- 259 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
Kalbin Çocuğu
Arka yaslan ve bundan çok sene sonra olacakları dinle.
Kalbin birinde ufak bir çocuk yaşarmış. Adı yokmuş. İlk doğduğu anını hiç unutamayan bu çocuk için dünyası sadece bu kırmızı duvarlı odaymış. Ara sıra çok sarsıntılı günler geçirir bazen uzun ıssızlıklarda oturup beklermiş. Niçin beklediğini soran da olmazmış. Çünkü soracak hiç kimse yokmuş. Bir gün odanın tek kapısının ardından bir ses duymuş. Ses aynen şunu diyormuş:
- Orada kimse var mı? Beni dünyada anlayacak bir kişi gerek. Yardım edin!
Çok garipsemiş çocuk. Birden odanın duvarları birbirine yaklaşmış. Yine dağdağalı vakit demiş içinden. Böyle anlarda çok korkarmış. O ses yine duyulmuş:
- Orada kimse var mı?
O sese bir karşılık vermek istiyormuş. Ama ne yapabilirmiş oturup beklemekten başka? Kısa beyaz kolu ile kapıya uzanmış. İçgüdüsel olarak iki kez art arda vurmuş. Çocuk çok şaşırmış meğerse kolları hareket edebiliyormuş. Ayaklarına doğru bakmış. Hızla ayağa kalkmış. Bu olağanüstü demiş. Ben bunları yapabiliyor muydum? Tüm gücüyle kilitli kapıyı asılmaya başlamış. Çocuğun içinde dolup taşan bir kuvvet doğmuş. Bir yandan asılmış bir yandan kapıya var gücüyle vurmuş. Ama git gide gücü tükeniyormuş. Tam yorgun düşüp bayılacakken kapı kırılmış ve ardına kadar açılmış.
İlk başta gözü kamaşmış beyaz parmaklıklar karşısında. Bunlar da ne demiş. Bunlar kendi renginden daha soluk bir beyazlıktaymış. Yanına gidip elleriyle dokunmuş. Soğuk ve sertliği hemen hissetmiş. Odası gibi sıcak değilmiş burası. Üşümeye başlayan çocuk odaya geri dönmek istemiş buralar yabancı gelmiş. Ama merakı ona engel olmuş.
Tırmanmış tırmanmış en orta yerindeki kırık tarafa ulaşmış. Ve yırtık bir aralık görmüş. O sese benzer sesleri oradan duymaya başlamış. Yırtığa ulaşıp dışarıya çıkmış. Yine tırmanmış tırmanmış ve ara ara büyük su parçalarına rastlamış. Göz yaşlarıyla daha önce hiç karşılaşmadığı için bilmiyormuş. Ama havadaki derin acıyı hissetmiş. O bu yüze ait olan kalbin çocuğuymuş.
Bu karşılaştığı durum karşısında bir şeyler yapmalıymış çünkü kalbin odasından çok yüksek sesler geliyormuş. Belki demiş bu damlaları ortadan kaldırırsam her şey hallolur. Tek tek avuçlarına doldurduğu damlacıkları ceplerine doldurmaya başlamış. Vücudunda çok ağırlık olduğunu hissettiğinde hepsini topladığını fark etmiş. Yavaş adımlarla uzun yollardan geçmiş.
- Çok kırgınım. Biraz sevgiye ihtiyacım var.
Tam yuvarlak bir mağaraya gelmiş ki o sesi yeniden duymuş. O an doğduğu an canlanmış çocuğun gözünde. Tek bir kelime yeter demiş. Tek bir kelime. Mağaranın ağzına varmış. Ve doğduğu andan bu yana bildiği tek kelimeyi fısıldamış kalbin çocuğu.
- Seni seviyorum.
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.