- 381 Okunma
- 6 Yorum
- 7 Beğeni
İstasyonlar..
Okuduğunuz yazı Günün Yazısı olarak seçilmiştir.
Tren ilerliyor, bazen hızlanıp, bazen hız keserek. Geçtiğim istasyonlarda kimler kimleri bekliyor, kimler yalnız ayrılıyor, kimler aradığını buluyor, kimler vazgeçip çöküp kalıyor. Evren var olmaya devam edecek, sen kederli olsan da, bir an olsun rahatlasan da. Birileri yol alıp, birileri bekleyecek hep. Ümit dolu olsan da, somurtup dursan da..
Değişmeyen tek şey, aklımızdaki kalabalıklar belki de. Yalnız yaşasan da aklın mahşer yeri biliyorum. Orada herkes herkesi tanıyor, kimileri düşman, kimileri dost. Selam verme faslı bitmediğinden, derinlemesine muhabbet edemiyorsun kimseyle. Sonuçta karışıyorsun. Belki de delirme safhasının başlangıcı zihninin bir hayli kalabalıklaşmasındandır. Kalabalık aklın bir diğer getirisi de ne yazık ki strestir..
Şehrin tenhalarında gizleniyor renkler ve sen siyah beyaz meydanlarda arıyorsun kendini. Tenhalar tehlikeli diye düşünüyorsun ki öyle. Ama risksiz yaşam zaten renksiz oluyor haliyle. Cisimleşmiş bir sıkılganlık, bunaltı. Biliyorsun ki en kötüsü de bu..
Oysa sen de bir zamanlar hayatın algoritmasını çözdüğünü düşünmüştün. Çoğu insanın yaptığı gibi, bir sistemde ilerliyor gibi gelmişti her şey. Yüksek bir yerden bütünü gördüğünü sanmıştın. Ne büyük bir yanılgıydı bu. Hayatına değenler ve hayatından eksilenler bir bütün olabilir miydi? Hayır görmediğin bir sürü şey vardı. Dünya da bunlarla birlikte dönerdi. Sen bir bölümü görmüş ve her şeyi kavradığını sanmıştın. Bir bakımdan haklısın hepsi görülemez, tahmin de edilemez. İnsan sınırlı bir yaratık, sınırsızı kavrayabilmek imkansız gibi bir şey..
Işıltılı, cafcaflı olabildiğince karışık hayatları mükemmel mi görüyorsun? Oysa mükemmellik basitliktedir. Basit düşünürsen, basit yaşarsan kendini zor durumlara düşürmezsin..
Neyse..
Tren illa bir gün varacak gitmek istediğim şehrin garına. O zamana kadar kendimi değil gördüğüm insanları düşünerek akıl karmaşasından kaçacağım belli ki. Burnu kızarmış bir kadın görürsem, onu düşüneceğim. Tekerlekli sandalyede 15-16 yaşlarında bir çocuk görürsem onu düşüneceğim. Ne zaman kötü durumda olduğumu tekrarladığımda kendime, benden daha beter durumda olanları düşüneceğim. Bence siz de öyle yapın..
YORUMLAR
İstasyonlar, istemek için yer değiştirmektir. Şükürler olsun kalkıp çevremde yer değiştirebiliyorum. İstediklerimi umduğum yerlerde arayabiliyorum. Daha farklı isteklerimi de taşıtlarla gidip sağlamaya bakıyorum. Tren ise uygarlığımızı taşımanın başlangıcında mihenk taşımız. Vagon vagon tren ise istasyon istasyon hayatlarımızdır. Hayatınızın kurmacasına sağlık.
cointreau
Şiiri demiştim ama yazı olmuş günün seçkisi.Okumamıştım.Şimdi okudum en çok etkiliyen ve bence yazının can damarı "oysa mükemmellik basitliktedir"...Evet bazen basit düşünmek gerekir...Bu matematikte de geçerli.Fazla bilgi kafa karıştırır,çözüme gidecek yolu buldurmaz veya kişi eğer emin değilse o bilgilerin çokluğunda boğulur çözüme kavuşamaz...
Tenrik ederim.
Selam ve saygılar
cointreau
okuyan kendi yazıyormuş hissi taşıdığında, yazı ulaşır okurun zihnine, sonra sessiz sessiz iner kalbine. öyle oldu benim için.
"Mükemmelik basitliktedir." ne büyük bir ifade benim için mesela.
ister istemez, istemsizce alınan riskleri de var hayatın. istemsizlik renklendiriyor hayatı sanki. lakin son paragraf yıllardır duyduğum düşüncelerin bir tezahürü, belki yeniden okusam orta paragraflarda bulurum cevabını, yine de ister tanrısal ister insani sistemlerin sonucu diyelim eksiklikler giderilebildiği müddetçe risk almaya değer, giderilemiyorsa, daha medeniyet veya ilim veya insan zekası oraya ulaşmamış demektir, ki öyle de sanırım. çok eksiğiz, aciziz bir çok konuda. mesela neden tekerlekli iskemlede yaşamak zorunda kalıyor insanlar. veya daha başka sıkıntılı hallerde. dna, kalıtım veya sonradan meydana gelen bir kaza, tedavisi ne, herkes ulaşabiliyor mu o tedaviye,
veya neden biri garsonluk yapıyorken biri patronluk yapıyor insanların
veya biri kaliteli ve keyfine bir yaşam sürerken diğeri süremiyor.. elbette robotik olarak güncellenmiş ve eşitlenmiş bir dünyada yaşamıyoruz ama olabilir mi acep_ görür müyüz ölmeden.
tırnağımız batsa acısından duramayız
dişimiz ağrısa, böreklerimizde taş olsa.. inim inim inletir.. ki kaldı ki başkalarının acısını anlayabilelim..
belki de bütün mesele başkalarının acısının ve o yaşamının farkındalığına erebilmek.
bugün yollar malum bayram kalabalığı yaşadı, bir çok arabanın içindeki bir çok insan, aile kurallara uyarak sessiz sakin ilerliyordu lakin çıkıyor arada üç beş müziği son ses açmış halde, bangır bangır... rahatsız ediyor ... insan insanı bir şekilde rahatsız ediyor bu dünyada. cenneti indirmek lazım dünyaya,nerde o günler şu ölümlü bedenler için mümkün mü bu..
yazar ne anlatmak istedi, okur ne anladı. veya okur okurken zihni ne kadar kalabalıktı veya sadeydi. okura bu kadar yorum yaptırıyorsa bir yazı, düşündürüyorsa güzeldir, başarılıdır.
sanki ben de omdusman mı neyse ondanım da, yazı değerlendiriyorum, haşa, klavyezanlığımızdan ve kendinceliğimizdendir bu kadar uzatmak konuyu...
basit bir yorum ve sade bir yorum yapabilecek kalibrede olabilseydim keşke..
lakin yazı imrendirmedi desem yalan, olur, kıskandım.
eksik olmayın üstadım, hep olun, saygıyla..