücadelenin simgesidir, dedi istihbarat bölge şefi Hamdi Ulupınar.
Siz, dedi Komiser Salih, istihbaratçılar hep böyle şair ruhlu musunuzdur?
Şairler den esinlendiğimiz doğrudur. Çünkü şairlerin şiirlerinde hep bir gizli mesaj saklıdır dedi ve kendini tanıttı. İstihbarat Bölge Şefi Hamdi Ulupınar.
Bugün yüksek gizli operasyon dosyasının tüm detayları tarafınızla paylaşılacaktır. Bu sebeple sizleri, noksansız olarak özel toplantı karargahımızda ağırlamak için saat 15:00 da merkezimize bekliyoruz.
İyi de bunun için buraya kadar gelmenize gerek yoktu diye söze girdi Komiser Salih.
Doğru, ancak şu anda ortak elektronik ortam haberleşmelerinden kaçınmamızın haklı bir sebebi var Salih komiser. Sunum esnasında tüm detayları yüz yüze ve daha güvenli bir ortamda paylaşıyor olacağız. Haa, bu arada, lütfen özel haberleşme cihazlarınızı getirmeyiniz. Sizlere teşkilatın özel haberleşme ekipmanları verilecektir.
Saat 15:00 da görüşmek üzere.
Komiser Salih ve ekibi birbirinin suratına bakarken, bu kadar özel operasyon ne olabilir acaba diye de merak etmekten kendilerini alamıyorlardı. Uzun seneler terörle mücadele de pişmiş karakterler olsalar da yine de bu tür yüksek öncelikli gizli bir operasyonun heyecanını hissetmekten kendilerini alamıyorlardı.
Bir anlık sessizliği masanın üzerinde çıngırdayan telefonun zili bozuvermişti. Komiser Salih, buyrunuz! Karşı taraftaki ses emniyet amiriydi ve tüm ekibin altı aylık bir izne çıkarıldığını bildiriyordu. Aslında bu durum, teşkilatın operasyonu için belirlenen altı aylık operasyon süresinin bahanesiydi.
Komiser Salih, evet arkadaşlar, altı aylık tatil süreciniz hayırlı olsun… görüşmek üzere diyerek odadan ilk ayrılan olmuştu.
Saat 10:00 civarıydı ve saat 15:00’a daha çok vakit vardı. Önce eve uğramayı düşündü ancak sonra nedense şu geçen gece ziyaret ettiği deli hasta aklına takılıverdi. Görevinin doğası gereği her şeyden, her kesten bazen abartarak belki de kendisinden bile şüphe ettiği olurdu Komiser Salih’in. Şu deliyi bir ziyaret edelim bakalım, kimliği belli oldu mu? Kimdir, neyin nesidir? Nedense fikrime çatıp durmakta diye söylendi…
Birkaç telefon sonrası Bakırköy ruh hastalıkları hastanesinin yolunda buldu kendisini.
Komiser Salih hastanenin bahçesinden içeriye giriş yaparken Mehmet de elinde not defteri planlarını gözden geçiriyor ve geliştiriyordu. Bir an için göz göze gelmişlerdi Salih komiser ile, ve o gizemli enerji sanki aralarında birbirlerini daha önce tanıyormuş hissini yaymıştı aralarında. Buna bazı literatürde Dejavu deniyordu. Bir düşünceyi, bir olayı daha önce yaşamış gibi hissettiren o garip duygu. Kader böyleydi işte… insanlara küçük ipuçları verir ve sonra peşinden kovalamalarını severdi. Kim bilir belki de ileride yolları bir yerlerde çakışacaktı bu ikilinin… olur mu bilinmez ancak Salih komiser sanki Veysel ile yollarının birleşeceği o vakte kadar nedense kendisine karşı ilginç bir merak ile buralara kadar gelivermişti işte.
Veysel ise uyumaktan dolayı sanki 10 yaş ihtiyarlamış gibi bedenen tükenmiş gibiydi. Kolunda serumla yatmıyordu gayrı, ancak daldığı rüya aleminden de henüz gün yüzüne çıkamamıştı.
Komiser Salih etrafına bakındı odaya ilk adımında; konforun yerinde mi delikanlı! diye seslendi. Delikanlı demişti ancak bilmiyordu ki Veysel kendisinden yaşça daha büyüktü. Salih Komiser 26, Veysel ise 35 yaşındaydı ancak daha genç gösteriyordu.
Veysel’in ise kendisine yönelen seslere şimdilik bir tepki vermeye pekte niyeti görünmüyordu. Salih komiser Veysel’i bir müddet süzdükten sonra müdüriyete doğru yol aldı. Tesadüf bu ya ki hayatta tesadüf diye bir şey yoktur, iki polis memuru da müdüriyete Veysel ile ilgili dosyayı getirmişlerdi.
Selam komiserim dedi memurlar. Selam beyler. Selam müdüre hanım.
Merhaba diye cevap verdi yönetici Tülay doktor. Buyrunuz nasıl yardımcı olabilirim?
Şu komada ki hasta? Onunla ilgili sizden malumat almaya gelmiştim.
Komiserim bizde ilgili şahsın dosyasını getirmiştik dedi polis memurlarından birisi.
Ver bakalım şunu neciymiş bu zevat.
Hmm, Veysel Çağkıran, 35 yaş, bilgisayar mühendisliği mezunu, askerliğini kısa dönem yapmış, adli sicil kaydı yok…
Kimi kimsesi var mı diye sordu Salih komiser.
Yakında öğreneceğiz, soruşturuyoruz komiserim diye cevap verdi diğer polis memuru.
Peki, tanıştığımıza memnun oldum Tülay Hanım diyerek odadan ayrıldı ve ayrılırken Veysel ile ilgili tüm bilgilerin kendisine de iletilmesini rica etti memurlardan.
Bir kez daha göz göze geldiler Mehmet ile Komiser; Bu sefer hastaneyi terk ederken ve Mehmet’in hastane den kaçma planlarına yoğunlaştığı anda…
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.