Kızılderililere.....
Burnunun önündeki garabetin temizlenmesi lazım. Hastalanmamalıyız yeniden. Batı’nın hasta adamı dediği Türk’ü kurtarmak içim feda edilenleri düşünmeli. Sahi bir imparatorluk neden çökmüştü, ne ıslahat, ne mecelle, ne de meşruiyet tedavileri işe yaramıştı.
Devletimiz hasta, yargımız, diyanetimiz, ekonomimiz, eğitimimiz, siyasetimiz, tv programlarımız hasta değil mi?
1900-1920 arasında değiliz. Ve hali hazırda devleti kurtaracak bir umudumuz da yok. Anadolu’yu zar zor kurtarmış, İstanbul işgalini zar zor önlemiş, Çanakkale’yi zar zor savunmuş ve yeni bir devlet ile birlikte yeniden bin yılları hedeflerken son 70 yılda içine düştüğümüz durumumuz neredeyse komalık bir hasta gibi.
Değişmekten korkmayın. Bir de, diğeri gibi düşünmeyi ve inanmayı deneyin. Sadece deneyin. İllahi değişin demiyorum.
Kasaba bilgisiyle devlet yönetmeye ve sistem değiştirmeye kalkışınca ülkenin tüm cıvataları gevşemedi mi sizce de?
Eğer siz Abd tarihini didik didik etmezseniz, Anadolu’da; Kızılderililerin düştüğü duruma düşersiniz. Benim gördüğüm her yanımızdan Kızılderililik akıyor. Irki mülahazalara girmiyorum, Berling Boğazı geçen Öntürklerdi, Kızılderililer de aslında Türk Soyluydu değil konumuz. Komple köleleştirilmekten bahsediyorum.
Toprağın alınacak, istifleneceksin, kendi toprağında işçi olarak kullanılacaksın, sana sadece belirli bölgeler tahsis edilecek, yaşaman için yeteri kadar yiyecek verilecek vb vs şeyler yani. Durum bu kadar kötü vaziyette.
Kızılderilerin dini neydi, kültürel yapısı nasıldı, teknolojisi ne düzeydeydi,kabileler arasındaki ilişkiler ne durumdaydı, 200 yılda nasıl asli unsur iken tamamen asimile edildiler gibi sorulara cevap arayarak, bu soruları kendimize;
Türkümüze, Kürdümüze, Çerkezimize, Arabımıza, Rumumuza vb vs
Sünnimize, Alevimize, İsevimize, Deisttimize, Ateistimize, Agnostiğimize vb vs.
Zenginimize, Orta Gelirlimize, Memur, İşçi ve Asgari Ücretlimize, Çiftçimize, Sanayicimize vb vs…;
sorarak doğru cevaplar almalıyız.
Eğer tarikat ve cemaatlerden kurtulmak istiyorsak yapılacak şey çok basit; dini Türkçeleştirdin mi sorun kendiliğinden ortadan kalkar. Kuran’ın arapça öğretimine gerek kalmaz, doğum ve ölüm toplantılarında anlamadığımız sözler duymaktan kurtuluruz, din diyerek Arap Tarihi okutulman gereksiz bir hal alır, oğlum kızım iman sahibi olsun diye imam hatiplere bile gerek kalmaz, çünkü zaten okuduğunu anlayan bir insanın ekstra bir öğretime gönderilmesine gerek kalmaz.
Bu sorun 1950’lerin sorunu ve yanlış çözüldüğü için günümüzde dini inanç ve öğretim kördüğüme döndü. Adliyelerde, adliye çalışanların çocukları için Kuran Kursu açılması faaliyetleri başlamış, Allah aşkına; Kuran anlaşılmaz değil ki kursuna ihtiyaç olsun. Kuran; İngilizce mi ki kursunu açmak zorundayız veya Kuran bir teknolojik kitap mı ki yazılım kursuna kayıt yapmak zorunluluğu hissetsin toplumumuzun çoğunluğu olan mü’min kesim. Bu durumu; abd ve Kızılderili tarihini inceleyerek düzeltmemiz lazım, çünkü en yumuşak karnımız İslam.
İktidar değişiyor, yeni Maliye Bakanımız ve ekibi Arap Ülkelerine gidiyor, Seçim zamanı Muhalefetin lideri İngiltere’ye gidiyor para buldum vb vs diyerek? Devlet ekonomimiz nasıl bu duruma geldi. Abd’den ithal ekonomi kurmayları, istihabarat kurmayları çirit atıyor devletimizde. Yani 100 yıldır, 70 yıldır yetiştiremedik mi biz insanımızı da illahi ithal insanları geçiriyoruz en önemli kurumlarımızın başına. Anlamadım gitti kurban.
Hadi hep birlikte bağıralım üretmiyoruz da ondan. Üretim kelimesi artık dillere pelesenk oldu. Neden üretemiyoruz peki? Sen Tarım ve Hayvancılık ülkesiyken; kentleşmenin getireceği sorunları göremediğin için bu haldesin, Köy okullarını kapatarak; köydeki nesillerin devamını kestin, önceki nesilden kalan her türlü üretim faaliyetine sonradan gelen kuşak devam edemedi.
Güneydoğu’da Gap projesini atıl bıraktın, halkı toprak ağalarının ve aşiretlerinin elinden kurtaramadın, toprak reformunu başaramadın, vatandaşlık kültürünü aşılayamadın, Güneydoğunun sonraki nesillerini Batıya göç verdin, turizmde hizmetçi durumuna, uyuşturucuda taşıyıcı konumuna, hiçbir iş bulamasa mafyatik örgütlenmelerin eline teslim ettin.
İstihbarat oyunlarına yargın yenik düştü. Sağ Sol, Sünni Alevi, Laik-Muhafazakar, en son da Etö-Fetö diyerek milyonlarca gencini kendin kurban ettin, hatta sen de bıçağı eline alıp kestin öz kardeşini, komşunu. İnsan hayatını öncelemedin, düşünce özgürlüğü ne demek olduğunu düşünmedin bile.
Sanayini meslek liseleriyle birleştirmedin, Meslek lisesi mezunlarını fabrika işçisi, yetkilis servis, taşeron işçi olarak konumlandındın. Zaten sanaayii gelişmediği için makineleşmede geri kaldığın için bir imparatorluğu doyuramadın, koruyamadın, aç kalan saldırdı birbirine, sadece içine aşırı milliyetçilik fitnesi atmaları yetiverdi. Balkanlardan, Beş Hilal Bölgesinden, Kafkasyadan sürüldün kovalandın, sonbir gayretle Anadoluyu kurtarabildin ki ne zorluklarla o da.
Köydes projeleri ve Köy Enstitülerinin dayandığı sosyolojik ve kültürel zemin yerine; dini bir düşünce ile dini önceleyerek en sonunda da dinini de savunamaz duruma düştün, geriye kaldı sadece Allah vardır, yaratıcı olmasa bir şey olmaz düşüncesiyle imani konular.
Siyasiler ne dediyse; he valla doğru dedin, hangi siyasi partiyi desteklersen destekle lakin senin zaten söz hakkın yoktu ki, emir almaya alışmışsın, başkasının fikrini kendi fikrin gibi dillendirmeye dünden razı olmuşsun. Şuan siyasi partilerimizin yönetilerini Kızılderili şeflerin toplantıları olarak düşünerek, Abd’nin kuklası ve yönlendirmesi ile hareket edip etmediklerine, ileriyi görüp görmediklerine odaklanman gerekmiyor mu?
Sahil bölgelerin özellikle Akdeniz kıyıları İngilizce dilinin işgali altında, oranın yerlisi halkın çocukları, otellerde hizmetçilik, eski tabile at uşaklığı yapmaktan başka ne yapmıyor.
Bir çok yerel şirketini kur farkından dolayı Abdli, İsrailli, Araplı, ingilizli, Çinli firmalara tek tük satmaya başladın bile. Abdlilerle Kızılderililerin takas anlaşmalarını incelemen gerekmiyor mu bu durumda, aynı hataya düşmemen için.
Eğer teknolojide geri kaldıysan, bir sonraki teknoloji neyse onda herkesten önce sağlam bir temel atmak mecburiyetindesin. Elektroniği ıskaladın, şuan adam akıllı kullandığın bir yerli aletin yok, elektronik parça üretimin yok denecek kadar az, ithal ettiklerini birleştirmekten öteye geçemiyorsun. Peki, bu çağın bir sonraki teknolojik atılımı nedir? Elbette uçmak. İhayı sihayı yüzde kaç yerli üretebiliyorsan, onun ötesinde uçan araba konusunda öne geçmek mecburiyetindesin.
Ülkene gelen mültecilere; doğu kültürü diye, ümmetçilik yönüyle din kardeşim yönüyle ensar muhacir benzetmesiyle bakma, onlara Kızılderili topraklarına tek tük yerleşen öncü Abdliler olarak bak, ki demografik sorunların ardından başına ne geleceğini biraz düşün.
Şuan seni beni ; sizi bizi; üç duvarlı mengeneyle tutmuşlar operasyon yapıyorlar. Bir tarafı Abd-bir tarafı Çin Rusya bir tarafı Arap.
1900 lerde diyelim Osmanlıyı kurtarmak veya Türkü bu cendereden çıkarmak içen öne sürülen tüm fikirlerin önüne geçme mecburiyetin var. Yoksa silinip gideceksin Anadolu’dan.
Anadolu ne kadar zengin bir kültüre sahip olursa olsun, diğer taraftan da bir medeniyetler enkazıdır.
Benim elimden gelen yazmak, yanlışım olabilir, farklı görebiliriz, düşünebiliriz lakin senin görevin de bunları göndermek olsun sağa sola ve bu memleketi sevenlere, postala gitsin.
Bu coğrafyada çok eskiye gitmeden; Selçuklu-Osmanlı ve Cumhuriyet ardıllanması var, eğer sen üzerine düşeni yapamazsan; Hititler gibi silineceksin tarih sahnesinden. Bizler de son nesilleri olacağız gibi görünüyor bu silsilenin.
Artık yerimize kim gelir, kim kon’arsa buralara?
Y
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.