Bayram Günü Sorgularım
Ne yaşlanmak, ne de deneyim sahibi olmak… Çok şeyi bilmek, çok kitap okumak, her köşede eğlence bulmak… Ne mutlu ediyor ne de yalnızlıktan kurtarıyor. Her ne kadar tersini söylese de insanlar, kendi bildikleri kişilik ve imkanları ile yalnız yaşarlar.
İster istemez kaybetme korkusu, tavizlerle süslü bavulları taşımaya zorlar. Her taşınma ne zamanı durdurur, ne de insanın kendisini tanımasına imkan verir. Sonuçta herkes başkasının hayatını yaşamaya zorlanır. Bu garanti aramanın, yerçekiminin varlığını hissetmenin, uçakta uçmakta korkmanın- korkuyla yaşamanın temel nedenidir.
Kulaktan duyma ve ona inanma işte yalnızlık korkusunun temel nedenidir. Bütün kavramları bu şekilde yaşamak çarıklı ayakkabıyla gezmeye benzer. O çarık ne yağmurdan, ne kardan, ne de sıcaktan korur. Sadece toprakla irtibatımızı keser ve ölümle ona karışacağımız zamanı unutturur.
Sonuçta kalabalıklar içinde kalmakla yalnızlık sona ermez. İnsan kendisinin istek ve arzularına kör olursa yalnız kalır. Günümüz insanı kendisinden başka herkesi merak ediyor. Kendisini görmek yerine başkasıyla uğraşmak kolay geliyor. Yalnızlık devam ediyor. Geçici çözümler her ne kadar bunu unuttursa da…
Irmak bile özünü gösterip akmazsa, paylaşmazsa kurur gider. Paylaştığında gür akar, akışı ve pırıltısı insanın gönlünü okşar. Onunla neşelenir, seyretmeye doyamaz. İnsanda kendi özünü yaşayıp, neyse o olursa, bu şekilde paylaşırsa muhabbetine doyum olmaz. İnsan yanından ayrılmaya çalışmaz. Ancak, bir veda zamanı da vardır. İnsan ancak insana lükstür. O lüksü bulursa hayatın bir manası olur. Belki yine yalnız kalır ama onunla paylaştığının hayalleri ve umutları onunla kalır. Paylaştıklarına şükreder. Hayır dua eder. Irmak gibi kurumadan akmak ve bir gün denize veya okyanusa karışmak… Zamanı geldiğinde, ayrılığın sonsuzuna düğün gecesi der.
Aklın pırıltıları, sönmüş yanardağ olduğunda hep lavını arar. O da çoktan şekil değiştirmiş ve toprağın bir parçası olmuştur. Topraktan geldik toprağa karışacağız. Dirildiğimizde ruhumuzla yürüyeceğiz. Alıştığımız beden bizi terk etmiştir. Dokunmak mümkün değildir. Bir bedenin varlığını hissetmek… Yalnızlığı düşünmek olası değildir. Mezardan kalkar ve Rabbimizin sorgusunun merkezine deli gibi koşarız. Başımıza ne geleceği düşünmeden. İnsan ne kadar insan olduysa artık, mutlulukta o kadar olacak. Korkuyla bir ömrü tüketenler gerçek yalnızlar olacaklar. Gerçekten onları ne düşünen ne de gören olacak da!
İnsan bir batından başka batına geçip doğarken, hep yalnızdır. Hep ağlar, çaresiz ve acizdir. İşin kötüsü de asla bunu kabul etmez. Toslar başını vurur, acı çeker … Nedenini araştırmaz, yine aynısını yaşar. Ezberlediği de budur. Sarı çizmeliydi derler…Kel miydi bilinmez.
Allah’ım sen bizi terk etme, senden başkasına muhtaç etme. Eğer sen merkezsen kalbime her günümü bayram bilirim, Ya Rabbi sana kavuşana kadar. İşte bayram bu şekilde olursa Bayram olur. Bu şekilde ki bayramınızı kutluyorum.
Saffet Kuramaz, 28.06.2023, Bugün Bayramın Birinci Günü.
YORUMLAR
Yalnızların kim'i Yüce Allah'tır
Sen inan bir O'na, Güven duraktır
Fazlından verir de, sever de bunu
Muhtaç değil asla, Tek Yaratandır
Allah'ı anmakla, bulur itminan
Kalbin var göğsünde, ömürce atan
Cennet yamaçları, Ammar'a Liman
Evveli, ahiri bilen Allah'tır
Değerli Kardeşim iyi Bayramlar olsun.
Mana yüklüsünüz, maşallah.
Çok saygımla Şairim.