- 193 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
Kaptan Reis
Şarkışla Kızılırmak Gazetesi’nde 4 Nisan 2023 tarihinde yayınlanan "Kaptan Reis yazılı olsa da mezarın kime ait olduğu bilinmiyor" başlıklı haber için vermiş olduğum demeç...
Halk kültürümüz içerisinde rüya görerek kutlu kişilerin mezarlarının yerlerinin tespit edilmesine dair pek çok örneğe rastlanır. Bunların bir kısmı rivayet şeklinde iken özellikle yakın dönemlerde bu türden durumların yaşandığı iddia edilen olaylar neticesinde yaptırılan mezarlar gerçekten tespit edilerek kayıt altına alınmıştır. Yani mezarı yaptıranın kim olduğunun bilindiği örnekler mevcuttur. Türk İslam geleneğine uygun olarak üç gün üst üste görülen rüyalara anlatılar içerisinde sıklıkla rastlanır. Rüyada görünen kutlu kişi yer tarif eder, bazen söylenen yeri açtıklarında ne göreceklerini söyler (kılıç bulacaksınız gibi). Bazı anlatılarda ise kendisini ciddiye almayan rüyasına girdiği kişiyi korkutur. Ancak halkbilim açısından bir değer taşıması için dikkat edilmesi gereken en önemli husus en azından rivayetin içinde mezar yapılacak yerin açıldığının ve naaşın görüldüğünün söylenmesidir (mezar yapılmadan önce tarif edilen yerin önceden gerçekten açıldığını kanıtlamanın kesin bir yolu yoktur ama yine de rivayetin bunu aktarması önemlidir) çünkü bu şekilde rüyanın doğruluğu halk inanışı açısından doğrulanmış olur. Burada bahsedilen doğrulama söylentinin tutarlılığını sağlama açısından halk inanışındaki mantığa göre gelişen bir anlatım bütünlüğüdür. Bu da tarif edilen yerin kazılarak içinde bir ceset bulunduğunun rivayette yer almasıdır. Aksi takdirde kastedilen gerçek bir doğrulamanın yapılarak hukuki kayıt altına alınmış olması değildir (az da olsa bu tür örneklere de rastlanır).
Özetle, rüya görerek ortaya çıkarılan ziyaret yerlerine dair rivayetlerde mezar yapılacak yerin açılarak naaşın görülmüş olduğundan bahsedilmesi halk kültürü incelemeleri açısından önem arz eder. Aksi takdirde kayda değerliği çok zayıftır.
***
Daha evvel Gariban Şehit Şerif Baba mezarına dair yapmış olduğum bir araştırmada yine aynı gerekçelerle benzer bir sonuca ulaşmıştım. Kısaca ondan bahsetmekte faydalı olacaktır. Aslında "halk inanışı" açısından şüpheli ve kayda değerliği yetersiz bir mezar. Ancak ortaya çıkışı ile ilgili olarak edinilen bilgiler ilginç. O yüzden kaybolmasın istedim.
Ara sıra yanından geçerim. Şarkışla’nın içinde, merkezi bir yerin hemen arka sokakları. Merak ettim. Fotoğrafını çektim ve araştırmaya başladım. Olumlu, olumsuz pek çok şey anlatıldı. Söylenenlerde ortak noktalar oldukça fazlaydı (tevatür azami). Tek farkla kimi inanıyor, kimi inanmıyor ama yaklaşık aynı şeyleri söylüyorlar. Birbiri ile uyumlu, benzer ve görüş birliği yüksek olanlarını özetleyerek aktarıyorum. Kadının biri (kim olduğu belli ama sadece adının "Şerife" olduğunu söylemekle yetineyim) üç gün üst üste rüya görüyor. Rüyasında birisi kendisinin yattığı yeri tarif ediyor ve mezar yapılmasını istiyor (halk kültürü ile uyumlu görünen kısım bu. Ancak geleneksel anlatılarda bundan sonra oranın açıldığı ve içinde bir ceset bulunduğu söylenir). Mezar yeri kesinlikle kazılıp açılmamış, orada bir mefta olup olmadığına bakılmamış. Kadın etrafındaki insanlara danışıyor. Herkes bir şeyler söylüyor. En sonunda kararını veriyor. Zaten evimin önündeki kendi bahçemin içinde... Kime ne? Kendi mülkümde istediğimi yaparım mantığı ile yaptırıyor mezarı. Dolayısıyla izin alınmıyor, devlete haber verme falan gerekmiyor. Yıllar geçiyor, imar, istimlak derken ev yıkılıyor, bahçe kayboluyor ama kimse mezara dokunamıyor. Yolun ortasında kalıyor öylece.
Mezarın adı: Gariban Şehit Şerif Baba...
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.