- 195 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
Değişimi ve kaliteyi hak eden olabilmek
Değişim, gelişimden farklıdır. Neyi değiştirebilirseniz ancak onu geliştirebilirsiniz. Değişim, kabuk ve çekirdekte oluşmaz. Doğallığına müdahale ettiğiniz şeyler bozulur. O ancak imaj uğruna şekilcilik olur. Yani eşek aynı kalır, semeri değişir. Şoförü değiştirmekle de seyahat kalitesi artmaz.
Değişimin aşısı, mayası, tohumu ve özü; ruhtur, aşktır, sevgidir, heyecandır, özveridir, bütüncül ve insani bir yaklaşımdır. Hak ettiğinden, layığından daha fazlasına talip olanlar; tüm değerlerin ve kavramların yozlaşmasına sebep oluyorlar. Pirincin içinde gizlenmiş beyaz taş; çuvalda dururken kimseye bir zararı olmaz. Aksesuar olarak da sergileyebiliriz. Fakat pilava dahil olduğunda dişimizi kırma ihtimali var.
Köklü bir değişim tabandan başlayacaksa bu bir zihinsel bilinç devrimi hareketi olmalıdır. "Aynı tas aynı hamam" nakaratını tekrarlayanlarla kaliteli ve kalıcı bir birliktelik, ortak mutabakat metni hazırlayamazsınız. Eylem ve söylemleriniz niyetinizi ele verir. Dürüst görünmek yetmez, olmak ve uygulamak gerekir. Bilgi, birikim, donanım, öngörü ve toplumsal frekans olarak monarşiyi bile hak edememiş bireyler varsa; hep birlikte demokratik, özgürlükçü, katılımcı, laik, inançlara saygılı, hukuku üstün tutan bir düzen kuramayız. Kendi yaptığı yasayı uygulamayan, değiştirdiğini de beğenmeyen bir zihniyet; "yepyeni bir anayasa" özleminin ütopyaya dönmesini istemiyorsa, önce samimiyet testinden geçmesi gerekir. Biz daha ahlak, adalet ve dürüstlük kavramlarında, ortak zemininde buluşamıyoruz.
Yurttaş ve birey olarak, ne kadar yeterli, bilgili, doğru ve dürüst olabilirsek; tüm karar vericiler ve siyasetçiler de ona göre nitelik kazanacaktır, yön tayin edecektir.
Peki nedir kısaca adalet? Bağımsız, tarafsız, yansız, özgür ve özerk bir mekanizmayla, kazanılmış evrensel,anayasal ve yerel hakları dikkate alarak, hakkı olanın hak ettiğini, zamanında, eksiksiz ve adil olarak vermektir. Peki ne kadarını başarabildik? sanırım yüzde onunu. Yani benim terazim öyle tartıyor. Bir başkası yüzde elli diyecektir, bazıları yüzde yüz görecektir. Hukuk bilinci ve bilimi muhteşem bir güç. Topluma yaygınlaştığında hayranlık duyarsınız. Kendinizi ve çevrenizi güvende hissedersiniz. Öyle yalnızca diploma sahibi olmakla, cübbe giymekle, bir mekân veya makama postu sermekle bu süreç tamamlanmıyor maalesef.
Ortak akıl; zekâsı ortalamanın üzerinde olan, bilim/mantık/muhakeme/mukayese yetisine sahip, vicdani kanaat, özgür irade ve tüm birikimini toplumun refahına adayabilmiş, demokrasi, özgürlük ve hukuka gönül vermiş şahsiyetler arasından yeşerirse anlamlı ve kalıcıdır. Şimdilik Yüzde Ellisine Razıyız.
Hukuk ve felsefe; belirsiz ve dipsiz bir kuyu değildir. Okyanusuna ulaşana, tükenmez bir hazinedir. Küçük hesapların peşinde koşanlar, bu anlatımımı masal olarak bile algılayamayacaklardır. Ayağımızı yorganımıza göre uzatmayalım. Kısa geliyorsa, yenisini almaya gayret edelim. Üşümek pahasına yorgansız yatalım. Anlayana sivrisinek saz olsun. Anlamayan kendi davulunu çalsın dursun.
Şen ve esen kalın.
Samsun, 21.06.2023
Ali Rıza MALKOÇ
malkoc.org
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.