İNANÇ VE DÜŞÜNCE ÖZGÜRLÜĞÜ
İNANÇ VE DÜŞÜNCE ÖZGÜRLÜĞÜ
Allah insanı yarattıktan sonra ona diğer varlıklardan ayrıcalıklı olarak akıl vermiş. Aynı zamanda diğer varlıklardan en üstünü olarak vasıflandırmış. Bu üstünlüğü verilirken de inanç ve düşüncelerinde özgür kılmıştır. Ahlaki olan ve insanlığın yararına ve kendi hesabına da etik olan inanç ve düşüncelerin de serbest bırakmıştır. Günümüzde de inanç ve düşünce özgürlükleri birer insanlık haklarından olarak kabullenilmiştir.
Burada en doğru olanı da başkalarının inanç ve düşünce sınırlarını ihlal etmemek şartı önemlidir. Her insan inanç ve düşüncelerini serbestçe özgürce yerine getirmesi ve düşüncelerini açıklaması onun özgürlüğündedir. İslam dini bu iki temel konuya ahlaki olduğu sınırlar içerisinde bir sınırlama koymamıştır. İnanç ve düşünceleri yasaklamak müdahale etmek ve baskılamak ne insanlık değerlerine uyar nede dini gerçeklere uygundur. Serbestçe inançlarını yaşamalı düşüncelerini korkusuzca açıklayıp söyleyebilmelidir. Allah kişilerin inanç ve düşüncelerindeki özgürlüğünü Hz. Muhammed’e hitaben şöyle bildiriyor.
Kuran-ı Kerim Hz. Muhammed’in öncelikli görevinin tebliğci olduğunu, ilahi vahyi tebliğ etmekle görevli olduğunu vurgulamıştır. Kişilerin söz ve eylemlerinden hiçbir şekilde sorumlu olmadığı ve bu görevin ilahi hitabı duyurmak olduğu hatırlatılmıştır. Bu davet ve tebliğde muhataba hiçbir baskı ve zorlamada bulunmaması gerektiği kendisine ifade edilmiştir. "
O halde öğüt ver. Çünkü sen ancak öğüt vericisin. Onların üzerinde bir zorba değilsin. Ancak yüz çevirip inkâr edene gelince, işte öylesini Allah en büyük azap ile cezalandırır. Şüphesiz onların dönüşü sadece bizedir. Sonra onların sorguya çekilmesi de sadece bize aittir
Dini inanç ve düşünme özgürlüğü kişinin kendi iradesinde ve tercihinde Allah’ın kulları olarak özgürdürler. Çünkü din asla baskıyı haksız yasaklamayı, zorlamayı kabul etmez. Bu temel insan hakkına başkalarının sebepsiz müdahalesini benim dediğim olacak zorlamasını uygulamaya koymayı doğru olarak kabul etmez.
Hiç kimse inanç ve düşüncelerin serbestçe yerine getirilmesini engelleyemez, baskılayamaz, zorlayamaz ve kendisine ait olan inanç ve düşüncelere kabulünü isteyemez.
Bir insan düşünün inançları hakkında başkalarına karşı sorumlu değildir. Düşünceleri karşısında başkalarının dediğine isteğine uyma zorunluluğu da yoktur. İslam’a göre kul inanç ve düşüncelerinden dolayı başka kullara değil kendisini yaratan var eden Allah’ına karşı sorumludur. Zaten insan bu âlemde geçici olarak vardır. Sorumluluğu ve sahipliği de geçicidir. İnsanlığa karşı sorumlu olması, yaşadığı âlemi her yönüyle koruyup kollanması, insanlığa hizmetle görevli olduğu bilincinde olması gerekir.
İnanç ve düşünce özgürlüğü yönünden de başkalarına karşı onların inançlarına ve düşüncelerine saygılı olması en tabii bir davranıştır. Her insan aynı zamanda aynı fikri düşünce yapısında değildir. Hoş görülü olmak, kalp kırmamak, kin ve nefret duygularından arınık olarak dostça davranışlar sergilenmelidir.
Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin 9. maddesi Düşünce, vicdan ve din özgürlüğü
1. Herkes düşünce, vicdan ve din özgürlüğüne sahiptir. Bu hak, din veya inanç değiştirme özgürlüğü ile tek başına veya topluca, açıkça veya özel tarzda ibadet, öğretim, uygulama ve ayin yapmak suretiyle dinini veya inancını açıklama özgürlüğünü de içerir.
2. Din veya inancını açıklama özgürlüğü ancak kamu güvenliğinin, kamu düzenin, genel sağlığın veya ahlakın ya da başkalarının hak ve özgürlüklerinin korunması için demokratik bir toplumda zorunlu tedbirlerle ve yasayla sınırlanabilir.
Aynı sözleşmenin ikinci maddesin de ise şöyle söyleniyor.
2-Hiç kimse eğitim hakkından yoksun bırakılamaz. Devlet, eğitim ve öğretim alanında yükleneceği görevlerin yerine getirilmesinde, ana ve babanın bu eğitim ve öğretimin kendi dini ve felsefi inançlarına göre yapılmasını sağlama haklarına saygı gösterir.
Üçüncü olarak, Sözleşme’nin 14. maddesi, ayrımcı muamelenin yasaklanmış temellerinden birine örnek olarak açıkça dini inançlara atıf yapmaktadır:
14-Bu Sözleşme’de tanınan hak ve özgürlüklerden yararlanma, cinsiyet, ırk, renk, dil, din, siyasal veya diğer kanaatler, ulusal veya sosyal köken, ulusal bir azınlığa mensupluk, servet, doğum veya herhangi başka bir durum bakımından hiçbir ayrımcılık yapılmadan sağlanır.
Öncelikle inanç ve düşüncelerin de ki özgürlüğünü sahiplen. Özgürce yaşamayı benimse. İşte ondan sonra Müslüman olmakla öğün. İnsan olma insanca yaşam sürme ve insanları sayıp sevmek özgürlüktür. İnançlara ve düşüncelere yasak koymalar onları yargılayarak hapislere koymalar, kin ve nefretle düşman gözüyle bakmalar insanlık onuru ve şerefine taban tabana zıttır.
İnançlara ve düşüncelere ambargo uygulamak düşüncelere kilit vurmak demektir. Böyle olunca nasıl çağı yakalayacak toplum, nasıl kalkınma hızına erişecek, nasıl bilim insanları yeni icatlar keşifler yaratarak insanlığın hizmetine sunacaklar. Aydın ve bilim adamlar nasıl yetiştirilip çoğaltılacaklar. İnanç ve düşüncelere vurulan vurulmaya çalışılan kelepçeler toplumu karanlığa çağın gerisine taşır. İnsanlar, toplumlar bilim yuvaları yıkılırken ahlak düzeni bozulur. İnançlar ve düşünceler özgür olmaktan uzaklaşır korku sindirme başlar. Miskinleşmiş, sessizleşmiş ürkek insanların oluşturduğu ülke haline dönüşülür.
İnsan olarak inançlarımızda ve düşüncelerimizde özgürlüğümüzü yaşayabilmek için hep okuyalım. Hangi türde hangi konularda olursa olsun görsel, yazımsal her eseri imkânımız nispetinde okuyalım derim. Düşüncelerimizi gerçeğe, doğruya, güzele yönlendirelim. Bu gün dünya ülkelerine baktığımız da her yönde kalkınmışlığı yakalayanlar inanç ve düşüncelerinde özgürlüğü sahiplenenler. Boş vakitlerinde ellerinden kitapları bırakmayanlar. Kahve köşelerinde zamanlarını boşa harcamayanlar. Hiç kimsenin etkisi altında kalmadan özgür irademizle, soralım sorgulayalım, soruşturalım, inceleyelim, araştıralım gerçeğe ulaşmak için fırsat buldukça okuyalım.
İnanç ve düşünce özgürlüğümüze helal getirmemek için davranış ve ilişkilerimizde dikkat edeceğimiz konuları şöyle sıralaya biliriz. Başkalarının etki alanına girmeyelim. Yanlış bulduğumuz görüşlerin gerçeğe uymadığına ikna olduğumuz durumlardan uzak kalalım. Müritlik sevdasına kendimizi kaptırıp başkalarına biat etmeyelim. Başkalarının inanç ve iman edilmesi gerektiğini söyledikleri yalanlara kendimizi kaptırmayalım.
Başkalarının veya birilerinin peşine takılıp hayatımızı köleleştirmeyelim. Kendimiz olalım ve kimliğimizi kaybederek onun bunun adamı durumuna düşmeyelim. İnanç ve düşüncelerimizi gerçeklerden uzaklaştırmadan başkalarının görüşlerini düşüncelerini irdeleyelim ve sorgulayalım. Bunların sonuçlarından kendimize olumlu paylar çıkaralım. Bilgi dağarcığımıza insanlığa yakışır olanlarla takviye edelim.
Medeni ve Siyasi Haklar Uluslar arası sözleşmesinde de inanç ve düşünce özgürlüğü açıkça yer almaktadır. Ne yazık ki değişik sözleşme ve anlaşmalarda bu konular yer aldığı halde kuranın emri bilindiği halde ülkelerin otoriteleri oy ve çıkar koltuk sevdasından dolayı oralı olmuyorlar. İnsanların birbirlerine düşüncelerinden dolayı şöyle dedin yok böyle dedin diye mahkeme kapılarında süründürülüyorlar. Hükümler veriliyor tazminatlara mahkûm ediliyorlar.
1. Herkes düşünce, vicdan ve din özgürlüğü hakkına sahiptir. Bu hak, kendi tercihiyle bir dini kabul etme veya bir inanca sahip olma özgürlüğü ile tek başına veya başkalarıyla birlikte toplu bir biçimde, aleni veya özel olarak, dinini veya inancını ibadet, uygulama, öğretim şeklinde açığa vurma özgürlüğünü de içerir.
2. Hiç kimse, kendi tercihi olan bir dini kabul etme veya inanca sahip olma özgürlüğünü zayıflatacak bir zorlamaya tabi tutulamaz.
3. Bir kimsenin dinini veya inancını açığa vurma özgürlüğü ancak kamu güvenliği, kamu düzeni, sağlık veya ahlak veya başkalarının hak ve özgürlüklerini korumak amacıyla, hukuken öngörülen ve demokratik bir toplumda gerekli olan sınırlamalara tabi tutulabilir.
4. Bu Sözleşmeye Taraf Devletler, anne-babalar ile mümkünse vasilerin kendi inançlarına uygun biçimde çocuklarına din ve ahlak eğitimi verilmesini isteme özgürlüğüne saygı göstermeyi taahhüt ederler.
Bütün bunlar olurken de sevgiden, saygıdan ve hoşgörüden uzaklaşmayalım.
Durmuş Karabağlı
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.