8
Yorum
6
Beğeni
0,0
Puan
904
Okunma
Dahası değişti. Beklentim vardı diyemem. Bıraktığımda sağdı. Sağ dediğime bakma soldaki. Onu bir anlığına sana bırakıyorum, bir anlığına şans getirsin.
Ciklet al, sever. Çiğneyen, balon patlatan ağzıma imrenir. Herhalde onlu yaşlarımdayım, önce saçlarıma, kurtulmak üzeri hamle yaparken üzerine yapışmıştı. Çıkarmak icin kolonya döksek de hafif yapışkan izi kalmış, o sıra ciklet, kağıdındaki karikatürü anlatınca parmaklarımın hafif hareketleriyle gülmüştü.
Sıcak bir günde kafama çıkardım onu. Tersine gelen kulağımı tuttu. Gökyüzü hafifledi. Bardaksızlıkta bazen avucundan su içti. Rüyalarımda at, kurt, bazen silgi, asansör düğmesi olur. En çok birinci katı canlandırır. 1 şekline bürünür. 11.kat icin bölündü. Dedim ona,
"Merhaba Sol kolum."
Sana güvenmiştim, son gördüğümde çekip gitmek istiyorumu , kol saatimin zembereğinden, daha önceleri nabız atışımının sayarak anlardım . Mors albabesine benzer sesli, yetersiz bakiye ekranı gibi loş bir görüydü. Saydım saydım, sayınca sağlığıma emin olup uyudum. Yürürken laf olsun diye saatimde durdu, bir an durdu, meğer hep dururmuş, uykusu hafif. Sol koluma benim sağ kolumdur demen iyi olmadı. Çok karıştı birbirine, bazen sağ kolum yazılarımı italik yapıyor. Ellerim uçuşuyor şiirler ve bilmeceler gibi bir bahar ediniyor.
Kışa yanarak girdik, yaza üşürüz. Uçuşmadan aklıma geldi. Sonbahardı, bir eylül günü düştüm. O kadar kolaydı doğum. Kolum da kolay biri, çabucak çıkar yerinden, gezer, dolaşır, anbean sana bir şeyler taşır. Dilediğinde omzuma yerleşir, bazen hissederim bunu, tık sesi gelir. Geçen gün sen de duymuştun, kolun koluma yabancılaştı ondan, senin kolun rüyalarında dağlara kuş uçuşunu anlatır. Taklitçi olan benimki, karışmaz böyle dersek.
Ne zamandır buzdolabında yemekler kaldı, aylar, yıllar önce, onlarla birlikte kokuştu, bir an sol kolumu bana gönder, o anı saate ayırır, kalan olursa birbirimize sarılmakta kullanırız. Çürümeden.