KALBİ SORGULAMA
Beğenilme ve takdir edilme duygusu insanda fıtridir. Bu duygunun ibadetlerde ihlası, davranışlarda samimiyeti kirletmesinin adı riyadır. Riya kişinin içini ihmal edip dışını süslemeye çalışması ve olduğundan fazla görünme arzusu ile itibar ve halkın saygısını kazanma tutkusudur.
Riyanın en güçlü sebebi övülmekten hoşlanmak ve yerilmekten incinmektir. Övülme arzusunu tetikleyen ise kendini beğenmektir. Kalpte kök salan riyanın kaynağı, oraya samimiyet ve ihlas tohumlarının yerleşmemiş olmasıdır.
Riya hastalığından kurtulmanın en kestirme yolu riyayı korku ve endişe ile gözetlemek, marifet ve basiretle teşhis edip karşı koymak ve dindarlığımızı sorgulamak; yâni kendimizi ve amellerimizi hesaba çekmektir.
Bu muhasebe bir kalp sorgulamasıdır. “Bugün Allah için ne yaptım? Yaptıklarımın ne kadarı Allah için, ne kadarı nefsim için?
İşin içine ne kadar “görsünler ve desinler” kaygısıyla riya denen şirk-i hafi girdi?” İnsanın kendini bu şekilde sorgulaması, murakabe ile davranışlarını kontrol edebilmesi şirk-i hafi olan riyadan kurtulmaya vesiledir.
Murakabe ve muhasebenin olmaması, karakterleri zaafa uğratarak insanı çift şahsiyetli yapar. Bu hâlin ilk yansımaları da yalan ve riya musibeti şeklinde olur.
Nefsin arzularını, hevanın tutkularını kırmak, dünya ve halktan ümidini kesmek ve bütün himmetiyle ahrete teveccüh etmek riyadan kurtulmanın önemli bir başka yoludur.
Kulun kalbinde ihlas ve samimiyet kökü bulunmadığında, yerine riya yerleşip dal budak salar ve böylece kul şeytanın dürtülerine boyun eğmeye başlar.
İnsan öbür âlemde sarrafın gerçek altınla sahtesini ayırması gibi amellerinin halisane olanı ile riya karışanını anlayacak, ama arkasına, sağına ve soluna bakınmasının, çevresinden medet ummasının o anda kendisine bir faydası olmayacaktır.
Çünkü herkes kendi günahının yüz kızartıcı hâliyle kapkara bir yüzle ne Rabb’ına varabilecek bir hâlde, ne de başkalarına bakabilecek bir durumda olacaktır. Bu bir hüsrandır.
Bu hüsran ile karşılaşmamak, şirk-i hafiyi işlememeye ve manevi hayatı kaliteli yaşamaya bağlıdır. Riyadan kurtulmanın yolu Hakk’a ibadet sırasında yaratıkları görmemek, Allah için yapılan amelde sünnete riayete titizlik göstermek ve Hakk adına yapılan hizmetten lezzet duymaktır.
Çünkü Allah Teala Kur’an-ı Kerim’de buyurur ki: “Onlar sadece Allah’a ibadetten ve dini yalnızca O’na has kılmaktan başkasıyla emrolunmadılar.”
Riyanın büyük olanı, kulun Allah’a itaatle insanları murat etmesi, Allah’ın rızasını hiç gözetmemesidir.
Nitekim Hz. Peygamber (s.a.s.) riyayı tarif ederken: “Allah’a taati sırasında insanları kastederek amel yapmandır.” buyurarak buna işaret etmiştir.
Hz. Peygamber’in şu hadisi bu konuda ayrıca dikkat çekicidir: “Kıyamet günü riyakâra, halkın gözleri önünde şöyle seslenilir:
Ey riyakâr!
Ey kandıran şahıs!
Senin amelin boşa gitti, ecrin silindi.
Git, kim için amel yaptıysan sevabını onlardan iste.”
Riyanın küçüğü kulların küçük görüp önemsemediği için küçük riya diye adlandırılır. İbadetleri hem Allah için, hem de insanların takdir ve övgüsü için yapmaktır.
Bu tür riya pek çok hadis-i şerifte şirk-i hafi olarak değerlendirilmiştir. Nitekim Peygamberimiz bir defasında şöyle buyurmuştu: “Sizin için korktuklarımın en korkuncu küçük şirktir.” Sahabiler: “Küçük şirk nedir?” dediler. Efendimiz: “Riya” buyurdu.
Şirk-i hafi olarak değerlendirilen riya, kalbin derinliklerinde sinsi bir marazdır. Nitekim Peygamber Efendimiz (s.a.s.): “Şirk, karanlık gecede Safa tepesinde yürüyen kara karıncanın ayak sesinden daha gizlidir.” hadisiyle bu gerçeği ifade buyurmuştur.
Bu derece gizli ve sinsi olan şey, ancak engin basiretle, uyanık bir kalp ile fark edilebilir. Hakk’ın rızası, ahret kaygısı ön planda tutulan, riya ve gösterişsiz yapılan amellerdedir.
Hayat yürüyüşünde riyasız amellere erişmek kolay değildir. Ameller, insanı dünya ve ahrette yüksek mertebelere nail kılan ve Allah’a yaklaştıran vesilelerdir.
Kendini beğenme ve riya gibi kalbî marazlar, amelleri değersizleştirir ve bu tür ameller kıyamet günü, eskimiş bir paçavra gibi sahibinin yüzüne çarpılır.
Ahrette açılan amel defteri sahibine gösterildiği zaman insan gerçekten büyük sürprizlerle karşılaşır; yaptıklarının riya ve gösterişin esaretine girmiş olduğunu hüzünle seyreder.
Amel-i salih yapıyorum sandığı pek çok davranışın riya, gösteriş ve şirk-i hafi ile kirlendiğini görür, yüzünü ağartacak davranışların azlığına şahit olarak hüsrana uğrar.
Allah’ın kalıba değil, kalbe baktığını; ahretteki derecenin kalpteki duygulara bağlı olarak eksilip artacağını bilmek suretiyle olur. Riya ve gösterişten kurtularak kullukta zirveye tırmanmak adım adım olur.
Bu yolda beşerî iradeyi samimiyet ve ihlasla kullanmak ne kadar önemliyse, Allah Teala’dan lütuf ve kerem talep etmek o kadar önemlidir.
Şirk-i hafi olan riyadan kurtularak halisane dindar olabilmek birdenbire ve basitçe ulaşılacak kolay bir iş değildir. Çünkü önünde birçok engel vardır. Bu işin en sağlam yolu Allah’a kulluk ile nefse gem vurabilmektir.
Bu sayede riyadan uzak bir kulluk ile ahrete güzel ve temiz bir amel defteri götürebilmek mümkün olacaktır.
Riyanın tedavisi ihlasa ermeye çalışmakla olur. Çünkü ihlas, kulu riyadan koruyan bir zırhtır. Nasıl sabırsızlığı sabırla, unutkanlığı zikirle, nankörlüğü şükürle, isyanı taatle, cimriliği cömertlikle, şüpheyi yakin ile hatadaki ısrarı tövbeyle, yalanı doğrulukla, gafleti tefekkürle değiştirmek mümkünse riyayı da ihlas ile değiştirebiliriz.
Ancak bu şekilde manevi hayatta mesafe almak mümkün olabilecektir.
Cenab-ı Hak’tan niyazımız bizleri riyadan koruyup ihlasa erdirmesidir.
İlyas Kaplan
02.04.2023
-----
1-(Müslim, Zühd, 46; Müsned, II, 301.)
2-(Müsned, V, 428, 429.)
3- Karıncanın Ayak Sesinden Gizli Kalbî Maraz: Riya
4- Diyanet aylık dergi • şubat 2014 • sayı 278
5-(Müsned, IV, 124.)
6-(Taberani, Mu‘cemü’l-evsat, IV/10, hadis no: 3479; Ebu Nuaym, VII, 112.)
7-(Beyyine, 98/5.)
YORUMLAR
Riyadır Mümine , en gizli düşman
Düşmeyelim Rabb'im ne olur eman
Sevdiğini sevdir, biricik duam
Bizi yaban ele, etme perişan
Rabb'im bizleri hidayet etsin.
Evet Abim kalbimize iyi bakalım.
Çok saygımla Üstadım.
deniz_tayanç1 tarafından 4.4.2023 10:51:35 zamanında düzenlenmiştir.