Bozulmuş çizgiler. Gül ve hoyratlık...
En güzel bahçe, sevilmiş kalplerde
Sinemde yatıyor gün kurusu
Ben sana yetmem, yetemem ecel
Senin yüzünden ayrılık oklarıyla müşerref oldum
Tahtımı devrettim şânı büyük olana
.
Affet …
Yasla başını uykuya Hayri amca. Toprak kokusunu çek ciğerlerine. Şu dönüp duran saat bizim için. Şurada büklüm büklüm zaman. Tutunmalıyız. Helezonlar kırdı hüznü de sızıyı da sılayı da
...
-Yitirdim ben bu dünyada yolumu.!
Deme yüreğim
Öyle deme
Hiç.
Kapının ağzında tütününü sardı Hayri amca. Habibe teyzeye seslendi sonra kalbinin içinden. Pencere türküsüyle doldurdu dudaklarının çizgisini.
Hayat aceleci davranamazdı. Olamazdı. Hayri amca doymadı hayata. Doyamadı. Az sonra… Sofada mavi çiçekli kırlente yasladı sırtını. Aslında sırtını yıldızlı geceye yaslayarak hüznü salık verdi Hayri amca. Uzun uzun düşündü toprağa verdiği yarenini. Habibe teyze ne tez ayrılmıştı yanı başından.
…
Hayat ne tuhaf… Hayattan vazgeçemiyoruz. Ondan yara alıyoruz. Bir bakmışız bitirmişiz bütün meseleyi hayatla baş başa kalmışız. Hayat en büyük oyunbozan... Hayat çok sesli bir konçertoda yayılım gösteren sessiz büyü.
Büyümek ve büyülenmemek elde değil. Başını yasla şuraya. Hayat kelimesini derle sözcüklerinle. Hayatı iliştir kuşlara. Kuşlarsız yaşama. Uçmaktan bahsederken göğsünü gerebilirsin. Uçabilirsin. Hadi oradan! Ne mümkün uçmak… Mümkün değil uçmak.
En sevdiğim hal uyku hali. Zaman nasılda kayıp yüzüyle doğurdu eceli. Eceli gelen gitti. Dünya savruldu. Dünyayla fazlaca alakadar olan kalpleri Allah sevdi. Dünya ile kalbinin arasına azıcık da olsa mesafe koyanları Allah daha çok sevdi. Allah kullarını hep sevdi. Onları ilmiyle kuşattı. Yarattığına yaratılış nurundan bahşetti Allah.
Ecel nihai uykudur. Dünyadan ayrılışın göstergesidir ecel. Toprak kokusunu duyumsamayan yoktur.
Ubâde b. Sâmit’ten nakledildiğine göre, Hz. Peygamber (s.a.v.) şöyle buyurmuştur:
“Her kim Allah’a kavuşmayı dilerse Allah da ona kavuşmayı diler ve her kim Allah’a kavuşmayı hoş görmezse, Allah da ona kavuşmayı hoş görmez.” (Buhârî, Rikâk, 41)Yalan dünya gene büktün belimi
Yar ben nerde güçsüz koydum elimi
Baharı görmeden güz geldi çattı
Soldurdun sen bir tanecik gülümü
...
.
Gül,
Sıralı çiçektir
Vaki mevsimini çok iyi bilir.
.
Aftan yararlanmalı şiirlerim
Affedilmeli akordu bozulmuş kelimeler
Göğümden
Turnalar eksildi
Çok denedim olmadı
Düşleyemedim. Yarım kaldığında aşk, yadırgadım "sevda sözlerini"
Bu Şiir’de yalnızlığı ve esareti konuşmuş olacaktım
Fakat
Aniden güzergahı değişti kelimelerin
Sebebi mesafelerdir.
Eceldir kabahatli olan.
Kömür taşıyla yazılmış mazi küllerinden doğduğunda hepimiz biliyorduk
Acıları konuşacak yerimiz yoktu. Dağımız vardı bizim.
Bu şiirin
Yüzünde güller açar. Aslında şiir bir yara parçasıdır
İki yol olmuştur
Gidilmeyen
Şu gözlerimin konuşmak arzusundan ve ısrarından ben sıkıldım
Sürüyelim ayaklarımızı
Yağmalanmamış beldelere
Kamburu çıkmış ayrılıklar yüzünden hep hüzün
Hep kapalı hüzün
Sürüyelim ayaklarımızı
Lavanta kokulu odalara
Ben yabancı değilim gözyaşlarına
Ben aşinayım tebessüme
Tırnak içinde mühimdir kadim kalplerde arkadaşlık
Çokları ile vedalaştık.
-Mahvash- // Munise Senem UÇAR
Ana Karakterler:
Ecel, Hayhuy, Sızlayan, Yol, Sıla,
Bozulmuş çizgiler. Gül ve hoyratlık... Yazısına Yorum Yap
"Bozulmuş çizgiler. Gül ve hoyratlık..." başlıklı yazı ile ilgili düşüncelerinizi ve eleştirilerinizi diğer okuyucular ile paylaşın.
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.