- 552 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
YA BAKİ ENTEL BAKİ
YA BAKİ ENTEL BAKİ
Yolda olmak umuttur, özlemektir ve nihayetinde ise vuslattır. Zahmeti çok olan dünya hayatının rahmeti de o oranda fazla olacaktır. Çünkü Rabbimiz mutlak adalet ve hikmet sahibidir. İnsan bir damlanın eseridir. Kendi iradesiyle olmaz bir et parçası iken beşer dediğimiz insan vasıflarını kazanır. Bu oluş Allah’ın ol emirleriyle zuhura gelir. Anne karnında yalnız ve çıplaktır. Dünyaya teşrifleri kendi iradeleriyle değildir. İstemsizdir ama gelmek zorundadır. Zira ol emri öyle verilmiştir. Bu dünyada yaşaması gereken hayatı yaşar ve giderken de istemsizdir ve iradesizdir. Gelirken nasıl yalnız başlattıysa hayat yolculuğunu, Esas hayata dönerken de yalnızdır ve iradesizdir.
Dünya hayatının yolculuğuna çıkışımız ve başlama zamanını biz seçmeyiz. Yaratanın iradesi ve dilemesiyledir. Bu yolculuğa çıkış zamanı nasıl bizim bilgimiz ve irademiz dışında ise Bitiş kararını biz irademizi kullanarak belirleyemeyiz. Gelişte ve gidişte karar verici Allah’tır. Gelişte hiçbir şeyin farkında değildik. Gidişte hayat tarzımıza göre korku ve endişe vardır. Şöyle düşünmek lazım bir yere misafir gittik: hem yol yürüdük, hemde zahmet çektik, zamanı da harcadık. Yani yolcu ve misafiriz. Geldik gideceğiz. O yalan, bu yalan, gel de biraz sen oyalan.
Bu sebeple, bulunduğumuz her mekân ve zamanda hem misafir, hem de yolcuyuz. Bazı yerlerde biraz fazla oyalansak da hiçbir menzilde kalıcı değiliz. Her yeni mekânda bilgisizlik, korku ve tedirginlik vardır. Yolcu Zamanın ve ortamların bildiği gibi gitmesini ister. Lakin kaza ve kader denen esaslar onu isteğine bırakmaz. Bazen dirense de insanı oradan oraya savurur. İradenin de etkin ve yetkin olmadığı zamanlarda yaşar. Hâlbuki bir sonraki adımdır insanı geliştirecek ve değiştirecek olan. Bizi dünyaya getirilişimizin gayesi, bizi yaradana kul olmak ve tekâmül etmektir. Farkında ol veya olma ömür su gibi akar gider. Her zerre su köprüden bir kez geçer.
İnsanda bu ömrü bir kez yaşar. Akrebin ya da yelkovanın hızla döndüğü gibi. Başladığımız yere tekrar dönüş yaptığımız bir yolculuktur. Bu dünya serüveni, nihayetinde yol ve yolculuktan başka bir şey değildir. Yol kadar yol arkadaşları da önemlidir. İlk yol arkadaşımız anne ve babamızdır. Onlarla başladığımız yolculuk anne ve babamızın desteği ile çok güzel ve duygu dolu geçer. Zamanla başka arkadaşlar başka kişiler katılır hayatımıza. Her durakta yeni bir kişi yeni bir arkadaş katılır. Bir zaman hayata onların dünyasından bakar, onlar gibi bakar, onların sevindiklerine sevinir, üzüldüklerine üzülürüz.
Yol boyunca başka insanları ve hayatları tanıdıkça, her şeyin tam olarak, onların söyledikleri ve yaptıkları gibi olmadığını fark etmeye başlarız. Çatışırız onlarla kimi zaman sessiz ve derinden, kimi zaman ise gürültülüce geçer. Her şeye rağmen ana ve babamız, birçok görüş ayrılıklarımız olmasına rağmen güvendiğimiz dağ ve sığındığımız liman olma görevini her daim sürdürür. Onların zamanını doldurup ayrılmaları bizim sarsıntı geçirmemize sebep olur. Yani deprem gbi bizi sarsar ve yalnızlığa iter. Onların yerine eş ve çocukları koysakta anne ve babanın yerini hiçbir zaman dolduramazlar. Hayatımıza dahil ettiğimiz kişilerin yaşamımıza etkileri olacaktır. İyi veya kötü yönde. Bir şekilde bizim hayatımızı şekillendirirler. hayatımıza dahil ettiğimiz kişilerin sevecenlikleri dostlukları, fedakarlıkları bu yolculuğu güzelleştirir. Yani yoldan mana arkadaşını dostunu iyilerden seçmendir. Bu yolculukta yaşadıklarımız hayatın özü ve özetidir. Çoğu zaman anlamsız bulduğumuz bu hayatın sorgulamasını da yapmamız gerekir Şairde sorgulamış ama aslını keşfedememiş.
Bu fâni dünyayı gezdim dolaştım
Aslımdan bir haber veren yok bana
Çok erenler sohbetine ulaştım
Aslımdan bir haber veren yok bana
Hayat yolculuğumdaki zahmetler, çileler varacağımız yerin kıymetini belirler. Hayat denen serüvenin bir gün mutlaka son bulacağını bilmemiz bizi sevindirmeli. Bu dünyayı anlamlandıran ebedi hayatın güzelliğidir. Onun için çilelere katlanır, zorlukları göğüsleriz. Yola düşmek ve yolda olmak umuttur, özlemektir kurtulmak ve kavuşmaktır. Yani vuslattır. Zira süfli alemden ulvi aleme geçiştir. Zahmeti çok olan dünya hayatının rahmeti de o oranda fazla olacaktır. Çünkü Rabbimiz mutlak adalet ve hikmet sahibidir.
Rehberimiz kuran önderimiz peygamberse eğer yoldan çıkmayız. Rehbersiz yolun zahmeti çok çetin geçer ve oldukça zordur. Yolun tehlikeli yerlerinden habersiz olduğumuz gibi çoğunlukla yan kesici veya eşkıyalarla karşılaşma ihtimâli her zaman mümkündür. Allah’ın rab isminin nurunun tecelli ettiği güzel yollarda yürümeliyiz. Birlikte yola çıktığımız yoldaşlarımız her zaman için bizim kaderimizi paylaşmayabilir yolunda gitmezse işler, rayından çıkmışsa bazı şeyler, yol yakınken yol vermek gerekebilir. Bizden önce bu yolları kat etmiş, elinde haritası olan, yolun tehlikelerinden ve tuzaklarından haberdar olan, yol yordam bilenlerle yolculuk ve yol arkadaşlığı yapmak, kişinin en büyük şansı olsa gerek. Çıkılan bu yolda insan üzerindeki yükün azlığı belli oranda konfor sağlarken, azıksız ve susuz yola çıkmamak, yolculuğun olmazsa olmazlarındandır.
Yapmış olduğumuz bu yolculuğun sonunda ulaştığımız menzile elimiz boş varmamak, yolun adaplarındandır; Cenab” -ı Hakk’a kulluk ve sevgimizin nişanesi olarak dünya HAYATINDA İŞLEDİĞİMİZ GÜZEL AMELLERİMİZİ hediye olarak götürmeliyiz. Zira varacağımız yerde karşılığını alacağımız mükafat ya da mücazat vardır. Ruhlar aleminde verdiğimiz bir söz var. O söz üzere çıktığımız bu yolculukta sözümüzün eri olmazsak elbette bir bedeli olacaktır. Bu hayata gelmekten maksat, hak ve hakikati idrak etmekten başka bir şey değildir. Bir abdest alacak kadar kısa olan bu hayatı sorgulamak işimize gelmiyor. Kendimizi sorgulamaktan imtina ediyoruz. Geliş maksadımızı unutup oyun ve eğlenceden ibaret zannettiğimiz bu dünya hayatında bazı menzillerde takılıp kalıyoruz.
Burada ne yaşamış isek onlarda sadece hak ve hakikat olanlar bize kalır diğerlerinin sadece yükü kalır. Yolcu, zahmetlide olsa yolun gereği Kur’an üzere yaşamasıdır. Eğer Kur’an ve sünnet üzere yaşarsa yolda yolcuda varılacak yerde hayırlı olacaktır. Yalancı dünyadan yalan olup gittiğimizde, bize eşlik edecek olan ‘’ya baki entel baki’ ’ya da ilahi ente maksudu ve rızake matlubu diyelim ve şaire kulak verelim.
Abd i Hak beyninde yüzbin hicâb var
Her hicabda yüzbin sual cevab var
Burada inceden ince hisab var
Aslımdan bir haber veren yok bana
=========================AR================================
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.