Güç. Merkezi
GÜÇ MERKEZİ.
Haklıdan yana değil güçlüden yana olanlar korkak ve kaypak olurlar. Güç merkezi değiştikçe dönerler fırıldak olurlar.Uğur Mumcu
Siyasal literatürde ulusal bağımsızlık, bir ulusun kendi geleceğine yine kendi kendine özgür bir şekilde karar vermesi olarak tanımlanan bir kavramdır.Yani Ulusal egemenlik ise, bir milletin kendi toprakları üzerinde mutlak bir şekilde yönetim sağlayabilmesi, ulusun kendi kaderini belirleyebilmesi olarak nitelendirilir.Demokratik rejimlerinde halk bunu seçimler aracılığıyla kullanır. Ancak seçim tek başına eşittir demokrasi denemez. Demokrasiyi içselleştirememiş toplumlarda bu farkındalıklar yönetim erkine sahip olanlarca kamufule edilir. Zira yönetim erki kendi gücünün sorgulanmasından hiç mi hiç hoşlanmaz.Yönetimlerinin sorgulanamaz olmasını arzu ederler. İşte bu oluşumun kolaylıkla bir güç zehirlenmesine dönüşmesi kaçınılmazdır.Bunlarsa yaptıklarından asla pişman olmazlar.
Ulusal egemenliğin var olduğu devletlerde, kurucu ve yönetici güç bazı kişilerde ya da belli gruplarda değil halktadır.Halk bu gücü seçimler aracılığıyla kullanır.Başta yerel yönetimlerde olmak üzere genel ülke yönetimlerine bir katılım sağlarlar. İdeal olan düşünceye göre halk bu yöneticileri denetler ve dönem sonu iradelerini ortaya koyar.Beğenmediğini değiştirir.Yani halkın bu iradesine ipotek konulamaz.Ancak tüm bu olması gerekenler üzerinden hareketle çizdiğimiz çerçevenin bu güzellikte uygulanmadığını da acı bir şekilde deneyimledik yıllardır. Halk seçim yapan değil bir onay makamı pozisyonuna indirgendi.Geçenlerde izlediğim bir videoda gazeteci bir milletvekili adayına nereden adaysınız diye soruyor ? Yanıt buz kesen bir vekil adayı(hatta bakan). Ne kadar acı ki nereden aday olduğunu bile bilemedi.Bu tarzda yaşanılan bir ortamda ne denli demokrasiden halkın kendi kendini yönettiğinden bahsedebiliriz? Yani ülkemizde seçenmiş gibi gözüktüğü halde seçen değil onay veren bir dinamik işliyor.
Yeniden baştaki cümlemize dönersek halkın yönelimlerinde iki temel ayrım noktası vardır. Haklıdan yana olmak önemli bir ölçüdür.Güçlü olanlar her zaman haklı olacak diye bir kural yoktur.Cumhuriyet kimsesizlerin kimsesidir derken vurgulanan çıplak gerçek şudur ki demokrasi, hukuk bağlamında güçsüz de olsa haklı olanı koruyabilmektir .İşin özü budur.
Halk gerçek anlamda bu demokrasi erdemine yabancılaştırıldığı zaman kendi gerçeğinden özünden de sistemli bir şekilde uzaklaştırılmaktadır. Yönetenlerin olduğu yerde elbette yönetilenler de olacak.Bu sistemin hem temel uygulaması hem de temel çelişkisi kuvvetler ayrılığıdır. Halkın seçtikleriyle aralarındaki bağın içeriği ve niteliği demokrasinin de kalitesini ortaya koyar. Dünyanın ileri demokrasi sınıfında kabul edilen ülkelerindeki uygulamalarla yaşam düzeyi yükselirken daha geri düzeyde bir işleyişin yaşandığı ülkelerde toplumsal yaşamda ve daha bir çok alanda çarpıklıklar, ağır sorunlar baş göstermektedir.İşte rahmetli Uğur Mumcu’nun bahsettiği fırıldaklar ikinci grup demokrasilerde! Çok fazla makam , mevki, söz sahibi olarak arzı endam eyleyebilmektedirler.
O zaman herkesin düşünmesi gereken yanıt verilmesi gereken soru şudur? Halka gerçek anlamda bir demokrasi sunabilmek için söz konusu güç merkezi neresidir.?Bu noktada odak noktasının halkın ve yasaların mutlak egemenliğine dayanması ,halkın iradesi üstünde güçlerin olmamasının sağlanması gerek.Aksi halde fırıl fırıl dönenler hep ellerini ovuşturarak köşe kapmaca oynamaya devam edeceklerdir.Bunu yüreğinde sevgi ve barış umudu taşıyan herkesin bilmesi gerek.Yani bir eksene bağımlı olarak dönmek yerine kendi özgür eksenimizde hareket yeteneği kazanmak ve bunu da toplumsal yaşama uyarlamamız ivedilikli ve birincil görevimizdir.
Unutmayalım ki ‘’ Yalakanın kıblesi olmaz; güçlü gördüğü her yere secde eder.’’Dünyayı özü, sözü doğru ve haklıdan yana olanlar kurtaracak. Çok zor biliyorum güzel insan olmak ve güzel insan kalabilmek.B. Yıldırım
YORUMLAR
Ne acıdır ki şu yirmi seneye suç yıkanlar eskiyi unutmuş durumdalar hocam ben hiç unutmam 12 yaşımda Türk bayrağının 19 mayıs genćlik ve spor bayramında yakıldığını Kenan evren döneminde ise çıkan arbedeyi iki dağ srasında kurşun yağmurlarını o zaman bu iktidar yoktu ama o zaman bu gün ki suni alevi sağ sol ayırımı vardı terörist vardı bunlar dile getirilmiyor maalesef saymakla bitmeyen daha bir çok seyler saygılarla selamlar hayırlı huzurlu günler dilerim Vatanımızın srlamete çıkması dileği ile
Nuray Öztürk tarafından 27.5.2023 13:40:09 zamanında düzenlenmiştir.