- 140 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
Kolektif Alan 47-48
47
Her bir kolektif alan kişilerin fiziki kas güçlerinden oluşan rast gele davranışlarını senkronlu bir bileşim bağıntısı içinde olmaya tabii tutmuştu. Kolektif alanlar rast gele olan kişisi kas güçlerini yardımlaşan güç birliği içinde birleştirmişti.
Emek ve emek gücü kolektif alan içinde ortaya konan bir anlama, anlatım ve sistem bağıntısıdır. Tekil kişi eylemleri içindeki çaba ve gayretlerde emek ve emek gücünden bahsedilmez.
Emek ve emek gücün de "karşılıklı bir taahhütle transfer enerjisinin bulunuyor olması, emek ve emek gücünü "kendilik gayretlerden" ayırt eder". Emek ve emek gücü kolektif alanlı bir nitelemedir.
Hasta güçsüz bile olsanız, kolektif alan içindeki kişilerin "emek ve emek gücü", kişileri şimdinin ve geleceğin sağlama kaygısından kurtarmanın bir güvencesidir. Oysa tekil kişinin eylem ve gayretleri ne şimdinin ne de geleceğin kaygısını ortada kaldırır.
Kişinin üzerindeki enerji, kişinin eylemleriyle yavru bakımı, savunma avlanma gizlenme gibi birçok eylem çeşidine dönüşür. Kişi üzerinde birçok eylem çeşidiyle yüklü olan bu enerji en az iki kişi arasındaki takas ile transfer enerjilere dönüşür.
Transfer enerjinin bir özelliği de kişiler arasında karşılıkla; kendisine denk bir enerjiye bağlanımla, o enerjiyi kendisinin terk ettiği boşluk alana doğru çeker olmasıdır. Ve çekim ile değişim olabilmesidir.
Transfer enerjiyi kısaca söylersek; transfer enerji karşılıklıdır. Kendisine denk enerjiyle bağlanımladır. Terk ettiği boşluk alan içine karşılık enerjiyi çeker. Böylece transfer enerjiler değişilebilirdiler.
Örneğin, bir kişi kendi üzerindeki savunma enerjisini kolektif bağ aracılığıyla karşı taraftaki kişiye gönderir. Gönderideki mesaj, kolektif bağlanım yoluyla karşısındaki kişinin savunmasını sağlayacaktır. Yani transfer enerjiler yer boşaltıp yer doldurdukları gibi kolektif modülasyonlar bilgi de taşırlar.
Buradaki kişiler üzerinde kaygı olarak boşalan savunmacı bir yük enerjisi, karşı taraftaki kişilerin üzerinde bulunan denk bir enerjiyi de kendisinin terk ettiği kendi boşluk alanına doğru çeker.
Karşı taraftaki boşluğa doğru çekilen enerji de aynı zamanda çeken enerji olup kendisini çekeni de kendi boşluk alanına doğru çekecektir. Çekme ve çekilmeler her zaman alan etkili alan eğiminden ötürüydü.
48
"Emekler" değişilebilirdi ama "emek gücü" de birikebilirdi. Kamunun kapasite gücünü ve yapabilirlik gücünü yaratan "hem emek gücüydü". Hem de "emek gücü birikimiydi".
Gücü kullanan tamahın çabası içindeki İLAHLAR; kolektif sahipliğe "mülkün sahibi" demekle, "mülkün sahibi" olarak da kendilerini dolaylı yordular. Mülkün sahibi kim sorusuna; mülkün sahibi arşta oturur diyorlardı. Arş. ilahlar kurulunda oturulan yüksek kürsüydü. Böylece EL MANA düşüncesi doğmuştu
Enerji geçiş genliği demek bu geçiş genlikle farklı bir yapabilirlik gücü kazanmaktı. İttifakın ilahları kamu gücünün ve kamunun kapasitesini yönetiyorlardı. Yani ilahlar kamu gücü ve kamu kapasitesini yönetirken kamunun yapabilirlik gücü ilahlara geçiyordu.
İlahlara geçişen kamusal yapabilirlik gücü enerjisi ile (muktedirlik gücü enerjisi ile) ilahlar; "kendi kendilerinde bir güç vehmettiler". Bu vehimler kimi kişiler üzerinde kimi kişileri "ne oldum delisi" yaptı.
Kimi ilahlardaki ne oldum deliliği olan kibir kişileri sosyal duygudaşlıktan kopartıp; kişiyi ayrı bir yere konumlamakla kişilerin de "büyüklük hastalığını, yücelik duygusunu (megalomaniyi)" oluşturdu.
Ne oldum delilliği megalomanisi, mülkün sahibi olmanın büyüklük, yücelik ve tasım kibriyle mülkün sahibi olma söylemiyle kendisini dışa vurdu. Vehmedilen mülk sahipliği gücü kolektif alanın kişilere yüklediği sinerjin güçten daha kapsamlı bir güç olan "yöneten güç" zehirlenmesinin "geçişen yük enerjisiydi".
Alkol bir enerjiydi. Alkolü içen biri alkolden geçişen enerji etkisi nedenle "sarhoş davranışı gösterir". Yani içilen alkol şişedeki gibi durmaz. İlahların durumu da buydu Yönetimin gücü ilahlara geçince ilahlar kendilerini "bir başka gücün etkisi altında" buldular. İnsanda olmayan bir güçtü. Ama kolektif güçtü.
Kolektif yapılar bir alandı. Alanın da içindekilere bir "alan etkisi" vardı. Alanın, alan içindekilere olan etkisi, sinerjiydi (görevdeşlikti. Heveslendiren atmosferdi).
Kolektif alanın çeşitli iş kolları nedeniyle, "iş kolları birbirine bağlamdı". "Bu bağlam da yönetim gücü olan düzelenimdi". İlahlar iş kollarını düzenleyen kişiler olmakla, "ikinci bir etki alanı" içindeydiler. İlahlar "yönetici olma bağlamının alan etkisi altındaydılar. Böylece güç zehirlenmesine uğruyorlardı".
Kolektif alanın, alan içindekiler vaki olan ikinci bir alan etkisi, ilahların "vehme kapılmalarına (içten kuruntuya kapılmalarına) neden oluyordu. Yönetim alanının ilahlar üzerindeki vehim sel etkisi, ilahların; "güç kullanmasından doğan, güç zehirlenmesiydi".
Güç zehirlenmesi yönetim, gücünden ileri geliyordu. Yönetim gücü de kolektif kapasite kullanımlı kolektif yapabilirlikti. Kolektif yapabilirlik de kolektif sahiplikti.
İlahlar kurulu, her bir grubun münavebeli (nöbetleşe-sırayla) olarak iş başına geldikleri bir yönetim alanıydı. Sırasıyla yönetim nedene ilahlar yönetimin gücünü eline bir geçiyorlar bir kaybediyorlardı.
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.