- 146 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
MUCİZE Mİ YOKSA ALLAH IN BİR LÜTFUMU ?
MUCİZEMİ YOKSA ALLAH’ IN BİR LÜTFUMU ?
Emin dükkanı kapatıp, arabaya bindi.Motoru çalıştırdı. Eve gitmek üzere yola çıktı.
canı bu günlerde çok sıkılıyor, ne yapacağını bilmiyordu. Kalp hastası 10 yaşındaki-
kızını düşünüyordu.Kızı tuba ya 6 yaşındayken kalp ameliyatı olması doktor tarafından-
söylenmişti.dört seneden beri uygun kalp bekliyordu. Kızı günden güne gözünün önünde-
eriyip gidiyor,elinden bir şey gelmiyordu. Sanayide elektrik ustasıydı, bu aralar işleri de-
iyi gitmiyordu. Bu hastalık yüzünden birazda borçlanmıştı. Her ay en az iki kere özel hasta-
neye götürüyordu. Hatta bazen şehir dışına,Adana ya Gazi Antep’e götürüyordu. Hava –
iyice soğumuştu.İçeri ısınsın diye klimayı açtı. Cebinden bir sigara çıkarıp yaktı. Bu sırada-
telefonu çaldı. Arayan annesiydi. İçine bir korku girdi. Telefonu açtı.
…………. Alo anne hayırdır, ne oldu?
…………. Nerdesin oğlum?
…………. Kampüs’ü geçtim, Belen’e doğru geliyorum anne .
…………. Oğlum dedenin tavuklarının yemi bitmiş, Erol abi’ne söylemiş o da unutmuş almayı 20-
Kilo karışık yem alacakmışsın.
…………. Tamam anne, Belen’e gelince yemciye uğrarım,eğer açıksa alırım.Atikte hava nasıl?
…………. Kar yağıyor, ama köy hizmetleri yolu açmış. abin öyle söyledi.Haydi selametle oğlum.
Emin Belen’e gelince, açık olan yemciden 20 kilo yem alıp tekrar yola çıktı. Atik yayla-
sının yolu kışın çekilmez bir hal alıyordu. Yollar kardan kapanıyor gidip gelmek çok zor-
oluyordu. Dik yokuşu çıkarken kara kara düşüncelere daldı. Dükkanı satıp bir işe girse-
el işinde şimdiye kadar hiç çalışmamıştı. Zaten işsizlikte vardı. Tek bildiği oto elektrik-
tamirciliğiydi. Her gün işler açılır ümidiyle dükkanı açıyordu ama işler eskisi gibi değildi
birden önünü sis kapladı, kar yağarken bu sis de nerden çıktı diye mırıldandı. 25 metre-
kadar ileriyi ancak görebiliyordu. Beş dakika kadar gittikten sonra.rüzgarın etkisiyle sis-
dağıldı, artık önünü rahat görebiliyordu. Ön cam içerinin sıcaklığıyla buharlaşmıştı.
Torpido gözünden aldığı bezle ön camı sildi. Kar yağmaya devam ediyordu. Artık –
köyün ışıkları görünmeğe başlamıştı.Bir süre gittikten sonra eve 500 metre kala araba –
birden stop etti.Bir kaç defa kontağı açıp kapattı. Arabada devamlı bulundurduğu el-
fenerini alıp arabadan inip motor kaputunu açıp kontrol etti. Soğuktan titremeğe baş-
lamıştı. Sinirlendi, arabadan yem çuvalını alıp kapıyı kapattı, yem çuvalını omzuna alıp-
karın yağışına aldırmadan köye doğru yürümeğe başladı.
kapıyı annesi açtı.
………….. Hoş geldin oğlum, yemi de almışsın?
………….. Hoş gelmedim anne, şu halime bir bak sırıl sıklam oldum. Köye girerken araba arıza-
yaptı, çalıştıramadım, yürüyerek geldim. İyi’ki yakın yerde bozuldu .
Emin doğruca salona geçip, sobanın karşısına oturdu. Annesi hemen yemekleri masaya-
getirmeğe başladı
…………. Ne yemek yaptın anne? Mercimek çorbası, pirinç pilavı, salata, birde turşu var.
………… Ellerine sağlık anne. Tuba nasıl yemek yedimi?
………….. Zorla birkaç kaşık yedirdim. Hiç hali yok.Okula gidemediği için çok üzülüyor, Arkadaşlarını-
çok özlüyor. Eminin annesi kendini tutamamış sessizce ağlıyordu.Yavrum ne anne sevgisi-
ne de çocukluğunu yaşadı. Allah’ım sen torunuma şifa ver.
………… Emin yerinden kalkıp annesine sarıldı. Elimizden ne geliyorsa yapıyoruz anne. Senin hakkın-
ödenmez, annesi doğumdan sonra öldü. Bu zamana kadar hep sen baktın. Sende hasta –
olursan bizim halimiz ne olur. Dua etmekten başka elimizden başka bir şey gelmiyor.
Emin hemen kızının odasına gitti. Tuba yatakta uyuyordu. Hafifçe saçlarını okşadı eğilip saçla-
rını öperek koklayıp içine çekti. Yavaşça odadan çıkıp salona gelerek yemek masasına oturdu
yemeğini yerken, televizyonda haberleri seyretmeğe başladı. Beş dakika kadar sonra son –
dakika diye alt yazı geçmeğe başladı. Yazıyı dikkatle birkaç defa okudu. Devlet hastanesinde-
yatmakta olan bir hasta için Rh – B kan aranıyordu. Kendisinin kanı da aynıydı. Her iki ayda-
bir Kızılaya gidip gönüllü kan bağışı yapıyordu. Biraz kilolu olduğu için doktor kan vermesi-
tavsiyesinde bulunmuştu. Hemen masadan kalktı montunu giyerken annesi sordu.
………… Oğlum nereye gidiyorsun, daha yemeğini bitirmedin?
………….. İskenderun’a gidiyorum anne, acil kana ihtiyaç varmış, benim kanım uyuyor.
………….. Oğlum nasıl gideceksin, araba bozuldu demedinmi?
………….. Erol abimin arabasını alırım anne, mutlaka gitmem lazım.
Emin aceleyle evden dışarıya çıktı. Abisinin evi, yüz metre ilerde bahçesine bitişikti.
kar şiddetini artırmıştı. Evin yanına gelince, kapının zilini çaldı, ev iki katlıydı, üst-
katın penceresi açıldı,yeğeni seslendi.
…………… Yukarı gelsene amca.
…………… Acelem var yeğenim, babana söyle bana bir baksın.
bir dakika sonra Erol pencerden başını uzattı.
…………. Hayırdır Emin, Tuba’ya bir şey mi oldu?
…………… Abi şu senin arabanın anahtarlarını ver İskenderun a gideceğim.
…………. Senin araban nerde?
…………… Benim araba gelirken, köye yakın bir yerde bozuldu.
………….. Bu havada ne işin var İskenderun’da?
…………… Kan vermeğe gidiyorum,çok acil, hadi anahtarı at aşağı, ben gelemezsem,sen-
sabah süloyla işe gidersin. Hadi acele et donmak üzereyim.
Emin anahtarı aldıktan sonra arabaya binip yola çıktı. Abisinin arabası , kendi araba-
sından hem yeni, hem’de yüksek tam bir arazi arabasıydı. Gelirken hep yokuş yukarı –
çıkmıştı, şimdide aşağiya doğru iniyordu. Dikkat ederek E 5 kara yoluna indi. Belene-
ulaştığında, uzun bir kuyrukla karşılaştı. Arabadan aşağıya indi yolun kenarında toplan-
mış birkaç kişi vardı. Yanlarına varınca sordu.
………….. Selamun aleyküm, ne olmuş yol niye kapalı?
içlerinden biri cevap verdi.
………….. İlerdeki virajda bir tır virajı alamayıp devrilmiş. Yolu açmağa çalışıyorlar.
Emin çok sinirlenmişti, ileriye doğru gözlerini dikti. İçinden her şer’,de bir hayır var kim-
bilir yol ne zaman açılır, o zamanda gitmenin bir anlamı kalmaz. Acaba geri’mi dönsem –
diye düşündü, ama imkansızdı. Arkasında’da arabalar uzun kuyruk oluşturmuştu.
geri dönüp arabaya bindi. Yan camı hafifçe aralayarak bir sigara yaktı. Dalgın dalgın –
ileriye bakarken gözü bir şeye takıldı. İlerdeki kırmızı ışığı geçtikten sonra eski yola-
çıkan dik rampada bir arabanın yukarı doğru gittiğini fark etti. Eğer oraya kadar kenar-
dan gidersem, eski yola çıkıp sonra ilerden tekrar ana yola inebilirim diye düşündü.
arabayı çalıştırıp yavaş manevralarla aradan çıkıp iyice sağa refüjün son kenarına –
kadar yaklaşıp, yavaş ,yavaş, dikkatli bir şekilde ilerlemeğe başladı. Adamın biri yanın-
dan geçerken, başını uzatıp seslendi.
………….. Nereye gidiyorsun hemşerim, yol kapalı?
Emin hiç oralı olmadan dikkatlice ilerleyerek kırmızı ışığı geçip eski yolun sapağına-
ulaştıktan sonra, rampayı çıkarak eski yola ulaştı. Beş altı yüz metre kadar gittikten –
sonra, aşağıya doğru inip tekrar ana yola ulaştı. Çok şükür diyerek tekrar gaza basarak-
hızlandı. Bir süre gittikten sonra, Deniz alayının karşısındaki petrol istasyonunun yanında
çevirmeye rastladı. Trafik polisleri, araçları durdurup kontrol ediyordu.Emin kendini-
tutamadı. Allah kahretmesin yinemi engel diyerek mırıldandı. Sinirleri iyice gerilmişti.
trafik polisinin dur ikazına rağmen gaza iyice basarak hızla geçip gitti. Arabanın plakasını
mutlaka almışlardır zaten kameralarda var. Cezayı yedik bari yakalanmayalım diyerek, -
ara sokaklara girerek hastaneye ulaştı. Danışma bölümündeki görevliye acil kana ihtiyaç-
olduğunu, onun için geldiğini söyledi. Görevli üçüncü kata ameliyathaneye çıkmasını-
söyledi. Asansöre Binerek üçüncü kata çıktı. Ameliyathanenin önü çok kalabalıktı.
kapıya yaklaştı, kapıdaki güvenlik görevlisine, kan vermek için geldiğini söyleyince hemen
kapı açıldı. Güvenlik görevlisi ileriyi gösterdi.
………….. Bey efendi,bakın sağ taraftan üçüncü odaya gidin, zaten kapıda kan alma yeri yazıyor.
Emin hızla oraya doğru gitti. Hemşire hemen müdahale ederek işe başladı.
Emin kan verip, ameliyathaneden dışarı çıktı. Kalabalık daha da yoğunlaşmıştı. Gözüne-
sandalyede oturan, altmış , altmış beş yaşlarında,beyaz saçlı.nur yüzlü bir adam ilişti.
bir kaç kişi, onu teselli etmeğe uğraşıyordu. Bir kenara geçip beklemeğe başladı. İçerde-
kan verirken hemşirenin söylediği sözler aklına geldi.Hemşire,Adana dan İskenderun’a –
gelirken, araba zincirleme kazada, parçalanmış, anne kız yaralı, babada vefat etmiş. Annenin
durumu iyi sayılır ölüm tehlikesi yok ama küçük kızın durumu ağır demişti. İçinden kan-
verdiği küçük kızın kurtulması için dua etmeğe başladı. Bu sırada yanına genç bir adam geldi-
………….. Beyefendi sizi Şefik amca çağırıyor.
…………. Şefik amca kim?
genç adam eliyle sandalyede oturan yaşlı adamı gösterdi.
…………. Bak şu sandalyede oturan yaşlı beyefendi.
Emin yavaş adımlarla adama yaklaştı.
…………. Başınız sağ olsun , beni çağırmışsınız.
………… Sağ ol evladım, dostlar sağ olsun. Sanırım torunum Serra ya kan vermeğe geldin. Sana-
teşekkür etmek istedim.
…………. Allah acil şifalar versin amca. Allah kimseyi evlat , torun acısıyla sınamasın. Şefik bey,
elinde tuttuğu kartı Emin’e uzattı.
…………. Bunu al evladım, istediğin zaman beni arayabilirsin. Adın ne senin?
………… Benim adım Emin.
…………. Benimki de Şefik. Tanıştığımıza memnun oldum.
Emin uzun bir süre sonra hastaneden ayrılıp eve gitmek üzere yola çıktı. Eve geldiğinde-
saat ikiye geliyordu. Annesi kızının odasında birlikte yatıyordu. Sesini duyar duymaz-
odadan çıkıp, salona geldi.
…………. Kan verdin mi oğlum, hasta nasıl?
…………. Hiç sorma anne, çok büyük bir kaza. Tır otobüs, taksi birbirine girmiş. Dört ölü var .bir sürü-
yaralı. 12 yaşındaki bir kız için kan verdim, ama durumu ağırmış. Kızın babası kazada ölmüş –
annesi de yaralıymış. Tuba nasıl anne ?
…………. Her zamanki gibi oğlum, bir değişiklik yok. Hadi sende yat, bu gün uykusuz kaldın Allah –
rahatlık versin.
…………. Sana da Allah rahatlık versin anne. İyi geceler.
Emin sabah erken evden dışarı çıkmak için hazırlanırken, kapı çalındı. Gidip-
kapıyı açtı, gelen abisi Eroldu.
………… Günaydın Emin ne yaptın akşam merak ettim.
………… Günaydın, bende sana geliyordum,benim araba bozuk, giderken beni de bırakıver.
birlikte Erolun arabasının yanına geldiler. Erol tekrar sordu.
………… Eee anlatmayacakmısın dün akşam neler olduğunu. Merak ettim?
………… Tamam arabaya binelim, giderken yolda anlatırım. Neler oldu neler. Yalnız peşin olarak-
söyleyeyim, yolda trafik cezası yedim, ceza gelince ben öderim.
Emin tam arabaya binerken telefonu çaldı., hay Allah sabah sabah kim bu arayan, diye-
söylenerek, telefonu açtı.
…………. Alo kimsiniz?
karşı taraftan bir ses konuşmağa başladı.
………….. Emin şimşekle mi görüşüyorum?
…………. Evet hanımefendi benim.
…………. Emin bey, kızınız Tuba şimşek için bir bağışçının verdiği kalp kızınıza uyduğu için bu gün-
en geç saat 10, 30 a kadar Çukurova üniversitesi balcalı hastanesine gelmeniz gerekiyor.
Eminin dizleri titriyordu yere çömeldi,
………… Tamam hanımefendi, hemen yola çıkıyoruz, çok teşekkür ederim.
Emin mutluluktan ağlıyordu. Abisi şaşkın bir halde kendisine bakıyordu.
………… Emin ne oldu oğlum, niye ağlıyorsun? Korkutma beni.
………… Çok şükür kızım iyileşecek.Birileri kalp bağışı yapmış tuba ya takacaklar. Allah’ım şükürler –
olsun sana, yıllardır bu günü bekliyorduk. Abi hemen hazırlanıp yola çıkmamız lazım en geç-
10, 30 da orada olmamız lazım.
………… Emin senin araban bozuk ne yapacaksın ?
………… Aşk olsun abi, iş yerini arayıp izin al birlikte gidelim tamam’mı?
………….. Tamam sen git tubayı hazırla annemi de al orada Tuba’ya yardımcı olur. Hadi acele et,bende-
bizimkilere bu güzel haberi vereyim.
Aradan iki ay geçmişti. Tuba iyileşmiş, bir haftadır ,okula gidip geliyordu. Emin kahvaltı-
yapan kızını seyrediyordu. Kızı artık 12 yaşında ölmüş bir küçük kızın kalbiyle yaşama –
yeniden sağlıklı bir şekilde devam ediyordu. Çok kötü yıllar geçirmişlerdi ama kızının şu –
andaki mutluluğu her şeye değerdi. Bir anda aklına eşi Esma geldi. Doğumdan bir hafta-
sonra,bebeğini kucaklayamadan, öpüp koklayamadan, vefat etmişti. Hastalığı 5 yaşından-
sonra fark edilmişti. Tedaviler hep geçici olarak devam ediyordu.6 yaşındayken doktoru-
artık kalp naklinden başka çözüm yok demişti. Dört yıldır kalp ameliyatı için sırada bekli-
yorlardı. Ne kadar çok annene benziyorsun kızım diye içinden geçirdi. Kızı da annesi gibi-
saygılı,konuşkan, güler yüzlü, saf ve temiz, merhametli bir kalbi vardı. Acaba bu yeni-
kalbi onda başka değişiklikler yapar mı diye düşünmekten kendini alamıyordu.
Tuba yemeği bırakıp, babasına baktı.
…………. Baba çok heyecanlıyım. Kalbini taşıdığım kızın ailesi öğleden sonra buraya,beni ziyarete-
görmeye gelecekler ya. Ne yapacağımı bilmiyorum.
…………. Haklısın kızım, bende senin gibi heyecanlıyım. Her zaman nasılsak öyle hareket edelim-
aksini yaparsak yapmacık olur. Bu sırada mutfakta misafirler için yemek yapan Emin in-
annesi seslendi.
…………. Emin gel şuna bir bak bozulmuş çalışmıyor.
Emin ağır adımlarla kalkıp mutfağa doğru yürüdü.
…………. Ne oldu anne, ne bozuldu?
………….. Ayran yapacaktım, şu çırpıcı, adını hep unutuyorum.
………….. Onun adını boş ver anne, ver bakayım şuna, sorun elektrikteyse benim işim. Emin birkaç-
kez düğmeye bastı çalışmayınca, fişi iyice priz e yitti,alet çalışmaya başladı. Emin gülerek
aleti annesine uzattı. Allah iyiliğini versin anne, fişi prize iyi oturtamamışsın elektrik gel-
miyor tabi çalışmaz. Her şey hazır mı anne, bir eksik var mı gidip alayım.
…………. Var,var, hemen git, davul tozuyla minare gölgesi alda gel.
Emin annesinin eline sarıl öptü.
………... Allah seni başımızdan eksik etmesin anne. Nurlar içinde yatsın. Sen bize babamızın –
bıraktığı en güzel mirassın. Bizim için nelere katlandın, hiç yüksünmedin.
…………. Evladım hayatta her şey oluyor. Bazen acı çekersin, bazen güler mutlu olursun, bazen –
üzersin, bazen üzülürsün. Ama şunu unutma her şeyin sonunda iyilik, güzellik kazanır, -
ölsen bile, senin iyiliğin içindir. Bizim aklımızın bilemediğini Allah bilir. Hayırda, şer de yüce-
Allahtan gelir. Siz beni hiç üzmediniz, hele torunumun sağlığına kavuşması, beni o kadar-
mutlu ediyor ki, sizin mutluluğunuz bana da geçiyor. Allah hepinizden razı olsun. Hadi beni-
oyalama, daha çok işim var.
Öğleden sonra, saat 1, 30 a doğru,Eminin telefonu çaldı.
………….. Emin bey, ben Suzan, köye girmek üzereyiz, lütfen, bizi karşılarmısınız.
…………. Tabi, Suzan hanım, hemen yola çıkıyorum.
Emin hemen yola çıktı. İlerden iki lüks araba geliyordu. Arabalar Emin’in yanında durdu. –
uzun boylu, şık giyimli, güzel bayan yanına gelip elini uzattı.
…………. Merhaba Emin bey, ben Suzan.
………… Hoş geldiniz, Suzan hanım. Bu sırada gözü kalabalık arasında kendisine gelen birini görünce-
Şaşkına döndü. Gelen hastanede tanıştığı şefik beydi. Hemen gidip elini öptü. Şefik beyde –
Çok şaşırmıştı.
………….. Evladım sen burada mı oturuyorsun ?
………….. Evet şefik bey, burada oturuyorum.
Suzan hanım, merak içinde sordu. Baba siz tanışıyormusunuz?
………... Evet kızım tanışıyoruz,torunum Serra’ya hastanede kan vermişti.
Hep birlikte, içeriye geçtiler. Yanlarında Şefik bey’in diğer oğlu, eşi ve iki kız bir erkek çocuk
ları, beraber gelmişlerdi. Tuba salona gelip büyüklerin ellerini öptü. Suzan hanım,Tuba’ya-
sarılıp öptü, kendini tutamamış ağlıyordu. Tuba ne yapacağını bilmiyordu ama içten gelen –
bir duyguyla, o da Suzan hanıma sarıldı. Odada bulunan herkes bu güzel anı sessizce seyre-
diyordu.Şefik bey gözlerindeki yaşı silip , Tuba’ya seslendi
…………. Kızım benim yanıma da gelirmisin.?
Tuba Suzan hanımın kollarından ayrılıp, şefik bey’in yanına geldi. Şefik bey,Tuba’ya sarılıp-
öptü , saçlarını okşarken, Emine baktı.
………….. Evladım, şaşkınlık içerisindeyim. Torunum Serra’nın kalbinin senin kızının vücudunda –
attığını görmek beni çok fazlasıyla mutlu etti. Sizin gibi değerli, güzel insanları tanıdım.
nurlar içerisinde yatsın, Serra şimdi yok ama onun yerine torunum Tuba var artık. Bu-
nasıl bir tesadüf, çok şaşkın bir haldeyim. Şefik bey gelini Suzan’a baktı.
sen ne diyorsun kızım bu işe. ?
………… Çok doğru söyledin baba. Bende biricik kızımı kaybettim ama şimdi yeniden bir kızım var-
Tuba bundan sonra benimde kızım. Tubacığım gel bakayım yanıma, Tuba Şefik beyin –
yanından ayrılıp Suzan hanımın yanına gitti. Suzan hanım göz yaşları içinde Tuba’ya-
sarılıp öptü saçlarını okşayıp, elini Tuba’nın göğsüne koyarak kalp atışlarını hissetmeğe-
çalıştı.Şefik bey oğluna baktı.
…………. İsa oğlum bak. Artık Emin ve ailesi bizimde ailemiz sayılır. Bundan sonra en başta sana iş-
düşüyor. Gereken her şeyi sana bırakıyoruz.
………….. Emin bey ne iş yapıyorsunuz?
……………. Ben sanayide oto elektrikçiyim.
………….. Çok güzel.Bizim nakliyat firmamız var.Kamyon, Tır falan taşımacılık işleri.Garajımızda var.
arzu ederseniz gelip bizim garajda işçilerin başında durabilirsiniz. Sizin gibi bir ustaya –
İhtiyacamız var. Ücreti düşünmeyin sigorta yemek hepsi istediğiniz şekilde halledilir.
İsterseniz.bizim araçları sizin iş yerine gönderebiliriz.acele etmeden düşünüp kararınızı
verin.
……………. İsa bey Allah hepinizden razı olsun. Kızım sizlerin sayesinde sağlığına kavuştu. Daha ne –
ne isteyebilirim ki . Gerçekten Şefik bey kadar şaşkınım. Kan vermeğe gittiğim bir ailenin-
bağışladığı kalple kızımın sağlığına kavuşması beni mutlu ettiği kadar’da şaşırttı.
Eminin gözü kızına takıldı.üç çocuk ve Suzan hanım, beraberlerinde getirdikleri hediyeleri-
açarak , Tuba’ya gösteriyorlardı. Kızının mutluluğu gülüşünden belli oluyordu.
Yemek kahve,güzel sohbetten sonra, misafirler gitmişti. Emin oturduğu koltukta çayını-
Yudumlarken, annesi sordu.
……………. Çok dalgınsın oğlum, ne düşünüyorsun?
Emin başını çevirip annesine baktı.
………….. Yaşadıklarımızı düşünüyorum da, çok şaşkınım anne. Artık kızımın bir annesi var. Bundan-
sonra anne sevgisini tadacak. Suzan hanımı görmedin’mi nasıl sarılıyordu Tuba’ya. Sanki-
bir rüyada gibiyim, uyanınca her şey kaybolacak gibi. Allah’ım sana çok, çok şükürler –
olsun. Hikmetinden sual sorulmaz.
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.