- 359 Okunma
- 1 Yorum
- 0 Beğeni
Harp Çantası
"Harp Çantası"
Üzerine Değinmeler
"Harp Çantası" Şair Ali Celep’in, Kdy Yayınları etiketiyle, Nisan 2023’de okurlarıyla buluşturduğu şiir kitabı. Otuz dört şiirin yer aldığı kitap yüz otuz sekiz sayfa hacmindedir. Şiirlerde yer yer farklı kelimeler ve imgelerle karşılaşılsa da şiirlerin geneli yalın ve kolay anlaşılmaktadır. Başka bir ifade ile okurun anlayabilmesi için azıcık dikkat celp etmesi yeterli olacaktır. Ayrıca okur, coşkun bir esinlenme ile sık sık karşılaşmaktadır. Taşıllaşacak bir imge ve susmayacak bir anlayışla şiirler yolunu almaktadır.
Şair çokça hayatı sorgular. Çağımızın hilafında bulunur. Müslümanların yanlışlarını dillendirir. Başka bir ifadeyle şiirleriyle itirazın, muhalifliğin izini sürmektedir. Ama bütün bunları Müslüman hassasiyetinde ve duyarlılığında yapmaktadır. Ayrıca sevgisizlik çölündeki insana böylelikle ihtarını da yapmaktadır. "Meğer her şey naylondan istikbalmiş" (sayfa 9) ifadesinde olduğu gibi gidişata, kurulmuş nizamlara hep bir eleştirel gözle bakmaktadır. Gerçekleri hançer gibi belinde taşır şair böylelikle. "Bankalar çoğaldıkça namazlar kaza/ Edası endamından gayrı olmazdı" (sayfa 18), "Baba Türkler böyle yapmazdı caminin yanına bir banka/ Pound’dan bilirim banka soyut bir inektir derdi bana" (sayfa 24), "Ölüm babamla benim aramda/ ümmet banka kuyruğunda// Bu yaşamak coğrafyasında/ Dilde İslam/ elde kredi kartları/…/ Faiz harammış baba/ Yaşamak helal" (sayfa 94) Müslüman yaşantılarına ve çelişkilerine bir itirazlar bütünüdür bu yazılanlar. Son bir örnekte sesi yüksek ve etkili bir şiirle verelim. "Tefeciyle İlk Karşılaşma" şiiri şu şekildedir. "Ey yirmi birinci yüzyıl! / Ey zina çocuğu! / Ey küfür kemikliği! / Lanet olsun parayla tanrıyı birleştirdiğin her şeye!" (sayfa 113) Aynı bu örneklemelerde olduğu gibi şiirlerin genelinde şair, büyük büyük yükleri sırtlanmak da ve dillendirmektedir. Bu şiirlerden anlaşıldığı üzere şiir birazda açmazların dillendirilmesi değil midir?
Şairin toplumcu itirazlarının yanında ölüm, şiir, aşk ve kadın konularına da değinilmektedir. Şair, aşkı karısı özelinden işlemektedir. Eşi ile bir nevi şiirler üzerinden hasbihal etmektedir. Bu şiirler de kitabın son bölümüne konuşlandığını görmekteyiz. Ek olarak şair, şiirlerini eşi Nihal Celep’e atfetmiştir. Ayrıca şair babasını kaybetmiştir ve bazı şiirlerinde babasına özel bir yer ayırmıştır.
Şiirlerde modern söyleyişin yanında geleneğimizin, halk edebiyatımızın izlerini de çokça görmekteyiz. Başka bir ifadeyle şiirler, geleneğimizden, kültürümüzden beslenmektedir diyebiliriz. Bazı şiirlerde çağırdığı kıymetli isimlere bolca yer verilmektedir. Peygamber Efendimiz başta olmak üzere, Yusuf, İbrahim, Hallaç, Yunus, Karac’oğlan, Mehmet Akif, İstiklal Marşı, Şeyh Şamil, Dadaloğlu, Korkut Dede, Pir Sultan, Köroğlu, Dertli, Sefil Selimi, Aşık Garip, Kul Himmet, Kul Mustafa, Kul Nesimi, Aşık Veysel, Ali Ekber" gibi isimleri sıralayabilirim. Şair anlatımlarında mekanlarında ayrı bir anlamları vardır. “Türkistan, Afganistan, Tunus, Mısır, Libya, Irak, Filistin, Gazze, Kudüs, İstanbul, Üsküdar, Hama, Bahçesaray, Amerika, Mescidi Aksa, İsrail, Bosna Hersek, Srebrenitsa" şeklinde bir kısmını sıralayabilirim.
Şair bazı şiirlerinde bir konuyu anlatıyor anlatıyor ve patadan konuyu şiire bağlıyor. Bu da okur nezdinde bir şaşırmaya yol açmaktadır. Burada da şairin şiire bakışını da gözlemliyoruz ayrıca. "Ben de yaşam epik bir şiirin kuramıdır" (sayfa 40), "Aklıma babalık eden bir imgeye dönüştü/.../ (ki bu imgenin ölümüdür)" (sayfa 41), "Kudüs’ün bağrında/ Bırak konuşsun tüm zamanların halifesi/ Şiir" (sayfa 48) Gibi.
Her ne kadar kültürümüzden, kadim değerlerimizden şiirlere nakşolan çok olgu olsa da Yunan felsefesinden, insanlığın diğer değerlerinden de şiirlerin nasiplendiğini görmekteyiz. "Sofokles, Drahom, kıtıpiyos, diyapazon, Tractatus, Limto Kiem, periplum" gibi farklı bazı kelimeler üzerinden bunu yapmaktadır.
Şairin şiirlerini, şiir anlayışını görebilmemiz için en beğendiğim şiir bölümlerini buraya taşımak istiyorum izninizle. "Bir Ebu Zer yalnızlığı kalmıştı üstümde artık kalmayacak" (sayfa 14), "Demişler ki babama İsrail’i nasıl bilirsin/ Demiş ki aptesim bozuldu çocuklar bana bir kap su getirin" (sayfa 26) "Özgürlük için aşk için ekmek için özetle Allah için/ Gördüm ki Tahrir Meydanı’nda kundurası delik bir adam" (sayfa 32), "Kurbanın başı okşanır/ Düzen böyle!" (sayfa 49), "İsrail, soykırım ve dünya/ Körlerin okuması için yazılan şeyler gibidir" (sayfa 115), "Bu köpoğlu dünya/ Sevdiğin göründüğün gibidir// Bir varmış bir yokmuş/ Yaşadığın gibidir" (sayfa 120), "Ben ki zırhımı kırdım Allah adın anarak/ Nice çarpışıp döktüm kara toprağ kanımı" (sayfa 124), "Ve dedi ki ‘dünya bir oyuncak at/ Ve cennet son iyi şeydir’ (sayfa 134) Ayrıca şair, "yirmi sekiz şubat, on iki eylül, on yedi eylül, on beş temmuz" gibi bir çok toplumsal olaya karşı da kalemini sivriltmektedir.
Şiirlerin sesinin yüksek olması dikkat celp ediyor. "Hatun, oğlum, baba, ey halkım" gibi hitap ifadeleri şiir sesini daha da yükseltmektedir. Özellikle ikinci tekil şahıs zaman kipiyle seslenilen bölümlerde şiirin sesi bir hayli yükseklerdedir. "Gel benim halkım benim kaçak dostum gel/ Yiğitçe konuşacağım seninle alnı açık erkekçe" (sayfa 29) Coşkulu şiirlerden sadece bir bölüm bu örnek. Filozof Diderot’un dediği gibi "Coşku olmazsa ya gerçek düşünce çıkmaz ortaya ya da rastlantı eseri yakalansa da devamı gelmez. Şair coşku anını hisseder. Ancak ondan sonra düşünceleri derinleşir" Tam da sözün anlam bulduğu, şiirlerin can alıcı noktasına dikkat çeken anlamlı bir söz.
Son tahlilde şiirimizde, edebiyatımızda hep bir toplumcu gerçekçi bir damar vardır. Bu damarı biraz farklı da olsa bu şiirlerde de kendini hissettirmektedir. Hayata, gidişata itirazı olan bir haykırış manifestosu içeren, toplumsal ileti ile birlikte bir lirizmi de taşıyan güzel şiirler okudum. Şiir öznelliğinde, şaire özgücülüğünde münşerih (çevik) şiirler bunlar diyebilirim. Düşünce ve eylem alanlarında üslubunca bir kavgayı da taşımaktadır. Şair adeta bütün itirazlarıyla beraber düşünsel savaşımını da vermektedir. Son söz olarak, kitap arka kapak yazısında dendiği gibi şairin şiiri öz ve kapsayıcı olarak şu şekilde özetlenmiş. "Harp Çantası, şiir sanatına saygıyı hatırlatan, akla aşkla çalışmayı empoze eden yiğitçe söylenmiş şeyler taşıyor" İyi okumalar.
İlkay Coşkun
25.07.2023
Kültür Ajanda Dergisi
Ekim 2023, sayı 119
YORUMLAR
Hayatı sorgulayan şiirler ve şairler... Eyvallah baş tacı her zaman şiir ve şair... Kutlarım
İlkay Coşkun
Sağlıcakla kalınız. Selamlarımla.