- 208 Okunma
- 1 Yorum
- 0 Beğeni
Totemi Dil 24
Bu nedenle geçmişinde; totemi bir meslek sahibi olması gereken, totemi bir yiyecek ayrılığı olması gereken, totemi bir renk, giyecek ayrılığı olması gereken, totemi düzleme göre cinsel bir seçilim ayrılığı ve cinsel yasakları olması gereken Yılan grubunu El mantığı; Âdem ve Hava gibi birbiriyle ittifak etmiş, Ortadoğu kaynaklı iki grubun aralarını açan, onları aldatıp fitne çıkaran grup olarak ifade ediliyordular.
Pes yani. Kolektif alana göre kolektif birikim ve kolektif envanterli zenginlikleri; “kendi mülkümden dilediğimi, dilediğim kadarla, dilediğim kişiye veriyorum” diyen El mantığı; kamu malını kimi kişilere verip, kimi kişilere vermemekle; mal ayrılığı, mülksüz ilişme ve mal kavgaları ortaya koymakla mülk sahibinin mülküne dokunmayı haram, günah, dokunma diye yasak sayan mantık; tere yağından kıl çeker gibi sıyrılıp kendi fitnesini Yılan grubu olan bir başka Âdem ve Hava grubunun üzerine atıyordu.
Hikâye içinde yılana atfedilen anlam tam bir çarpıtmaydı. Tam bir yalandı. Yılana atfedilen sıfatlar köleci ve mülkiyetçi sistemle ortaya çıkan köleci mülkiyetçi sıfatlardı. Köleci sistemi ihya ve ihsas etmek için köleci ahlak eski aktarımlar üzerine modüle edilmekle söylenilen betimleyici anlatımlardı. Oysa totem grupların ilahi anlaşma dediğimiz ön ittifakları içinde ittifakın seremoniye törenlerinde kullanılan bir totem yiyeceği diğer birbirini aldatma için kullanılmamıştı.
Ön ittifakın dili ya da ilahi ittifakın dil ayrı ayrı inşa içinde olmuş üreten grupları birleştirici, inşacı bir dildi. Köleci, mülkiyetçi bağlamla hileyi, aldatmayı, kolektif mirasa sahip oldukları için mal kavgasını hiç bilmiyorlardı. İlahi ve kolektif sistem fitne, fesat çıkaran bir mülkiyet ilişkilerini hiç bilmiyordu.
Aksine ilahi ittifak seremonili sunular içinde gruplar birbirinden farklı kullanım ve birbirinden farklı tüketim sarfına sahip olan totem yiyecekleri ve kullanımlar, grupları birbirine yakınlaştıran kurban, hediye gibi seremoni sel ve ritüeli hareketlerdi. Ön ittifaklı törenler üreten gruplar arasında, bırakın olmayan fitneyi ortaya çıkarmasını; törenler iki veya daha fazla totem grubu, totem yiyeceği takasları üzerinde grupların birbirine bağlanmasını ortaya koyuyorlardı.
Eğer bir ilahi ittifakın seremoniye ritüeli tören içinde bir grup buğday sunuyor, bir başka grup da karşı gruba kundura sunuyorsa; burada kundura ve buğdayın farklı kullanım ve farklı tüketim değerleri birbirine karşılık olarak değiştiriliyordu (başa baş, bire bir takas ediliyordu).
Yani ilahi ittifak içine giren her bir gruplar belki de farkında olmadan, ittifak eden seremonin harekete bağlı girişmelerden kalkarak bugünkü ekonomik süreçler içindeki farklı kullanım ve farklı tüketimi olan olgularla, ekonomik bir değiştirme değerini ortaya koyuyorlardı.
Tarihteki ilk temaslar üretici yerleşik grupla, üretmeyen barbar ve yamyam grup arasındaki tehdit nedenle olmuştu. Tehditler hep vardı. Tehditler ya kaçınmayla savuşturuluyordu. Ya da ölümlü veya av olucu kavgalarla sona eriyordu.
Üreten gruplar üretim işleri gereği kavgadan, kaçınmak ve yamyam bir tehdit olmaktan çıkıyorlardı. Üreticiler üretim alanında uzmanlaşırken, kavgacı hassasiyetleri giderek köreliyordu. Savaşamaz durumun pasifliğiyle kavgadan atıl kalıyorlardı.
Yamyamlar üreten gruplar için başat bir can ve mal tehdidiydiler. Ama üreticiler de yaptıkları üretim işi ile hiç ummadıkları bir olanağı ele geçirmişlerdi. Bu olanak şuydu. Üreticiler kendilerine yetenden daha fazlasını üretiyorlardı. Üreticilerin fazla ürün üretme işi üreticilerin eline çok büyük bir olanak geçirmişti.
Artı ürün ile ya da fazla üretilen ürün ile üreticiler kendi canlarını kurtarmak için yamyamlara kendi totem yiyeceğini sunmanın olanağını ele geçirmişlerdi. Gözetleme verilerinden gelen bilgiler içinde bir yamyam tehdidi sezmişlerse üreticiler gizlendikleri alan dışına kendi totem yiyeceğini bırakıyorlardı.
24/ b
Böylece yiyeceğe kavuşan yamyamlar; son raddeye gelmiş açlığıyla, ölmeyi bile göze alıp, canını dişine takmış yamyam indirgenmiş güdülerle sakinleşip normal akli selim tutumları içine dönmekle üretici grup alanını terk ediyorlardı.
Bu tür girişmeler içindeki üretici grupla yamyam gruplar arası ilk temaslarda tek taraflı bir sunu vardı. Ve sunu yapan grup böylece mücadele vermeden yamyamlara karşı canını kurtarıyordular.
Masallardaki çeşme başında bekleyen devin her ay ya da her yıl çeşmeli köyde yiyecek bir insan almadan suyu vermemesini veya çeşmeye muhtaç olanlardan yiyecek alana kadar çeşmenin irin akıtmasını anlatan masallardaki esbabı mucizeyi şimdi anladık mı?
Üretici grubun yamyamlar için dışarı yiyecek bırakmasının birçok yansıması vardı. Bunlardan bir ikisi şöyleydi. Yiyeceğin saldıran yamyam grup için dışarıya bırakılması eylemi bir hediye olgusunu, bir sunuda bulunmayı, bir kurban sunmayı ortaya çıkarmıştı.
Bu kurban sunusu sayesinde İki grup az çok birbirine yaklaşıyorlardı. Sunu yapılan yamyam grup sunuculara sempati duyup onları uzaktan denetlemekle üreticileri koruyup üreticilerin koruyucu melekleri oluyorlardı.
Sunular, yani kurbanlar veya hediyeler yamyamların aç ve saldırgan öfkesi olan gazabı dindiriyorlardı. Sunular üretici grubun başındaki yamyam belasını defediyordu. İşte kurbanların yamyam tehdidi gibi bir belayı defetme işine saddugu diyorlardı. Kurban sadakası diyorlardı. Yani sadaka verme veya şimdiki deyimle vergi verme, baç verme, haraç verme, komisyon verme vs.denmiş oluyorlardı.
Kısacası bir kurban sunusu yansıması içinde birbirini dışlayan düşman grupları birbirine yaklaştırma olayı vardı. Koruyuculuk olayı vardı. Belayı veya tehdidi defetme olayı vardı. Yamyamca açlığın gazabını dindirme olayı vardı. Üreten grubun hediye veya kurban sunusu emeğine karşılık, yamyam grubun koruyucu, savunmacı emeklerinin takas edilme olayı vardı. Tüm bunlar sunu beraberinde belirmişti.
Oysaki daha sonra yapılacak olan ilahi ittifaklar dediğimiz temaslar, üreten iki grubun temasıydı. Biri üreten diğeri yamyam grubun kurban sunulu teması değildi. İlk ön ittifaklı temaslar içinde her iki grup da hem üretici gruplardı. Hem birbirinin ürettiklerini tüketen gruplardı.
Karşılıklı olarak üreten gruplar birbirlerine ürettikleri totem yiyeceklerin takdim esini (kurban sunusunu) yapıyorlardı. Yani ilahi ittifaklı ilk sunular, somut bir inşai gerçekliktiler. İçinde köleci mülkiyete ait fitne, fesat, aldatma, hile gibi kavramsal mantığa göre davranmanın emaresi yoktu.
Hatta ilk girişme olan ekonomik sürecin temelinde doğrudan olmayan ilişkin bir kurban veya hediye sunusu vardı. İlk temaslar ekonomiye temel olacak ilkelerin ifadesiydiler.