- 1226 Okunma
- 0 Yorum
- 1 Beğeni
Özgelişim İsteyeni Geliştirir
ÖZGELİŞİM İSTEYENİ GELİŞTİRİR
Sevgili dostum,
Özgelişim içinde olmak için herşeyde olduğu gibi özgelişimin kendini geliştireceğine inanması gerekir insanın. “Ben gelişmek istiyorum” demek de geişmeyi istemek değildir. Bu da kalben tasdik de ederek, bunun için adım atmakla olur. Adım atamıyorsan sözünün de özüne işlemediği için önemi yoktur.
Sevgili dostum,
“Özgeişim” sadece insanın kendini geliştirir. Bizim gelişmemiz çevremizin de gelişeceği ve değişeceği anlamına gelmez. Çünkü bizim inandığımız kadar çevremizdeki insanlar inanmıyorsa onlar nasıl gelişsin. Hatta biz geliştiğimize inandıkça çevremizdekilerden “sen gelişmedin” diye çok zaman sitemde duyarız. Bu tespitlerde kıskançlıkta vardır “ben gelişmediysem sende gelişmemişsindir” inancı olan yetersizlik duygusu da.
Sevgili dostum,
“Yetersizlik duygusu” insanlarda o kadar baskın ki, çevresinde gelişmiş insanlardan faydalanmak yerine onları görmemezlikten gelmek ve alay etmek onlara daha kolay geliyor. Maddi rahatlık içinde olan çok insan manevi yetersizliklerini çevresinde yetersiz gördükleri insanlar ile alay ederek gidermeye çalışıyorlar. Onlarında sert tepki gösterdiğini görünce “özür dilemek” zorlarına gidince de en çok kullanılan sözleri “şaka yaptım da sevdiğimden o anlamadı” yalanı oluyor. Bu yalana onlar inanarak mı söylüyor yoksa laf olsun diye mi dersen, ben “laf olsun torba dolsun” diye derim.
Sevgili dostum,
Bizde genelde “gelişim” dediğimiz zaman çevrelerine göre “daha çok para kazanan” anlaşıldığından insanlar “özgelişim genelde manevi gelişimdir” gerçeğini görmek istemiyorlar.
Sevgili dostum,
Bence özgelişim “oku” emri üzerine düşünmek ve okumayı sevmek ile başlar. Önce oku ila başlayan kitabı anlayarak okuyarak. Okuyup anlayan insan alışınca da “oku” nması gereken kitapları kendi seçerek, ya da usta okuyucuların tavsiyesi ile sohbeti ile geliştirerek ilerler. Ama istemeyene çocuğun, akraban bile olsa geliştiremezsin.
Sevgili dostum,
Gelişmenin nasıl olduğunu sorarsan. Gelişimi şiddetle istemek ile olur. İstemenin ne olduğunu bilmeyen isteklerinde samimi de değilse uygulamaya geçiremez ki. Kimi insan evde tv izleyerek, kitap okuyarak balkonunda çevreyi seyrederek huzur bulur öğrenirken, bu tavır kimisine göre mantıksız gelir çay evine giderek arkadaşları ile konuşmanın daha verimli olduğuna inanır. Buna da saygı göstermek lazım. Ama sence bu iki kesimde kim gelişir? Konuşmakta güzeldir ama öğrenmeye yönelik olursa. Öğrenen ve öğreten varsa konumak güzeldir. Öğreten varda öğrenen laf olsun diye dinliyorsa bunda da gelişim yoktur. Her ikisi de konumak ile öğreniyor ve başkalarının dedikodusunu yapmıyorsa ben buna “üst gelişim” derim. Bu “üst gelişim” içinde olmak da sohbet etmeisni adam gibi bilenler ile olur.
Sevgili dostum,
Gelişmek istemeyen insan geliştiren insanlardan kaçar, araya mesafa koyar. Çünkü kendi gibi yerinde sayan insanlar ile muhabbet egonun etkiisi ile daha kolay gelir ona.”Gelişmek her kişinin değil mücadele etmesini bilen er kişinin işidir” çünkü. Er kişi olmak da her kişinin işi değil. Şer kişilerde her kişinin er kişi olmasına karşıdırlar ve mücadele ederler. Bu konuyu bilmem anlatabildim mi? “Er ve şer her zaman savaşan insanlardır”
Sevgili dostum,
“Ağlamayana meme yok” sözü bizim kültürümüzden çıkmadır. İstemenin önemini anlatrr. Bebekken ağlayarak isteklerini belirten insanoğlu, daha sonra kendi çabası ile istekleri hayalleri peşinde koşar ve gerçek manada planlı, mantıklı ve verimli koşanlar, yaşayanlar isteklerine ulaşırlar. Bebekken ağlayanların çoğu da büyüyünde şikayet ederek ağlarlar. Çünkü bebeklikten beri ağlayarak istekleri yerine gelmiştir. Anne ve babalarda her istediğini yapınca çocuklarda tembellik oluşuyor. Ama çok sert olarak çocuklarını cezalandıranlarda çoğu zaman ergenliğe ulaşan çocuklarının evi terk etmesi ile hayal kırıkılığa uğruyorlar. Diziler, romanlar, bunları anlatıyor çoğunlukla.
Sevgili dostum,
Çok insan bizlere “gelişmeyi ben isterim” diyor ama kimi bir kaç adımda, kimisi de hemen, kimisi uzun vadede tam da hedefe ulaşmak üzereyken pes ederek şikayet etmeye yani ağlamaya devam ediyorlar. Bu da “özgelişim isteyeni geliştirir” fikrimizi kuvvetle destekliyor. İstemek de kademe kademe, aşama aşama yani. En üst aşamaya kadar isteyen yüzde doksan gelişen insan oluyor.
Sevgili dostum,
İstemeyene de bir şey diyemeyiz ve sabırla istemesini harekete geçmesini beklemek lazım. Umutsuz da olmamak gerekir. İstemeyen zamanla istekli insan haline gelebilir de ömür boyu isteksiz de olabilir. Çünkü insanın ne zaman ne isteyeceği ve yağacağı konusunda bilgimiz kısıtlı.
Sevgili dsotum,
Bu konu “yumurta mı tavuktan çıkar, yoksa tavuk mu yumurtadan çıkar” bilmecesi gibi şey. “sabreden mi kazanır, kazananlar sabredenler midir” misali. Ya da “istekli olan mı özgelişim içinde olur, özgelişimie inanan mı daha istekli olur? “ bilmecesi gibi.
Sevgili dostum,
Vermeye başladığımız zaman insanlar daha daha da istiyorlsarsa inancım o ki, istemeye başlayan insan özgelişimimin faydasını gördükçe daha da isteyecektir.
Sevgili dostum, özgelişim yolcusu,
Çok insan zamanında anlamayınca, sonradan anladığında da istek olmayınca eski tas eski hamam misali hayatına devam ediyor. Ancak farkına vardıktan sonra harekete geçen, eski hatalarını yapmayan gerçek manada isteyen gelişiyor ve “keşke daha önce gelişimi önemseseydim” diyor ama bu da fayda vermiyor.
Sevgili dostum,
Biz kendi özgelişimimizi artırmaya devam edelim, başkalarının ne dediğine de kulak asmadan. Bakarsın çocuklar anlamasa torunlar anlar. Belki ömrümüz yetmez ama bıraktığımız izleri onlar devam ettirir. Burada “korku ile ümit arasında olmak” gerçeği de ortaya çıkıyor. Torunlarımız çocuklarımızdan daha istekli olsun gelişmeye” temennimizi her zaman canlı tutalım.
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.